Yoğun yağmur altında gerçekleştirilen basın açıklamasında "Ümmetin Fur'kan'ı Gazze Direnişi" başlığı kullanıldı.
Gazze direnişinin islam dünyasında halklarla yöneticiler arasındaki
farklılığı ortaya çıkardığı tespiti yapılarak. t.c. hükümetinin başbakanının
kameralar karşısındaki duygusal konuşmalara rağmen diplomatik olarak hiçbir gerçek adım atmaması eleştirildi.
"zalimler halka hesap verecek""Hamas'a selam Direnişe devam" ve "yaşasın
küresel intifada " sloganları atıldı.
SAGİR adına Sakarya Dayanışma Derneği'nden Kadrican Mendi'nin okuduğu açıklamanın tam metni aşağıdadır:
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 175. basın açıklaması
ÜMMETİN FUR'KAN'I GAZZE DİRENİŞİ!
Gazze'de yaşanan soykırımın ülkemizde doğurduğu infial halkımızın sağduyusu ve vicdanının her türlü örselenmeye rağmen safiyetini muhafaza ettiği gösteriyor.
Gazze halkına yönelik katliam karşısında yurdun dört bir yanında yapılan
eylemlilikler Anadolu halkının Filistin halkıyla aynı Ümmet'in çocukları
olduğu bilincini besledi Gazze'deki katliam aynı zamanda islam dünyasında; halklarla yönetimler arasındaki uçurumu da ortaya çıkardı; işbirlikçi mısır ,Ürdün,Suudi arabistan yönetimleri halklarının tepki göstermesine bile izin vermezlerken ümmetin çocukları her şeye rağmen meydanlarda tepkilerini göstermeye ,elinden tırnağından arttırdıklarını kardeşlerine göndermeye devam ettiler. Türkiye ilk günden itibaren halk düzeyinde Gazze'nin yanında olduğunu gösterdi. ancak devlet düzeyinde aynı desteğin verildiğini söylemek çok zor.gerçi başbakan Erdoğan kameralar karşısında duygusal konuşmalar yaptı ,tribünlere bol bol mesaj verdi.ancak bizler biliyoruz ki bu tepkiler
diplomasi dilinde hiç bir şey ifade etmiyor.
Zira Recep Tayyib Erdoğan'ın T.C devletinin başbakanı olarak duygusal
konuşmalar yapmak yerine diplomatik yollardan tepki göstermesi gerekirdi
21 gündür süren vahşet karşısında İsrail büyükelçisinin dışişlerine
çağrılarak duyulan rahatsızlığın belirtilmesi,Nota verilmesi, T.C.nin
İsrail büyükelçisi geri çağırması,İsrail ile yapılan anlaşmaların askıya
alınması gibi diplomatik seçeneklerinden hiçbiri yapılmadı.hatta hükümet
nezdinde gösterilen gözyaşlarına rağmen meclisteki İsrail dostluk grubu dahi
dağıtılamadı.
Dünyanın gözleri önünde yapılan vahşet karşısında Filistin halkı'nın timsah
gözyaşlarından ziyade gerçekçi ve yaptırımı olan tutumlara ihtiyacı var
Türkiye'nin İsraile yönelik somut hiçbir yaptırım üretememesi İsrail'inde
duygusal tepki olarak değerlendirdiği ve fazlada kaale almadığı dış
siyasetinin ABD-İsrail eksenine bağlı olmasından kaynaklanıyor.
İslam dünyasındaki direniş damarını kurutmak isteyen ABD-İsrail ittifakının
Türkiye'ye biçtiği rol İran-Suriye-lübnan filistin kuşağının zayıf halkası
olan Suriye'yi direniş zincirinden koparmaktır.
Suriye ile İsrail arasında yapılmaya çalışılan barış görüşmelerinde
Türkiye'nin arabuluculuk rolü üstlenmesi maalesef bu stratejinin
uzantılarıdır.
Yine son zamanlarda bazı kesimlerce gündeme taşınan Gazze'ye barış gücü
gönderilmesi tartışmaları da yine "direniş"i bitirmeye dönük manevralardır.
Gazze'ye konuşlandırılacak herhangi bir dış gücün görevi her türlü lojistik
sevkiyatı HAMAS'ın zayıflatmak amacıyla engellemek olacaktır.
Buradan hükümeti uyarıyoruz; Gazze sınırına türk askerini göndermek demek
tıpkı Bosna savaşında yapıldığı gibi saldırgan bir ordu karşısında Müslüman
Direnişçileri zayıf düşürmeye yönelik bir projenin piyonu olmak anlamına
gelecektir.
İsrail karşısında yapılacak şey bellidir bedeli ne olursa olsun toplum
vicdanının tercümanı olmak ve israil'leher türlü ilişkiyi ve anlaşmayı
feshetmektir.
Tabii bu durum yalnızca "hakka" ve halka güvenenlerin yapabileceği köklü bir değişimi zorunlu kılar.
Ergenekon kapsamında gözaltına alınan üst düzey asker ve sivil zevatın
,genelkurmay başkanının başbakana yaptığı nazik ziyareti sonrasında
salıverilmeleri hükümetin böyle köklü bir değişimi yapabilecek iradeye sahip
olmadığını gösteriyor maalesef.
Tıpkı başörtüsü mücadelesinde de olduğu gibi Gazze direnişi de Hak ile
Batıl'ın ayırdedildiği bir "Furkan" oldu. basında, siyasette, entelijansiyada, sokakta safların belirginleştiğine şahid olduk.sağduyulu halkımız tereddüdsüz ezilenlerin ve direnişin yanında yer alırken,ezilenleri, direnenleri ve Hamas'ı kendilerine tehdit olarak gören ensesi kalınlar , bozulacak düzeni olanlar izzetin ve şerefin ne olduğunu unutmuşlar dilsiz şeytanlar olarak tarihe kaydedildiler.
Evet Rabb'imiz günleri aramızda döndürüyor ki Hakk ile Batıl açığa çıksın
,inananların imanı zulmedenlerin karanlığı artsın.
Rabbimiz bizleri direnenlerin direnişte sebat edenlerin safında tut.
Rabbimiz bizleri küçük hesapların ,dünya ve mal şehvetinin ,onursuzluğun
zilletinden kurtar Rabbimiz Gazze'de ümmetin onuru, İslam topraklarının mahremiyetini muhafaza için bedel ödeyen HAMAS ve İSLAMİ CİHAD'ın şanlı mücahidlerini muhafaza et ,Filistin davasına gönül ve emek vermiş tüm savaşçıları adaletinle kuşat yardımını onlardan esirgeme.
Rabbimiz bizi Furkan'sız bırakma"
Yaşasın GAZZE direnişimiz
Yaşsın küresel intifada
Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına
Sakarya Dayanışma Derneği