AK Parti'nin bir seçim mitinginde bir vatandaş "Son Osmanlı Padişahı 1. Recep Tayyip" diye pankart açtı diye ortalık toz-duman.
Gülümseyip geçmek diye bir şey var, ama gel de Kemalistlere anlat.
Saltanat-ı Hanedan-ı Osmaniye ihya olmuş gibi hop oturup hop kalkıyorlar.
Bu arada CHP Genel Başkanı Deniz Baykal da şöyle diyerekten güya laf sokuşturuyor 'padişahçılara':
"O pankartı açanlar dikkatli olsunlar. Son Osmanlı padişahı İngiliz savaş gemisine binerek kaçıp Türkiye'yi terk etmiş insandır."
Mealen: "Mevzubahis, ihanet-i vataniyedir!"
***
Efendiler!
Biliniz ki biz de padişahlık istemezük, lakin son padişaha yapılan bu haksızlığa da tahammülümüz yok.
1922'de İstanbul İngiliz işgali altındaydı.
Sultan Vahdeddin İngiliz gemisiyle gitmeyecekti de hangi gemiyle gidecekti?
Başka gemi yoktu ki!
"Peki niçin gitti?" diye soracak olursanız"
Ankara Hükümeti bilhassa Mustafa Kemal Paşa- gitmesini istediği için gitti.
'Bir suikasta uğramanızdan korkuyoruz. Lütfen memleketten ayrılın. Ortalık durulduğunda geri dönersiniz' gibi mesajlar gönderiyorlardı Vahdeddin'e.
'Bunu millete nasıl izah ederiz?' diye sorduğunda da "Biz zamanı geldiğinde millete gerekli izahatı yaparız" diyorlardı.
Tabii, gidiş o gidiş oldu.
Verilen söz tutulmadı.
Vahdeddin'i "hain" diye geçirdiler resmi tarihe.
***
Vahdeddin'in yeğeni Fethi Sami Efendi, asla yayınlanmayan ve fakat benim İHA arşivinden çıkarıp izleme imkânını bulduğum- bir mülakatta şöyle bir şey anlatmıştı (hatırımda kaldığı kadarıyla ve şekliyle):
"Babamla Paris'te bir kahvehanede oturuyorduk. Kapıdan cumhuriyet sefîri girdi. Babam ayağa fırlayıp 'Vahdeddin için nasıl hain dersiniz? Vahdeddin hain miydi?' diye bağırdı. Sefir 'Haşa efendim, Vahdeddin elbette hain değildi; lakin ona hain demezsek cumhuriyet payidar olmaz' diye cevap verdi."
Bu işler böyledir.