Derin Gerçekler
Allah (cc) öyle buyurdu:
Gum fe enzir / Kalk ve uyar!
Temel soru şu: Fe eyne tezhebun? / Bu gidiş nereye?
Çözüm için ilk adım: Tevbe et, İtiraf et: İnni küntü minezzalimiyn (Biz zalimlerden olduk) de!
Bu anlamda yapmaya çalıştığım şey şu:
“Durun kalabalıklar durun, bu sokak çıkmaz sokak / Haykırmak istiyorum, kollarımı makas gibi açarak”.
Hayır hayır, “çıkmaz sokak” değil, “uçurum”..
“Aman efendim aman, galiba ahir zaman”
Duymuyor musunuz yer depreşiyor ve gök yarılıyor.
Biliyorsunuz, Ramazan bitti, Şeytanlar serbest bırakıldılar. Şimdi Şeytanlar ve onların dostları fazla mesai yapacaklar.
Size ne diyorlar, ''inekler gaz çıkarttığı için çevre felaketi yaşanıyormuş.'' Bu zirai ilaçlar dedikleri, zararlı ilan edilen hayvanları öldürmek için üretilen zehirleri, bu kimyasal gübreleri kim üretiyor. Bu konuda itiraz duyuyor musunuz.
Evinizde, çamaşırda, mutfakta, yerde temizlik için kullandığınız deterjanların hammaddesini kim üretiyor? Bir itiraz duyuyor musunuz?
Oysa tek insana ve tabiata zarar vermeyen deterjan hammaddesi Bor.
Peki kullanan var mı?
Havayı, suyu toprağı zehirleyenler onlar ve bize çevrecilik dersi verenler de onlar. Hastalığı yayanlar onlar, sağlık ders verenler de onlar. İnsan hakları ihlalleri, terör ve savaşları örgütleyenler ve açlığın arkasındaki sömürü düzenini kuranlar da onlar, insan hakları, hukuk dersi verenler de onlar. Akletmez misiniz? Onların içimizdeki işbirlikçilerine dikkat, siyaset, bürokrası, Media, sanat, akademi, STK, Cemaat, heryerde onların işbirlikçilerini görebilirsiniz.
Kanada Jeoloji Araştırmacısı Prof. Dr. Antonis Foskolos diyor ki,
“Küresel Isınma Yok, Karbondioksit ısınmaya yol açmaz, Karbondioksit suyla reaksiyona girerek organik bileşikleri oluşturur, Karbondioksit zenginliktir” diyor. Evet, Bunun bedelini eğitimle ve media üzerinden aptal laştırılmış insanlar ödeyecek.
Zira “cehaletin bu kadarı ancak eğitimle mümkündür”
Bize ne idüğü belirsiz bir aşıyı zorla yaptılar, aynı zamanda ''sorumluluk bana aittir'' diye ONAM aldılar. Bu zulümü kurt yapmaz, kuzulara şah olsa. İstiklal mahkemelerini kuran aklın izdüşümü bir akılla bu cinayeti
“Allah-Lillah-Bismillah” diye yapmadılar mı? (Tevbe estağfurullah).
Ve şimdi akıllı evler, akıllı şehirler, Karbon ayak izi, iklim, gıda, Chemistrail, 5G üzerinden gelmeye devam ediyorlar ve seçilmek isteyenler ise daha beterini vadediyor. Ama insanlar bunların peşinden koşmaya devam ediyorlar. Bu nasıl bir aşk, nasıl bir korku, nasıl bir öfke anlamak zor.
Bir cep telefonunun yaydığı radyasyon, bir insan için günde 2 saatlik bir kullanma ile vücudun tolere etmesi mümkün bir risk oluşturduğu iddia edilirken, evde WiFi cihazında onlarca sinyal yanında, herkesin elinde bir telefon, çocuklarda tablet, bir de dizüstü, Televizyon filan derken korkunç bir radyoaktif kirlenmeye maruz kalıyoruz.
Peki bundan söz eden var mı? Bu yetmiyor akıllı ev, akıllı otomobil ve akıllı ofislerle aslında insanların hayatları karartılıyor. Bio Hacker riskinden, kötü kullanımından söz etmiyorum, şu hali ile insan nesli tehdit altında. Cep telefonları ve Wi-Fi gibi elektromanyetik cihazlardan yayılan radyasyon, dünya çapında dev bir elektrosmog bulutuna dönüşmüş durumda.. Bu, EMF'lerin tehlikelerinden kimse söz etmiyor. Dijitalizm insan nesline kaşı tarihin en büyük komplolarından biri olarak önümüzde duruyor. İyonlaştırıcı olmayan radyasyonla yıkanan bir dünyada hayatiyetinizi nasıl sürdüreceğinizi ya da bu gidişle sizi nelerin beklediğini biliyor musunuz.
Ya hu Şeytaniler, dün ölümsüzlükten söz ederken, 60 yaş üstünün dünyaya, insanlığa, ailesine katkısının tükettiğinden az olduğunu tesbit etmişler. Bir de daha fazla gaz salınıyorlar. Kamuya maliyeti de yüksek. Ne yapsınlar? İntihar ve öte naziyi yasalaştırmaya hazırlanıyorlar. Cesetlerini de biraz hayvan yemi, biraz da kompoz yapıp tabiata serpecekler. Yakmak da çevreye zarar veriyormuş ve ekonomik kayıpmış, mezara gömmek de. Celladınızın iş ortaklarını alkışlamayın. OYUN’u görmeden OY’unuzu vermeyin.
Ölümsüzlük projesi (Transhümanizm) tam bir yalan. İnsanı insan olmaktan çıkartacaklar. Siborg olacaksınız, bu proje başarılı olursa, o da 100 milyon kişi yeter ama, 500 milyon mu olsun 1 milyar mı onu tartışıyorlar. Avatarlar, Klonoidler, Hümanoidlerle birlikte yaşayacaksınız. Sentetik yaşam sizi bekliyor. Dışkınızı yedirecekler, idrarınızı içirecekler size. Şimdilik böcekle idare edin. Artık portakal ağacında karanfil kokulu sarımsak da mümkün, Tavşan gibi üreyen, koyun gibi büyüyen, sincap gibi beslenen ama insan gibi düşünen canlılar da mümkün.
Gen ve DNA tedavilerinden söz ediyolar ama asıl hedef gen manipülasyonları. Bunun ilk örneği mRNA idi. Bu yalana uyanlar o gün hapı yuttular. Geçmiş olsun. Allah şifa versin. Size Yapay kök hücre den üretilecek yapay ve canlı yedek organdan söz ediyorlar. Biorezonans yöntemi ile böbreğiniz iyi çalışmıyor mu, beyninize bir komut verecekler, vücudunuz yeni bir böbrek yapacak. Siz de eskisi Ladraskopla alır, pişirir yersiniz artık, Allah korusun. Dişinizi çekince beyne bir komut, yerine çocuklardaki gibi yenisi çıkar. Ne öyle implant filan. Keder basarsa, yine beyne bir komut, karaciğeriniz sizin için mutluluk hormonu salgılar olur biter. Ee, artık kadınlar niye 9 ay rahminde bebek taşısın Humonoid anneden Gen tasarımlı, ısmarlama bebeklerde mümkün. Saçı nasıl olsun, gözü nasıl olsun, sesi, başka canlılardan gen de aktarmak mümkün. Ceylan gözlü bir bebek nasıl olur???
İnsanları delirtecek bunlar, ama telefon akıllı, ev akıllı, araba akıllı, ilaç akıllı. Nesnelerarası iletişimle kedi köpek bile akıllandırılacak. Sadece farklı hayvan genlerinin insanlara transferi değil, insanlardan da hayvanlara gen transferi planları var. Reptilyanlara hazır olun. Kimerik canlılara da. İster misiniz kanatlı bir çocuğunuz olsun. Klonoidlerle ölmüş babanızı da canlandırabilirsiniz. Dinazorları da canlandırabilirsiniz. İsterseniz soyu tükenmiş bitki ve hayvanları hem sanal alemde hem de çifliklerle yeniden canlandırmak mümkün olacak. Onlara da chip takınca onlarla da konuşabileceksiniz zaten. Mevlana'yı, Eflatun'u, Mustafa Kemal'i, Liderinizi filanda tıpkısının aynısı, ister sanal alemde, ister gerçek dünyada canlandırabilirsiniz. Seri üretim daha ucuza gelir, ihraç da edebilirsiniz !?
Uyuşturucu tüccarlarına kötü bir haberim var: Sanal uyuşturucu da geliyor. Narkotik şube bunlarla başedemez. Uyuşturucu işi yapan Mafya babaları da kendilerine başka iş arasınlar.
Sahi beyine kayıt yapınca bu okulları, öğretmenleri ne yapacaksınız. Ya da nesnelerarası iletim yapay zeka ile, beynine Chip takacağınız insanlar istedikleri bilgiye ulaştıktan sonra kitaba, gazeteye, dergiye, dil öğrenmeye ne gerek var. NeuraLinkle kendi-köpekle bile koşuşabileceksiniz.
Hayırlar olsun, bu dünya hoşunuza gitmedi mi yoksa. Tamam size istediğiniz gibi başka bir dünya inşa ederiz. Astral yolculuklar, Lucid Dreamlar ile de tatmin olmazsanız, bedeninizden kurtulun, beyninizi kopyalayalım, gen kopyanızı alalım, şu din, ahlak, gelenek, biyolojik cinsiyet gibi bağımlılıklardan kurtulun, sizi Şeytanın yeryüzünde bir cennet olarak inşa etmekte olduğu ve ebedi bir hayat yaşayacağınız MetaVerse gönderelim.
Eski normali, eski kavram ve kurumları, eski dünyayı unutun. Yeni Normal dünya için hazır olun. Hasan Ali Yücel ne demişti: “Eskiyi unut, yeni yolu tut, gençliğe umut, sen ol çocuğum.” Bakalım önümüzdeki “on yılda “yaratılacak” (!?) her yaştan 15 milyon genç” arasında “yerli ve milli” kaç kişi olacak!?
“Geleceğin dünyası” ile imkanlar konusunu yazmaya devam edeceğim.
Şeytanın vaadlerine kanmayın. Onun vaadleri konusunda bizi iknaya çalışan ins’in şeytanlarına euzubillahimineşşeytanirraciym diye taş atın. Ey Hacc'a hazırlanan kardeşlerim, siz Hacc'ı beklemeyin, bugünden Şeytan taşlama başlayın, dönünce de kaldığınız yerden devam edersiniz.
Unutmayın, Hz. İbrahim'in taşladığı şeytan orada sizi beklemiyor.
Onlar kendilerine gelen Şeytanı taşladılar.
Onlar gibi yapmak istiyorsanız, bir İbrahimi duruşla, bir Haacer sabrı, sadakati, bir İsmail tevekkülü ile, bugün, hemen, şimdi size yaklaşmaya çalışan Şeytanları taşlayın.
Selam ve dua ile.