Uzaktan Uçak Kontrolü ve Türban

Atlasjet'e ait uçağın Isparta üzerinde düşmesi ve içinde istikbalin önemli madeni Toryum ve Nükleer Fizik araştır­maları yapan bilim ekibinin diğer yolcularla birlikte ölmesi...

Atlasjet'e ait uçağın Isparta üzerinde düşmesi ve içinde istikbalin önemli madeni Toryum ve Nükleer Fizik araştır­maları yapan bilim ekibinin diğer yolcularla birlikte ölmesi üzerine uzaktan uçak kontrolünün nasıl yapıldığı ve bu teknolojinin varyantlarını bilmenin önemi bir kez daha orta­dadır. Uçağın düşmesi 'operasyon'dur demiyo­rum ama bu sahadaki teknolojiyi bilmek gerek­mektedir.

Genelkurmay Başkanlığı'na elektromanyetik radyasyon, elektromanyetik izleme sistemi gibi konularda danışmanlık yapan Boğaziçi Üniversi­tesi öğretim üyesi Prof. Dr. Selim Şeker, geçmiş­te üst üste düşen uçaklarla ilgili bir ihtimali da­ha gündeme getirmişti.

SADECE UÇAKLAR DEĞİL UYDULAR BİLE DÜŞÜRÜLEBİLİR

Elektromanyetik silahlarla ve dalga harekâ­tıyla sadece uçakları değil, uyduların bile düşü­rülebileceğini söyleyen Prof. Dr. Şeker, özellikle
ABD'nin son yıllarda elektromanyetik silahlarla ilgili çalışmalarına hız verdiğini belirtiyor: "Sa­dece uçakları değil, uzaydaki uyduları bile düşürebilirsiniz Size ilginç bir olay anlatayım. Bun­dan üç yıl önce Bursa'daki bir yerel radyonun anteni, Fransa'nın uzaydaki uydusunu son derece kötü etkiliyordu. Ve bu durum iki ülke arasın­da diplomatik bir krize neden oldu. Özellikle ABD son yıllarda elektromanyetik silahlarla ilgili ça­lışmalarına hız verdi. ABD bu silah sistemi vası­tasıyla dünyanın her hangi bir yerinden, dünya­nın herhangi bir yerindeki bir uçağı hiç iz bırak­madan, uçağın elektronik aksamını bozarak dü­şürebilir. Uçakları düşürmek için elektromanyetik pals (elektromanyetik sinyal) gönderilir. Uy­duyu düşürmek için yerin altına postjeneratörler yerleştirmek gerekir. Elektromanyetik pals gön­dericilerle, bu palsların şiddetini artırarak etkini­zi artırabilirsiniz Bu bir elektromanyetik bom­bardımandır, örneğin şu gördüğünüz kablodan bir amper geçerse bir şey olmaz, ama yüz amper geçerse, bu kablo yanar. Bunun şiddetinin arttığını ve bir uçağa yönlendirildiğini düşünün. ABD ordusu bu konuda çok ileride."

GEÇTİĞİ YERLERDEKİ ELEKTRONİK SİSTEMİ KİLİTLEYEN MERMİ

2000 yılı itibariyle şunu ifade edelim ki; İn­giltere Savunma Bakanlığı için Maltra BAE Dynamics şirketinin üzerinde çalıştığı yeni bir si­lah sayesinde insanlar ölmeden savaş kazanıl­ması planlanmıştı. Geleceğin silahı olarak adlandırılan mermi, bünyesindeki milyarlarca vat­lık elektrik enerjisini radyo dalgalan sa­yesinde yayarak menzildeki tüm düşman tank ve uçaklarının bilgisayar sistemini, radarlarını kullanılmaz hale getiriyor ki fevkalade önemlidir.

'ELEKTRONİK HARP OYUNU'NA KURBAN OLMAK

80'li yılların sonunda Malatya'da dü­şen CASA tipi uçakların NATO üssüne olan yakınlıklarını unutmamak gerek­mektedir. Silah teknolojilerinin seyrini takip edenler, eğilimin elektromanyetik silah sistemlerine doğru olduğunu çok iyi biliyorlar.

ABD'de bu tür dış etkiler sebebiyle birçok uçak düşmüştür. Mesela; 1996'da New York'un JFK Hava Limanı'ndan kalkan TWA 800 sayılı uçağın, Long Island açıklarında aniden havada infilak etmesi ve denize çakılması bu cümleden. Hadise, Elaine Scarry tarafından The New York Revievv of Books Dergisi'nde şümullü bir yazıda ifade edilmişti: "O gece hava kuvvetlerinin uçakları kendi alanlarında 'elektronik savaş oyu­nu' oynamaktaydılar. Bunlardan gelen sinyal TWA 800'ün uçuş sistemlerini bir anda çökertti ve hiç beklenmeyen facia oldu.
Bu olayın ilginç yönü 2 Eylül 1998 tarihinde Svvissair'in 111 sayılı uçağı uçuş kontrolörlerin­den aldığı talimata göre TWA 800'ün uçuş rota­sını takip etmeye başlamasından bir süre sonra düşmesiydi.
Uçakların geçtiği rota hava haritalarında şöyle geçiyordu: "İkaz: Ulusal Savunma Operasyonları Bölge­si. Bu bölgede uçacak uçaklara ölümcül tehlike yaratabilecek operasyonlann yapıldığı alan."

UZAKTAN UÇAK KONTROLÜ ABD'YE AİT

ABD silah sanayi devi Raytheon tarafından "yoğun hava trafiğini kontrol etmek için geliştiri­len" GPS teknolojisine dayanan bu sistemde ha­va sahası kontrol alanına giren askeri ya da sivil uçakların uçuş sistemi, kodları pilot tarafından verilmese dahi rahatlıkla çözülüyor ve uçaklar 'ele geçiriliyor.1 Kontrol altına alınan uçak bu aşamadan sonra istenilen noktaya 'indiriliyor'. Sistem 2000 yılının eylül ayında F/A-18A Hornet uçağı ile askeri amaçlı olarak denenmiş ve "ilk otomatik (hands-free) iniş sistemi" unvanını kazanmıştı.
ABD'yi vuran 11 Eylül saldırılarından sonra herkes bu saldırının nasıl 'başarıldığı'nı tar­tıştı. Doğru araştırma sahası ise GPS siste­miyle çalışan uzaktan uçak kontrolü sistemiy­di. Acaba bu sisteme kim sahipti? Elbette ki ABD.
Bu süreçte FBI tarafından yapılan ve fev­kalade gizli tutulan bir gözaltı, bu şüpheleri destekler nitelikteydi. FBI ABD silah sanayi devlerinden olan Raytheon firmasının 10 proje elemanını sorguya alıp 'JPALS'ın başkalarının eline geçip geçmediğini araştırıyordu. Peki, neydi JPALS?

UÇAKLARI UZAKTAN KUMANDA MUCİZESİ: JPALS

Giderek yoğunlaşan hava trafiğini kontrol et­mek ve 'istenmeyen durumlarda' uçakların tehli­ke kaynağı olmasını önlemek amacı ile başlatı­lan bir projeydi JPALS. Projeyi yüklenen ise ABD silah sanayinin en büyük firması olan Raytheon'du. Yaklaşık 20 firması ile hava ve deniz elektronik iletişim alanında faaliyet gösteren, hava savunma ve savaş sistemlerine; hava tra­fik kontrol sistemlerine kadar her alanda faaliyet gösteren Raytheon 1984 yılından bu yana GPS teknolojisini kullanarak sivil uçakların yerden kontrolü projesini yürütüyordu. Raytheon konuyla ilgili basın açıklamasında JPALS ile kontrol dışı­na çıkan uçakların yerden müdahale edi­lebileceğini açıkladı. Ne olduysa bundun sonra oldu. 11 Eylül'den sonra harekete geçen ABD Savunma Bakanlığı Pentagon JPALS projesinin başkalarının eline geçmiş olabileceğini soruşturuyordu. Çünkü bilgilerimize göre 2000lerin başında proje henüz deneme aşamasında olsa bile yerden yapılan mü­dahalelerle ister sivil olsun ister askeri ol­sun kontrol alınana giren tüm uçakların, pilot vermese bile, uçuş sistem kodları çözülüyor ve uçaklar ele geçilebiliyor. Böylece ister hava korsanları tarafından kaçırılsın ister hava muhalefeti ile olsun tehlike arz eden uçaklar güvenli bir yere indirilebiliyor. Hatta bu proje kullanılarak Fedex'e ait bir kargo uçağı test için yere indirildi. FBI ve Pentagon bu projenin bilgilerinin kimin eline geçtiğini bul­maya çalışıyordu. Zira kamuoyuna tamamen barışçıl amaçlarla geliştirildiği açıklanan bu proje istenildiği zaman uçakları bir silaha dönüştürebiliyor.
Bu ifadelerimiz takriben 25 seneden beri ka­muoyuna sızan bilgiler, istihbarat teknolojisi ise şimdi hangi noktadadır, siz tahmin ediniz. Zira istihbarat servisleri kamuoyunun bilgilerinden en az 10 sene öndedirler. Faks cihazının icadı ile insanların kullanımına sunulması arasında bir insan ömrü kadar süre bulunmaktadır.

YAKINDAN TÜRBAN İSTİSMARI TEKNOLOJİSİ!

Bu eşsiz(!) teknolojinin sahibi ise Türkiye. Batı, ifade ettiğim şekilde teknolojinin dorukla­rında seyrederken biz maalesef insanlarımızı bölmek ve dışlamakla meşgulüz. Olayı bu şekilde düşündüğümüzde 'türban bölücülüğü' adeta vatana ihanet gibi gözükmektedir. Türban operasyonlarını ve türban üzerinden millete karşı yürütülen psikolojik harbin dış aktörleri ABD ve AB'dir. Zira insan hakları ve uyum sadedinde reform paketlerini adeta 'emir ve dayatmayla' nasıl Türkiye'ye çıkarttılarsa, arzu etseler Türkiye'de türban-başörtüsü sorunu asla kalmazdı. Batılı güçlerin amacı ise İslami özgürlüğü kontrol altında tutmaktır.

Gerçek Hayat / Gültekin Avcı

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!