Üfleyin bakalım ey aydınlığın düşmanları, karanlık adamlar!
Üflemeye devam edin ey ışıktan rahatsız olan yarasalar!
Avurtlarınızı şişirin ve olanca kuvvetinizle üfleyin, bakalım söndürebilecek misiniz Allah"ın Nûrunu?
Elinizden ne geliyorsa ardınıza koymayın. Sonra içinize dert olmasın. Keşke zamanında şöyle şöyle yapsaydık da, bunların önünü erkenden alsaydık demeyin.
İyice düşünün, hangi yalanlar işinize yarayabilir?
İftira olarak neler daha çabuk tutabilir?
Bakın şöyle, nerelerimizde çamur izi kalabilir?
Dikkatlice araştırın, iyice tespit edin; saldırabileceğiniz zaaf yönlerimiz nereler, açık noktalarımız nereler, bizi yıkabileceğiniz zayıf karnımız neresi,?
Peygamber sevdalılarının çığ gibi kalabalıklarını hiç göstermemek mi, az göstermek mi, seslerini duyurmamak mı veya çarpıtarak vermek mi, bundan sonraki etkinliklerini önlemek ve göz açtırmamak mı, her neyse, yapın yapabileceklerinizi!
Veya eski yalan ve iftiraları bir daha fırına sürmek mi?
Kısacası, nereden ve nasıl üflerseniz acaba Allah"ın Nûrunu söndürebilirsiniz, haydin üfleyin ve söndürün?
Hem bu bizim için de bir test olsun, bir daha imtihan olsun.
Böylece bizler de cephemizdeki zayıf noktalarımızı tahkim edelim, güçlendirelim sizin sayenizde.
Biz de bilelim, kendimizi kaptırdığımız bu sevda bir saman alevi midir, kuru bir heves midir, nefislerimizin bir kandırmacası mıdır, yoksa gerçekten Rabbimizin söndürülemeyen Nûru mudur, yakinen şahit olalım.
Biz de bilelim, yolumuzda ne kadar sebat edebiliyoruz.
Haydin üfleyin, saldırın, durmayın hücum edin!
Gerçi biz üflenme dönemimizi yaşadık diye biliyoruz.
Aydınlığında yürüdüğümüz Nûrumuzun söndürülmesi için bize karşı yapılması gereken her şeyin daha önce fazlasıyla yapıldığını zannediyoruz.
Olanca genişliğine rağmen yeryüzünün bizlere dar edildiğini, analarımızdan emdiğimiz sütlerin ağzımızdan getirildiğini, mallarımızla, canlarımızla imanlarımızın imtihanını az çok verdiğimizi zannediyoruz.
Eğer söndürecek olsaydınız, ancak o gün söndürebilirdiniz.
Görüldüğü üzere söndüremediniz Allah"ın nûrunu. Ve bugün gözlerinizi kör edercesine karşınızda parlamaktadır.
Fakat, siz yine de her ihtimale karşı bir daha tekrar edin, üflemeyi sürdürün.
Üflemeye devam edin, çatlarcasına, yırtınırcasına devam edin!
Zaten başka ne yapabilirsiniz ki, elinizden ne gelir ki? Olur ya, belki söndürebilirsiniz. Hiç olmazsa zayıflatabilirsiniz, hızını yavaşlatabilirsiniz.
Fakat siz bu milletin gözünde öylesine bir itibar ve dürüstlük kaybına uğramışsınız ki, siz ne söylerseniz bu millet tam aksini yapmaktadır. Gördüğünüz gibi, siz söndürmek için üfledikçe, insanlar fevç fevç Allah"ın Nûruna koşmakta, meydanlara sığmamaktadır.
Ey karanlıklardan çıkamayan yarasalar! Size daha kötü bir haber verelim mi?
Başta Filistin olmak üzere, Ortadoğu coğrafyasının tamamına şöyle bir göz atın. Daha önceleri emperyalizme karşı mücadele vermekte olan sosyalist, Marksist, ateist guruplardan bir eser görebiliyor musunuz? Şimdi ne oldular, neredeler?
Siz de biliyorsunuz ki, bugün onların hepsinin yerini İslam almıştır.
Zaten mayası İslam olan, toprağı İslam"la yoğrulmuş olan bu coğrafyada siz başka bir şey olacağını mı düşünüyorsunuz?
O halde üflemeye devam edin!
Doğru Haber