TWİTTER ya da NSA / CSS

Abdurrahman Dilipak

Kısa adı NSA. Açılımı National Security Agency.. Paralel örgütü CSS Central Security Service, Merkezi Güvenlik Teşkilatı. İnternet sayfası nsa.gov. Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) ABD’nin en çok istihbarat toplayan teşkilatı olduğu bilinmektedir... Kriptoloji üzerine uzman olan bir teşkilattır. 4.11.1952 tarihinde resmi olarak kuruldu.. Yabancı ülkelerin iletişimlerini (telefon, e-posta vs.) dinleyerek bilgi toplar. Ayrıca Amerikan hükümetinin haberleşmesini yabancı teşkilatlardan korumak da onların görevidir.

Ulusal Güvenlik Dairesi’nin önceki kurumu 20 Mayıs 1949’da kurulan Silahlı Kuvvetler Güvenlik Servisi (AFSA) idi. Bu organizasyon asıl olarak Genelkurmay’ın komutası altında Amerika Savunma Bakanlığı’nda kuruldu. AFSA Amerika askeri birimleri dışında, direkt olarak Savunma Bakanlığı Elektronik Ulaşım ve İletişim Daire Başkanlığı’na bağlıydı.

Wikipedia da bu örgüt hakkında şu bilgilere de ulaşabilirsiniz mesela: “Yeryüzündeki en büyük telefon görüşmeleri arşivine bu teşkilat sahiptir. Yasa dışı olarak sivillerin telefon görüşmelerini kaydettikleri (ellerinde görüşmeleri kaydetmek için hiç bir yasal yetki, mahkeme emri olmaksızın) ve telekomünikasyon şirketlerinden telefon kayıtlarını istedikleri ortaya çıkmıştır. NSA, 1990’lı yılların başlarında 96 ülkede yılda bütün zamanlar için 3.000.000 görüşmeyi dinleyebilecek kapasiteye gelmiştir. Hiçbir yasa tanımaksızın her ülkeden istediği bilgiyi alabilir. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasında önemli rol oynadığı ileri sürülmektedir. NSA’in asıl kuruluş amacı hiçbir ülkenin bilimde ABD’den daha ileride olmamasını sağlamaktır.”

Cumhurbaşkanı ya da AYM bu konuyla ne kadar ilgili ya da bilgili bilmiyorum ama, Twitter’a yargı denetimi dışında sağlanan özgürlük, NSA ve CSS’ye özgürlük anlamına gelir..

Türkiye’de, resmi kurumların kendilerini dinlemesine şiddetle karşı çıkanların, ABD’nin kendilerini dinlemesi konusunda tam aksi bir tutum içinde olmalarını anlamak mümkün değildir..

IPhone ve Blackberry’nin serverleri ABD’de.. Bu sistemleri kullanan herkes, ister telefon, ister internet üzerinden yaptıkları tüm iletişimler takip ediliyor.. Twitter ve Facebook da buna dahil. Tabi Google ve benzeri arama motorları da.

Sosyal Metrik Sistemle, toplumun hangi konuda ne düşündüğü ve zaman içinde ne yönde bir davranış değişikliğine uğradığı, bunların siyasi, ideolojik eğilimleri, gelir durumları, demografik özellikleri izleniyor..

İlginç değil mi, kullanıcılar, bunların Türkiye’de server bulundurma şartı ve sorumlu müdür atanmasına ilişkin hiç bir talepleri yok..

Yabancılara bu denli özgürlük tanırken, kendi kurumlarına karşı bu kadar negatif bir tavır içinde olmayı anlamak zor.. Cumhurbaşkanı ve AYM’nin tavrını yeniden gözden geçirmeleri gerekir..

Burada Twitter’in kapatılması değil. Asıl sorun Twitter üzerinden gerçekleştirilen saldırılarla ilgili olarak yargı kararının uygulanamaması.. Açıkça suç işleniyor, suça ve suçluya yardım ve yataklık edilirken, sorumluların tesbiti konusunda Twitter’in takındığı tavır..

ABD hükümeti ile ortak çalışıyor. Batıdan gelen yargı taleplerini uyguluyor. Ama Türkiye sözkonusu olunca çifte standartlı davranıyor..

Bu örgütlerin, hedef ülkelerde ekonomik, sosyal, siyasal, kültürel hayatı nasıl maniple ettiklerini biliyoruz. Piyasa-Borsa manipülasyonları bilinmeyen şeyler değil. Hani Gezi olaylarını yaşamamış bir ülke olsak!

ABD’nin Savunma Bakanlığı’na bağlı, 30.000 uzmanın çalıştığı bir örgütten söz ediyoruz ve Twitter’in hiç bir yasal denetime tabi olmadan ülkemizde icrai faaliyette bulunması, Amerikan istihbaratına özgürlük tanıyıp, kendi istihbaratına karşı onlara alan açarak, her türlü manipülasyon için karşı tarafa fırsat tanımak anlamına gelir..

NSA herkesi dinliyor; radyo, televizyon, telefon, internet, tüm elektronik haberleşme sürekli takip altında. Telsiz, uydu haberleşmeleri, askeri, sivil.. Yurt içi, yurt dışı, dinlemediği yer ya da kişi, kurum yok.. Washington Post’a göre, 1.7 milyar e-posta arşivleniyor, analiz ediliyor ve raporlanıyor.. Bir düzineye yakın büyük Amerikan internet-tabanlı iletişim servis sağlayıcıları, özel bir protokol çerçevesinde, iç ve dış kaynaklardan veri transferi yapıyorlar.. Microsoft, Yahoo, Google, Facebook, PalTalk, AOL, Skype, YouTube ve Apple, Twitter, hepsi buna dahil.. Bir çok Cyber Güvenlik yazılımı, Firewall, bu proje içinde yer alıyor..

Edward Snowden 8 Şubat ve 8 Mart 2013 tarihleri arasında NSA tarafından, dünya genelinde yaklaşık 124.800.000.000 telefon ve 97.100.000.000 bilgisayar veri öğeleri toplandığını ve analiz edildiğini açıkladı. 2013 yılının Haziran ayında Almanya, İngiltere ve Fransa’da NSA tarafından 70.300.000 dinleme/izleme yapılmış. Bana kalırsa Cumhurbaşkanı, bu olayı özgürlük kavramının dışında bir de bu yönü ile inceletmeli. TBMM bu konuda bir meclis araştırması yaptırmalı.. Kamu Güvenliği Müsteşarlığı bu işe bir el atmalı.. Muhalefet daha sorumlu davranmalı ve Twitter cemaati bu gerçekler konusunda bilgilendirilmeli.. Türkiye bu konuda ciddi bir güvenlik tehlikesi ile karşı karşıya.. Karşı karşıya kaldığımız konu, özgürlük sorunu değil.. Yabancı bir kurumun Türkiye’de operasyon yapmasına rağmen, yasal çerçeveye karşı haksız, keyfi, meydan okuyan, tehditkâr bir tavır içinde, suçu ve suçluyu koruma aymazlığıdır. Bu keyfi duruma bir an evvel son verilmelidir..

Twitter olayı bilgi güvenliği ve Cyber güvenlik ve kontr ispiyonaj, LIBOR rezaleti ise finansal güvenlik açısından hayati önem taşımaktadır..

ABD Ulusal Güvenlik Kurumu NSA’nın küresel ve kitlesel dinleme ve izleme programı hakkında Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’ne bilgi veren Edward Snowden’ın açıklamalarından sonra, umarım hem AYM ve hem siyasi ve idari yöneticiler, hem de halk bu konuyu tekrar düşünürler.. Alman istihbarat dairesi şefi Hans Jörg Geiger “müttefik ülkedeki veri trafiğinin takibe alınıp stoklanmasının yasaklanması veya stoklandıysa silinmesi” ve “telekom ve internet şirketlerinin elindeki verilerin sadece yargı kararıyla alınabilmesi” talebi Türkiye’nin talebi ile aynı değil mi? Bu arada Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi tarafından hazırlanmakta olan kapsamlı rapor ve kararın Eylül ayında oylanması bekleniyor. Neymiş, demek ki, bu konu mücerret bir özgürlük sorunu değilmiş.. Gül ve AYM’ye duyurulur..

Selam ve dua ile..

yeniakit