"Usame'nin Aile Üyeleri İran'da" Ne Anlama Geliyor?

Kritik bir zaman eşiğinde gündeme getirilen bu konu üzerine, ABD ve Batılı ülkelerin İran’a karşı nasıl bir tavır ve söylem...

El Kaide Liderinin Ailesinin İran'da Olduğu Haberleri Ne Anlama Geliyor?

Yemen'in kuzeyindeki Husi hareketi karşısında aldığı ağır yenilgiden dolayı Amerika ve Arap ülkelerini askeri yardıma çağıran Suudi Arabistan'ın, Husilerin arkasından İran bulunduğu gerekçesiyle medya vasıtasıyla ve "El Kaide" üzerinden İran'a karşı yeni bir komplolar içine girdiği görülüyor.

Amerikan Merkez kuvetleri komutanı David Petraous ile yaptıkları görüşme sonrasında, Yemen'in kuzeyindeki Husulerin yanısıra "El Kaide üyesi" veya "El Kaide destekçisi" diye suçlanarak ülkenin güneyinde savunmasız sivil hedeflere yönelik yoğun saldıraların ve katliamların başlatıldığı, diğer yandan Amerika ve batılı ülkelerin nükleer faaliyetlerinin yıl sonuna kadar durdurmaması durumunda ikinci adımın atılacağını açıkladığı bir sırada, birden bire El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in bir hanımı ve altı çocuğunun İran'da olduğu haberlerinin ortaya atılması, en azından zamanlama olarak dikkat çekici.

Suudi Arabistan gazetelerinden El Şarkul'l Avsat'ta Muhammed el Şafî ismiyle yayınlanan "Bin Ladin'in Ailesi İran'da Ev Hapsinde" ve "Usame Bin Ladin'in Çocuklarının Annesi: Çocuklarımın dönmesi için gece ve gündüz dua ediyorum" başlıklı yazıları ortada bir senaryo olduğunu intibanı veriyor.

Yazar yazısında şöyle diyor:

"El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in kızı İman bin Ladin, kendisini gözleyen İranlı muhafızlardan kaçarak İran'daki Suud elçiliğinden sığınma istedi. İman, Suriye'de yaşamakta olan kardeşi Abdullah'ı telafonla aramayı başararak, kendisi ve beş kardeşinin Amerika'nın Afganistan'ı işgal ettiği 2001 yılından beri İranlı yetkililer tarafından tutulduğunu söyledi.

Usame Bin Ladin'in 29 yaşındaki oğlu Ömer Bin Ladin El Şarku'l Evsat gazetesine yaptığı açıklamada, kızkardeşi İman ve 5 erkek ve kız kardeşinin ve üvey annesi Ummu Hamza'nın şu anda İran'da tutulduğunu ve serbest bırakılmaları için İran yönetimine başvurduklarını söyledi.

Katar'da yaşayan Ömer Bin Ladin bir telefon görüşmesinde ve El Şarku'l Evsat'a gönderilen bir e mailed, Bin Ladin'in ilk eşi Necva'nın Suriye'nin başkenti Şam'da yaşadığını, geçen aya ailesiyel telefon görüşmesi yapıncaya kadar da kızkardeşi İman ve diğer erkek ve kız kardeşlerinin bu zamana kadar yaşayıp yaşamadıklarından haberdar olmadığını söyledi.

Ömer, 11 Eylül'den bu yana ilk defa erkek ve kız kardeşlerinin nerede olduğunu öğrenebildiğini, Suudi Arabistan'da 5, Suriye'de ise üç kardeşinin bulunduğunu söyledi. 4 hafta öncesine 30 yaşında olan Saad, 25 yaşında olan Osman, 22 yaşında olan Fatıma, 20 yaşında olan Hamza, 17 yaşında olan İman ve 15 yaşında olan Bekir adlı erkek ve kız kardeşlerinin nerede olduğunu bilmediğini söyledi.

Usame'nin Abdullah'tan daha küçük olan 4. oğlu Ömer Suudi Arabistan'da yaşamakta. Abdurrahman annesi Necva ile birlikte Suriye'de yaşamakta. Saad ise erkek ve kız kardeşleriyle birlikte İran'da tutulmakta. İman, kardeşi Abdullah ile irtibat kurunca, o da ondan hemen Suudi Arabistan elçiliğine sığınmasını istedi.

Ömer kardeşi İman'ın 25 gündür Suudi Arabistan elçiliğinde bulunduğunu ve biro dada ihtiyaçlarının karşılandığını, Suud elçilik görevlilerinin kendisine iyi davrandığını, onun Suudi Arabistan veya Suriye'ye gitmesi için hazırlıkların sürdürüldüğünü,Suriye'nin annesi ve kardeşine iyi davrandığını söyledi.

Suudi Arabistan'ın Tahran büyükelçiliğinde mashalatgüzar olarak görev yapan FuadKassas, El Şarku'l Evsat gazetesine yaptığı açıklamada, İman'ın 25 gündür elçilikte bulunduğunu doğrulayarak onu ailesi ve yakınlarının yanına göndermek için diplomatik çabaların sarfedildiğini söyledi. Suud diplomatı Kassas "bu bizim görevimiz. Her şeyden once o bir Suud vatandaşı ve biz de yardım talebinde bulunan her bir Suud vatandaşı gibi ona yardımcı olmayı kendimize görev biliyoruz" dedi.

Ömer Bin Ladin El Şarku'l Evsat gazetesine Tahran'da tutulmakta olan kız ve erkek kardeşlerinin resimlerini resimlerini gönderdi ve 2001 yılında gözaltına alınduklarından bu yana hiç bir eğitim almadıklarını, Suudi Arabistan veya Suriye'deki ailelerinin yanlarına dönmek istediklerini söyledi.

Ömer, İman'ın üvey annesi Ummu Hamza ile birlikte alışverişe çıktıkları sırada kardeşi İman'ın kendisine eşlik eden muhafızlardan kaçtığını, İranlı yetkililerin onlara her altı ayda bir alışverişe gitme izni verdiklerini söyledi.

Bin Ladin'in oğlu Ömer açıklamalarını şöyle sürdürdü: "Saad'ın bir buçuk yıl once aşiretler bölgesinde terrorist saldırılara katıldığı bir sırada Amerikan insansız uçaklarının attığı füzeler ile öldürüldüğü haberlerine karşın, bunun böyle olmadığını söyleyebilirim"

Ömer, annesi Necva'nın 11 Eylül saldırıları öncesinde Afganistan'ı terketme kararı aldığında çocuklarından ayrıldığını, ancak bundan çok büyük bir pişmanlık duyduğunu, arkada bıraktığı çocuklarının akibeti ile ilgili olarak gözyaşı döktüğünü söylüyor. Ömer, kızkardeşi İman'ın Suudi Arabistan elçiliğinden çıkamadığı için sağlık ve psikolojik durumu hakkında kaygılı olduğunu, Suud diplomatlarının sorunu çözmeye çalıştıklarını, ancak şu ana kadar iki ülke arasındaki ilişkilerdeki gerilimden dolayı başarısız kaldıklarını söyledi.

Ömer El Şarkul Evsat gazetesine telefonla yaptığı açıklamada, genç bir İranlının kardeşi Osman'a bir ay once kendi cep telefonunu vererek, ailesi ile irtibat kurmasını sağladığını ve hepsinin sağ olduğunu söylediğini belirtti.

Kardeşi Osman'ın 11 Eylül saldırıları sırasında 17 yaşında olduğunu fakat hanımı, erkek bebeği, kardeşi Saad ve onun hanımı ve bebeği ve diğer kardeşleri ve birkaç Arap ailesiyle birlikte olduğu sırada İran sınırında tutulduktan sonra, Tahran'da sıkı koruma altında bulunan bir binaya yerleştirildiklerini söyleyen Ömer, ailelerin başlangıçta ayrı bir binada erkeklerden ayrı tutulduğunu, binadan çıkmalarına izin verilmediğini, bilahere bir araya gelmelerine izin verildiğini ve kendilerine televizyon sağlandığını söyledi.

İran hükümetinin bunlara iyi davrandığını, her türlü ihtiyaçlarını karşıladığını, İranlı yetkililerin hiç bir ülkenin Kabul etmediği bu aileleri ne yapacağını bilmediğini söyleyen Ömer, erkek ve kız kardeşlerinin ihtiyaçlarını karşılayan İran yönetimine tekrar tekrar teşekkür ederek, ancak şimdi, sekiz buçuk yıl sonrasında durumların değiştiğini, aileleri ve anneleriyle birlikte gitmeyi arzu ettikleri bazı yerlerin olduğunu, dağınık aileyi bir araya getirmeyi istediklerini, bu rüyanın gerçekleşmesi için tarafların ortaklaşa bir çaba sarfetmesini istedi.

Ömer açıklamasını şöyle sürdürdü:

"İran ile iyi ilişkileri bulunan Suriye yönetiminden, özellikle bacı ve kardeşlerim için devreye girmesini istiyorum. Onlar babalarının yaptığından sorumlu tutulamazlar. Bizim ailemiz orada olduğu için Afganistan'da bulunmamız, çocukların anne ve balarıyla birlikte olması normal bir şeydir."

Ömer son olarak, Uluslararası Af Örgütü'ne ve Birleşmiş Milletler'e kardeşleri için harekete geçmesini istediğini belirterek "İran'da tutulan bütün bacı ve kardeşlerim Suudi Arabistan'da doğdu. Bugün, Afganistan veya İran'da doğan 11 kız ve erkek yeğennim var. Ancak şimdiye kadar hiç birini görmedim.."

Muhammed el Şafi'nin "Usame Bin Ladin'in Çocuklarının Annesi: Çocuklarımın dönmesi için gece ve gündüz dua ediyorum" başlığı altında Usame Bin Ladin'in hanımı Necva el Ğanim'a dayandırarak yazdığı haber de şöyle:

"Usame Bin Ladin'in ilk hanımı Necva el Ğanim, El Şarku'l Evsat gazetesine telefonla yaptığı açıklamada, sekiz buçuk yılı aşkın bir zamandan beri İran'da tutulan 6 çocuğunu çok özlediğini , sağlık durumunun iyi olmadığını, gece ve gündüz ailesiyle, 6 çocuk ve 11 torunu ile bir araya gelebilmek için dua ettiğini, İran'a ilk gittiği günden bu yana onları görmediğini söyledi.

Necvü Ğanim, İran yöneticilerinden,2001 yılından bu yana çocukları için sergilediği ilgi ve yardımseverliği, çocuklarının ailelerine bir an once dönmesini kolaylaştırarak tamamlamasını rica etti.

Necva, El Şarku'l Evsat gazetesine yaptığı açıklamada, altı çocuğunun İran'da sağ salim olduğunu öğrenmekle büyük bir sevinç duyduğuunu, bunun onları muhafaza etmesi için Allah'a yaptığı duaların bir sonucu olduğunu, onların hiç bir suçu bulunmayan masumlar olduğundan dolayı da Allah'ın bu dualarına icabet ettiğini söyledi.

El Şarku'l Evsat Necva Ğanim'in oğlu Ömer Bin Ladin ile yaptığı görüşmede, altı kardeşi ve babasının diğer hanımı Ummu Hamza'nın 2001 yılından beri İran'da bulunduğunu ortaya çıkarmıştı.

Usame Bin Ladin'in ilk hanımı El Şarku'l Evsat'a yaptığı üçıklamada, "oğlum Saad, Osman, Muhammed, Fatıme ve Bekir ve onların hanımları, çocukları, bunun yanısıra Bin Lidan'in eşi Hayriye hanım (Ummu Hamza) İran'da bir ikametgahta tutulmaktadır" dedi.

Necva Ğanim'in kızı İman, Tahran'daki Suudi Arabistan elçiliğinde ağırlanmakta olduğunu ve elçiliğin özel bir odasında nazik bir şekilde tutulduğunu, Suudi Arabistan, Suriye veya bir başka komşu ülkeye gitmeyi umduğunu söyledi.

Necva Ğanim, İranlı yöneticilere, geçen zaman içerisinde çouklarına baktığı, onlarla ilgilendiği için ve güvenli bir şekilde koruduğu için teşekkürlerini sundu.

Uzun zamandır çocukları hakkında bir bilgi sahibi olamadığı için hayatlarından ve başlarına bir şey gelmiş olmasından endişe ettiği, ancak İman'dan kardeşi Abdullah'a telefon gelmesiyle, umutlarının yeşerdiğini, çocuklarının hiç birinin terrorist faaliyetlere karışmadığını, babaları orada olduğu için onunla birlikte Afganistan'da yaşadıklarını söyledi.

Necva el Ğanim, aynı zamanda Suudi Arabistan Tahran elçiliğini takdir ederek "Allah biliyor ki, çok iyi yaptılar. Onlara minnettarız. Elçilik görevlileri ona karşı çok iyi davrandılar ve sevgi gösterdiler, ona kendi kızları gibi baktılar. Allah kendilerinden razı olsun. İnşallah onların gösterdiği çaba, onun ailesinin kucağına dönmesini sağlayacaktır" dedi."

El Şark el Avsat gazetesi yazarı Muhammed el Şafi'nin yazdıkları bunlar.

Burada anlatılanların ne kadar doğru veya yanlış olduğu ayrı bir konu. Ortada insani bir sorun, bir aile dramı var gibi bir tablo çiziliyorsa da, bunun ardından İran'a yönelik "El Kaide Bağlantısı" suçlamasının geliştirilmesine zemin hazırlama gibi bir niyet de hissediliyor.

Bütün bu anlatılanlardan bazen açıkça, bazen de örtülü biçimde "İran El Kaide bağlantısı" ya da "İran'ın dünyadan gizleyerek El Kaide'ye sağladığı destek" gibi bir mecra oluşturulmak istendiği de ortada.

Zira Amerika, Irak'ı işgalden önce, El Kaide'nin Saddam yönetimi ile ilişkisinin olduğunu ileri sürüyordu.

El Şarkul Evsat gazetesinin haberine Usame Bin Ladin'in üzerinde "terörist" yazılı ve yanan bir resmi koyması da bir mesaj anlamına geliyor.

Kritik bir zaman eşiğinde gündeme getirilen bu konu üzerine, ABD ve Batılı ülkelerin İran'a karşı nasıl bir tavır ve söylem geliştireceğini göreceğiz....

Ali Ammar/Velfecr

Medya-Makale Haberleri

Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak
Abdurrahman Dilipak: Apo’yu İstanbul’a kim getirdi?
Abdurrahman Dilipak: Keyfiniz nasıl?
Abdurrahman Dilipak: Suriye nereye?
Abdurrahman Dilipak: Zamane cinlerinin esrarı