Hüseyin’in zulme karşı isyan ederek, adalet isteyerek, ıslaha çalışarak, ilke ve dava için şehid olarak kıyama kalktığı gün İslâm ümmetinin ve bütün insanlığın tarihinde belirgin bir gün oldu ve bu özelliğini hâlâ sürdürüyor ve sürdürecek.
SEYİD ZEHRA
Kıyama kalkan Hüseyin, Peygamberlerin en büyüğü Hz. Muhammed’in torunu, adalet, hikmet ve hakkın imamı Ali’nin oğlu, yaratılmışın en şereflileri ve soyluları Ehli Beytin incisi... Hüseyin, tarihimizin semasında hakkın ışığı, onun yolunda gidenlerin ilham kaynağı… Hüseyin o gün kıyama kalktı, ümmetin bütün evlatlarının yasal temsilcisi olarak, İslâm mesajının özünü, maksatlarının ve amaçlarının özünü savunarak…
HÜSEYİN, ÜMMETİN YASAL TEMSİLCİSİ
Hüseyin’in hakkı isteyen ve kanıyla bu hak yolunda kurban vermeye hazır olan ümmetin evlatlarının yasal temsilci olması uygun düşer. İslâm mesajının özü, bireyin, toplumun ve ümmetin ıslahı, hakkın gerçekleşmesi ve adaletin tesis edilmesi dışında ne olabilir?
İslâm’ın mesajının özü zulmü, tuğyanı reddetmek ve dinin kelimesini, hak kelimeyi yüceltmeye çalışarak zulme direnmekten başka ne olabilir? İslâm’ın maksat ve amaçlarının özü mezhepler, ırklar ve zengin ile fakir arasında bir ayırım yapmaksızın ümmeti adaletin temelleri üzerinde birleştirmekten başka ne olabilir?
Bütün bunlardan dolayı Hüseyin’in kıyamı ve şehadeti her dönem ve her yıl için ümmetin şartlarıyla ve ümmetin birleştirilmesi, adaletin tesisi, zulümlere ve saldırılara karşı savunulması gibi hedeflerle uyum göstermesi gereken yeni anlamlar içermektedir.
ÜMMET NİÇİN BÖLÜNDÜ VE ZAYIFLADI?
Hüseyin’in kıyamını, kendisinin ve Kerbela’daki arkadaşlarının şehadetini bugün hatırladığımız vakit aynı zamanda ümmetin bugünkü durumunu düşünmemiş, kafa yormamız dersler ve ibretler çıkarmamız için de vesiledir. Hüseyin’in kıyamı, öncelikle İslâm ümmetinin başına neler geldiğini, saflarımızı yaran, çabalarımızı bölen ve bizleri düşmanlarımız karşısında zayıflatan bütün bu tefrikanın niçin yaşandığını düşünmemize vesiledir.
BİRLİĞİ DÜŞÜNMENİN VESİLESİ
Hüseyin’in kıyamı, istisnasız her birimizin birliği yeniden sağlama, vatanın ve ümmetin evlatlarını birleştirme sorumluluğunu düşünmemize vesiledir. Birlik, bütün mezheplerin, grupların ve çıkarların üzerinde yüce bir hedef olmalıdır. Bu görev bugün uyruğu ve konumu ne olursa olsun her Müslümana farzdır. Hüseyin’in kıyamı itibarımızı nasıl alacağımızı, vatanları ve ümmeti savunarak direniş ve karşı koyuşa ruhunu nasıl vereceğimizi düşünmemize vesiledir. Bizler buna bugün çok muhtacız. Bizler bu ümmetin evlatları olarak dinimizi, vatanlarımızı ve ümmetimizi hedef alan kapsamlı savaşı ve saldırıları görüyor ve yaşıyoruz. Hepimiz bu saldırıların bedelini ödüyoruz.
HÜSEYİN’E BORÇLUYUZ
Hüseyin kıyamı ümmetin evlatları olarak bu saldırılara nasıl karşı koyacağımızı, dinimizi, vatanlarımız ve ümmetimizi nasıl savunacağımızı düşünmeye vesiledir. Bizler bugün Hüseyin’e borçluyuz. Hüseyin’in kıyamı yıldönümünde hepimiz şehid imama ve Kerbela’da akan onun temiz kanına borçlular olarak onun devriminin ruhuna tutunmalı, hedeflerine ve büyük amaçlarına itibarını vermeliyiz.
ÜMMETİN DÜŞMANLARINA KARŞI SAVAŞMALIYIZ
Bizler şehid imama borçlular olarak tefrikayı bırakmalı, milli birliğin ipine sımsıkı sarılmalı, safları düzenlemeli, dinini ve vatanlarını hedef alan ümmetin düşmanlarına karşı birlikte durmak için çalışmalıyız. Tevhid Haber
m ettiği gün ıslah ve adalet için ümmeti ilke, değerler ve mücadele bağlamında birleştirmek istediği devrimin lideri olarak kıyam etti.
Bugün şehid imamın devrimine vefa göstererek mezhepçiliğe, saflarımızı ayırmak isteyen her şeye ve herkese karşı bir devrime ihtiyaç duymuyor muyuz? Düşmanlarla mücadelede vatanlarımızı ve ümmetimizin çalınan haklarını savunarak ve kapsamlı bir ıslah için çalışarak tevhid devrimine ihtiyaç duymuyor muyuz?
Bahreyn’de yayımlanan Ahbar El Haliç gazetesi, 19 Ocak 2008, Arapça'dan çeviri: Halil Çelik / Vakit