Ümmetin Kanayan Yaraları

"Bugün yüzünü hangi İslam ülkesine çevirsen, ne yazık ki Müslümanların eliyle her gün akıtılan masum insanların kanından oluşan nehirler görürsün."

M. Mehdi AKİF
Ümmetin Kanayan Yaraları
 
Kalp bile neredeyse -şayet kalpte iman ve İslam varsa- hüzün ve kederden eriyecek. Bugün yüzünü hangi İslam ülkesine çevirsen, -özellikle Pakistan, Afganistan, Irak ve Somali gibi hareketli bölgeler- ne yazık ki Müslümanların eliyle her gün akıtılan masum insanların kanından oluşan nehirler görürsün. Her ülkede, arkasında pis ellerin olduğu fitne ve ümmeti hatta bütün ülkeleri parçalamak isteyen yabancıların düzenlediği komplolar baş göstermiş. Bundan tek istifade eden ise ümmetin Siyonistler, Amerikalı ve Avrupa'daki Batılı sömürgecilerden oluşan düşmanlarıdır.

Biz bölgemizdeki her Müslüman ülkenin kalkınmasını, ilerlemesini, dar çerçevesinde ulusal birliğini sağlamasını, her bir coğrafya bölgesindeki herkesin aralarındaki ekonomik, kültürel ilişkileri ve bölgesel bağları sağlamlaştırmasını istiyoruz ki; kültürlerinin yakınlaşması, sözlerinin bir olması, yeniden şana kavuşmaları ve vatanlarını özgürleştirerek uluslar arası varlıklarını geri kazanmalarının yolunu açacak bölgesel tekamül gerçekleşsin.

Müslümanlar Nerede?

Pakistan'da bölge halkının yoğun isteğiyle Svat vadisinde İslam şeriatının uygulanması üzerine hükümetle anlaşma imzalanmıştı. Bu bütün Pakistan halkının isteğiydi. Hatta bu, Pakistan'ın kuruluş amacıydı. İslamın şanı yüceltilmeyecek ve İslam şeriatı uygulanmayacaksa Müslümanların Hint yarımadasındaki Hindulardan ayrılmasının anlamı neydi?

Bu kararın üzerinden çok geçmeden fitne baş gösterdi. Bölge dışında şüpheli saldırılar ve taciz olayları başladı. Bu olaylar –doğru ya da yanlış- İslami örgütlere atfedildi. Sonuçta da bu anlaşma feshedildi ve ordu Svat vadisini yerle bir etti, yüzlerce masum insan öldü, Pakistan içerisinde 1.5 milyon kişi mülteci konumuna düştü.

Anlaşmanın başarısız olması ve bölgenin yok edilmesinin arkasında kim var?

Amerika" Bunun arkasında, devlet başkanının konuşmalarında İslamın azametinden bahsettiği ama halkı, ülkesinde İslamın uygulanmasını seçmekten mahrum eden Amerika vardır.

Bunun arkasında, İngilizlerin "böl ve yönet" sömürge siyasetini miras alan Amerika vardır. Müslümanlar bu politikayla ılımlılar ve radikaller olarak ikiye ayrılmıştır. Bu politika onlara acı tarihi anılarını hatırlatmakta ve Şiiler ile Sünniler arasında fitne ateşini yakmaktadır. Bunun arkasında, eski sömürge imparatorluklarının -İngiltere, Fransa ve İtalya- mirasını devralmak ve Müslümanların zenginliklerini özellikle petrolü yağmalamak için bu imparatorlukların hakimiyetine son veren Amerika vardır. Ve hala gönüllü ya da gönülsüz güzellikle ya da zorla bu zenginliklere el koymaktadır.

Bunun arkasında, Pakistan hükümetini bir grup halka karşı kışkırtan, –ve hala kışkırtmakta olan- masum insanların kanının akmasına, milyonlarca kişinin mülteci olmasına ve Pakistan'ın devlet ve vatan olarak halkın tamamına ait olmasının tehdit edilmesine sebep olan Amerika vardır. Pakistan'a komşu bölgelerde 8 yıldır masum Afgan kanı akıyor, NATO askerleri Büyük İskender, İngiltere ve Sovyetler'in yaşadıklarından ders almayıp aynı tecrübeleri tekrarlayarak her geçen gün biraz daha Afgan batağına saplanıyorlar.

Hala her şeye rağmen mütevazı hayatlarını yaşayıp basit düğünler yapan masum çiftçilerin yaşadığı köyler bombalanıyor. NATO ve Amerikan uçakları onların sevinçlerini bombalıyor ve bu güzel günü mateme çeviriyor, onlarca kişi ölüyor ama Amerika özür dilemiyor ve öldürücü, gelişigüzel bombalamalarına devam ediyor.

Hükümetin başında her gün ölümle tehdit edilen bir yönetici oturuyor, halk desteği bulamıyor. Seçimle iş başına gelmemiş ve Amerika'nın maddi desteğiyle Amerika koruması altında yaşıyor. Ufukta da barışçı bir çözüm değil bitmek tükenmek bilmeyen çetin bir savaş görünüyor. İşgal direnişi gerekli kılıyor ve kurtuluş gerçekleşinceye kadar direniş devam edecek. Ülke bölgesel ve uluslar arası çekişmelerin odağı oluyor. Direnişçiler ise her yerden silah ve yardım almaya devam edecekler.

Aynı dramatik durum Etiyopya ile Eritre arasında çatışmanın avı, iplerini Amerika'nın ördüğü komploların tutsağı olan Somali'de de mevcut. Aynı görüntü: çatışma ve parçalanma, dünkü kardeşler arasında savaş. Mogadişu sokakları savaş alanına dönüyor, her gün onlarca kişi ölüyor, güven, istikrar ve barış sağlanamıyor. Bu çatışma savaşın taraflarına silah, eğitim ve destek veren bölgesel güçleri besliyor. Öte yandan Somali nükleer ve kimyevi artık çöplüğü oluyor. Bu durum halkın, toprağın ve hayvanların sağlığını tehdit ediyor. Somali sahilleri uluslar arası korsanlık alanına dönüşüyor. Ve Somali halkı siyasi liderlerine ve askerine olan güvenini kaybettikten sonra şimdi de Somali'de yeni bir kalkınma ümidi olan İslamcı liderlere olan güvenlerini de kaybetmek üzereler.

Amerikan işgalinden bu yana Irak kanamaya devam ediyor. Iraklıların belini büken ambargoyla geçen uzun senelere rağmen cesur direniş Amerikan işgalini geri çekilme hazırlıklarına başlamaya zorladı. Komplolar durmadı hatta Irak'ı parçalamak, halk arasında fitne tohumları ekmek, kalkınma ve ulusal birliğini sağlamasını engellemek için daha da fazlalaştı.

Irak Amerikan nüfuzundan sonra İran ve İsrail'in nüfuz alanı oldu. Araplar ortadan kayboldu. Şimdi ise kaybettikleri nüfuza ve bir çuval incire ağlıyorlar.

Dinmek bilmeyen bu kanama karşısında kan akıtılmasını durdurmak ve çözüm için bir plan yapmalıyız.

1- Çatışmalara karışan herkesin şu ayete kulak vermesi gerekir:{Allah'tan sakının, aranızı düzeltin ve eğer gerçek müminlerseniz Allah'a ve Resulüne itaat edin.}Enfal/1

2- Müslümanların kanının dökülmesini seyreden herkesin Allah'ın şu ayetine kulak vermesi gerekir: {Eğer müminlerden iki grup çarpışırsa hemen aralarını bulun. Şayet biri diğerine tecavüz ederse Allah'ın emrine dönünceye kadar tecavüz edenle savaşın. Eğer Allah'ın emrine dönerse aralarını adaletle düzeltin ve adaletli olun çünkü Allah adaletli olanları sever}Hucurat/9 {Ey iman edenler! Ehli kitaptan bir gruba itaat edecek olursanız sizi imanınızdan sonra çevirir, kafir ederler}Ali İmran/100

3- Ümmetin pusudaki düşmanına karşı uyanık olması ve şu ayete kulak vermesi gerekir: {Topluca Allah'ın ipine yapışın ve fırkalara ayrılmayın"}Ali İmran/103

Biz bu ümmetin akıl sahiplerini kendileriyle hesaplaşmaya ve kan akıtmayı durdurmanın yolunun;

- Halkın hürriyetini kazanması ve özgür seçimlerine saygı duyulması.

- İslami, milliyetçi ve ulusal kararın bağımsızlığı, bölgesel ve ulusal işlere yabancı müdahalesinin engellenmesi.

- Direniş hakkına saygı duyulması ve yabancı işgaline karşı her yerde şerefli direnişçilere destek olunması.

- Pusuya yatmış düşmanlara karşı tetikte olmak.

- Ümmetin birbirine bağlılık ruhunu geri getirecek ve bütün fitnelere engel olacak ekonomik, kültürel ve toplumsal alanda gerçek bir kalkınma için çalışmaktan geçtiğini bilmeye çağırıyoruz.

Ülkelerimizdeki sivil toplum kuruluşları ve aktif güçler, zorbalık ve yolsuzluk karşısında sesini yükseltmek ve ümmeti uyandırmak, bilincini yükseltmek, arkasından çevrilen dolaplara karşı onu uyarmak için çalışmalıdır. Onların oynayacağı rol budur.


* İhvan-ı Müslimin Genel Mürşidi Muhammed Mehdi Akif'in 12.06.2009 tarihli bu analizi, Gülşen Topçu tarafından İsra Haber için tercüme edilmiştir.
 

 

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı