Altı yıla aşkındır bir tek öğrenci dahi alamayan ilahiyat fakültesi dekanlığı iş başörtüsü ve mescidi olunca adeta bir yarış içine girmeleri ilahiyattaki öğretim görevlileri ve üniversite camiası tarafından hayretle izleniyor.. Ayrıca fakültede birçok oda boş dururken, bayan mescidini öğrenci işleri büro işlerine dönüştürülmesi manidar bulundu.
Üniversitedeki bayan öğrencilerin namaz kılabilecek başka yer olmadığı için geldikleri ilahiyat fakültesindeki yeri de, ilahiyat fakültesi dekanı A.Baki Güneş'in büroya çevirmesi tepki ile karşılandı. İlahiyat'a vekaleten bakan A.Baki Güneş'in işgüzarlığı, ilk de değil. Konu ile ilgili görüşlerine başvurduğumuz ilahiyat meslek yüksek okulu öğretim görevlileri, A.Baki Güneş'in vekaleten atanmasından sonra çok ciddi sıkıntılar oluştuğunu bu mağdurlardan birinin de kendileri olduğunu dile getirdiler. Daha önceleri birçok dekanla çalıştıklarını dile getiren görevliler, şunları söylediler: "10 yılı aşkındır ilahiyat fakültesinde 10 kişilik ilahiyat yüksek okulu görevlileri olarak beraber çalışıyorduk ve ilahiyat fakültesi üniversitenin en sorunsuz fakültesiydi. Ancak dekanlığa vekaleten gelen A.Baki meslektaşımız ilk icraat olarak bu huzur ortamını baltalamak oldu ve ilahiyat yüksekokul görevlilerini hiçbir gerekçe göstermeden geldiğimiz bölümlere göndermek için yönetimle iş birliği içine girdi. Bunda da başarılı oldu. Aslında A.Baki Güneş, birileri tarafından bu huzur ortamını bozmak için ve kaos ortamı oluşturmak için özellikle atandı diye düşünüyoruz. Çünkü icraatları bunu gösteriyor. Üstelik ilahiyat fakültesi dekanı A.Baki Güneş, Van'da saygın bir kişiliğe sahip olan Osman Gülaçarı da Diyanet İşleri Başkanı'na Van ziyareti esnasından şikâyet ettiği ve bu doğrultuda üniversite yönetimi ile birlik olup Van İl Müftülüğü'nden bu caminin tatbikat camisi olması yönünde girişimleri olduğu iddia ediliyor. Öğrencilerin döneminde cemaati 2 ila 3 bin arasında olan Üniversite camisi, İl Müftüsü Osman Artan'ın talimatıyla tatbikat camisine dönüştürüldü." Konu ile ilgili görüştüğümüz İl Müftüsü Osman Artan da bu iddiaları doğruladı ve teklifin üniversite yönetimi ve ilahiyat fakültesi tarafından geldiğini söyledi. Osman Gülaçar'ın da Van Merkez Şabaniye Mahallesi Şabaniye Camii'ne tayin olunduğu Osman Artan tarafından teyit edildi. Osman Gülaçar'ın YYÜ camisinde çok etkili hutbeler vermesi ve günden güne cami cemaatinin öğrenciler tarafından dolup taşması, üniversite yönetimini ciddi şekilde tedirgin ettiği söyleniyor. Konu ile alakalı görüştüğümüz cami cemaati de söylenenleri doğrular nitelikte. İsmini vermek istemeyen yaşlı bir amca, "Osman Gülaçar Hoca gelmeden önce cami cemaati 20 kişiyi geçmezdi. Osman Hocanın gelişinden sonra 70-80 km uzaklıkta olan ilçelerden bile kendisini dinlemeye gelenler oldu" diye konuştu.
Gülaçar hocanın güzel hitabetiyle cemaatin hızla arttığı, cemaatin büyük çoğunluğunun da YYÜ öğrencileri olması, YYÜ'de birilerinin hoşuna gitmediği için bu operasyonların yapıldığı ileri sürülüyor. En son olarak Osman Hoca'nın, Filistin'de katledilen kardeşlerimize dua istemesi, üniversite yönetimi ve müftülük için bardağı taşıran son damla olarak gösteriliyor. Osman Hoca'nın, 28 Şubat sürecinin mağdurlarından birisi olduğu ve sürgün yediği, daha sonra Van iline tekrar geri geldiği bildiriliyor.
Konu ile ilgili görüşmek istediğimiz Osman Gülaçar ise, devlet memuru olduğu için bir açıklama yapamayacağını ancak olan bitenleri Van halkının takdirine bıraktığını söyledi.