Almanya ile Türkiye münasebetlerindeki gerilim giderek tırmanıyor.
Almanya Dışbakanı Sigmar Gabriel’in Türkiye’ye hukuk dersi vermeye kalkışan bir küstahlığa imza atmasıyla ipler son günlerde daha da gerildi. Hatırlanacağı üzere, iki ülkenin hükûmetleri arasındaki ilişkiler, hele de Türkiye’de 16 Nisan 2017 günü yapılan Anayasa Referandumu öncesinde, Almanya’nın ve manyetik çekim alanındaki Hollanda, Avusturya ve İsviçre ve Danimarka gibi komşu devletlerin de katılmalarıyla başka bir şekle dönüşmüştü.
Hani, Almanya ve çekim alanındaki ötekiler hiçbir taraf olmasalardı, mesele yoktu. Ama onlar Tayyip Erdoğan yönetimindeki bir Türkiye olmasın istiyorlar... Bu yüzden, teröristlere, ‘darbeci’ yüzlerce sığınmacılara kucak açıyorlar.
Hedefleri belli... Türkiye’yi kendi çekim alanlarında tutmak..
***
Bilindiği üzere, Almanya’da Angela Merkel’in başkanı olduğu Hristiyan Demokrat Birliği(CDU) ile Sigmar Gabriel’in Gn. Başkanı olduğu Sosyal Demokrat Parti (SPD)’nin oluşturduğu bir koalisyon hükûmeti bulunuyor. İki ay sonra genel seçimler yapılacağından her iki taraf da, iki parti arasında kıyasıya bir mücadele sürüyor. Her şeye rağmen, Merkel’in bir itidal unsuru görülmesi ve 82 milyonluk ülke nüfusunun yaklaşık dörtte birinin yaşadığı Kuzey Ren West-Falia (NRW) eyaletinde geçen ay yapılan seçimleri Merkel’in partisinin beklenmeyen şekilde açık ara kazanması, iki parti arasındaki seçim mücadelesini daha bir kızıştırdı.
Nitekim, Hamburg'ta düzenlenen (ekonomileri gelişmiş 20 ülke liderlerinin katıldığı) G20 Zirvesi sırasında yaşanan - ve Alman makamlarının, Hamburg’da yaşananları sosyal medyaya yansıtmaktan kaçınmaları tavsiyesinde bulunduğu ve televizyonlardan da çok küçük bir bölümünün yansıtıldığı- günlerce süren şiddet hadiselerindenBaşbakan Merkel'i sorumlu tutan Gabriel, ‘Merkel'in şimdiye dek görülmemiş bir sahtekârlık sergilediğini’ ve genel seçimlere iki ay kala Merkel'in G20 zirvesini kendi tanıtımı için kullandığını iddia etmişti.
***
Gabriel’in Türkiye’deki hukuk sistemine bile müdahalede bulunmak küstahlığına yeltenmesindeki dayanağı da, daha önce, hem TC., hem de alman vatandaşlığı bulunan (D. Y) isimli bir gazetecinin Türkiye’de casusluk ve terör destekçiliği gibi suçlamalarla tutuklanmasından sonra.. ‘İnsan hakları aktivisti’ olarak nitelenen bir alman vatandaşının da, geçen hafta, İstanbul - Büyükada’da yapılan bir gizli toplantıya MİT tarafından yapılan baskından sonra tutuklanması...
Efendim, bunlar mâsum insanlarmış.. Ama TC yargısı, direktifle hareket ediyormuş… Aslında söylemek ve göstermek istedikleri, TC yargısına kendilerinin direktif vermek isteme eğilimleri.. Onlara böylesine sahiplenmeleri bile ortada büyük oyunların olduğunu göstermiyor mu?
***
‘İnsan hakları’ haa, öyle mi Herr Gabriel?
Herr Gabriel,işgalci Siyonist İsrail rejimi güçlerinin, dün Kudüs’de Cuma namazı için Mescid-i Aqsâ’ya gelen onbinlerce Müslümana nasıl saldırdığını da gördün mü? Görsen bile tek kelime söyleyebilir misin.. O Siyonist rejim güçleri, geçen hafta Filistinli, silahsız 3 Müslüman genci öldürdükten sonra, dün de Filistinli iki Müslüman genç daha katlettiler. Var mı ‘insan hakları’ adına bir itirazın?
Gülüyorsun müstehzi bir edayla Herr Gabriel, değil mi..
Çünkü, o öldürülenler Müslüman… Müslümanların insan hakları olur mu hiç?
***
Kendilerine az-biraz dokununca, diplomatik problem yapıyorlar; ama kendi dünyaları dışındakiler kitleler halinde öldürüldüklerinde bile, konuya ilgileri en fazla istatistik bilgi seviyesinde kalıyor.
Çünkü, sadece kendi değerlerine bağlı olanlar insan..
Gabriel efendi, evvelki günkü celâlli nutkundan sonra dün geri adım atmış, ‘Türkiye’yle ilişkileri koparmak düşüncesinde olmadıklarını, Türkiye’nin Batı ittifakı içinde kalması gerektiğine önem verdiklerini’ buyurmuş… Yeter ki Türkiye dik durmasın. Baş eğsin..
Bak hele.. Hâlâ, o tahakküm etmek isteyen emperial küstahlık tavrı…
Başka ülkeleri dışardan yönetmek zevkıni bir türlü terk edemiyorlar.
stargazete