28 ŞUBAT ÖZELİNDE TÜM DARBELER AYAKLARIMIZIN ALTINDADIR
Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak gerçekleştirdiğimiz başörtüsü basın açıklamalarının 130.sun da, bir 28 Şubatta hala Hak ve Özgürlüklere yönelik taleplerimizi seslendirmeye devam ediyoruz. Bu vesileyle yakın tarihimize postmodern darbe olarak geçen 28 Şubat sürecini ve bu süreçle tebarüz eden darbeci zihniyeti kınıyoruz. 1908 Bab-ı Ali baskınından tek parti diktatörlüğüne; 60 ihtilalinden 71 muhtırasına; 82 darbesinden 28 Şubat postmodern darbe sürecine Sarıkızdan Ay Işığına kim tarafından kime karşı yapılırsa yapılsın bütün darbe ve muhtıralara karşı olduğumuzu bir kez daha kamuoyuna deklare ediyoruz.
Ak parti iktidarıyla birlikte 28 Şubatın yol açtığı zulümler açısından kısmı bir normalleşme sürecine girildiği izlenimini teslim etmekle beraber sürecin nihayete ermediği hak ve özgürlük ihlallerinin düşük yoğunluklu olarak devam ettiğini müşahede etmekteyiz. En son kamuoyunun haklı takdirini kazanmış güzide STKlardan olan Özgürder'e yönelik kapatma davası açılması daha kat edilmesi gereken hayli mesafe olduğunu göstermektedir. "İnancımızın ve Kimliğimizin Aşağılandığı; Resmi İdeolojinin Dayatıldığı Törenlere Tavır Alalım!" başlığıyla yapılan açıklamada resmi ideolojinin tabuları sorgulandığı için Özgürder'e yönelik kapatma davasının açılması ülkemizin kötü siciline bir leke olarak işlenmiştir. Buradan basın açıklamasıyla Özgürder'e olan desteğimizi yineliyor açıklamanın her bir satırını onayladığımızı beyan ediyoruz.
Bu günden bakılınca yakın tarihimizin tüm kirli süreçlerinin 28 Şubatta dahil olmak üzere Ergenekon Terör Örgütünün maksatlı bir faaliyeti olduğu ayan beyan gözlenmektedir. Refah-Yol hükümetinin tasfiyesi sürecinde uygulanan toplum mühendisliklerinin Ergenekon soruşturmasıyla aydınlanmaya başlaması önemli bir imkâna işaret etmektedir. Başörtüsü yasağından İnanç temelli ihlallere, Fail-i meşhurlardan asit kuyularına yakın geçmişin kirlerinden bir arınma süreci olarak Ergenekon Terör Örgütü soruşturmasını önemsiyor ve sonuna kadar gidilmesi talebimizi yineliyoruz. Başta Boğaziçi üniversitesi olmak üzere halen üniversitelerde başörtüsü yasağının devam etmesi ve en son Genel kurmay başkanı İsmail Hakkı karadayı'ya ait derin yapılanmayla ilgili ses kayıtlarının ortaya çıkması, Özgürder'in kapatılmaya çalışılması vb. şeyler 28 şubat sürecinin hala devam ettiğinin göstergesidir.
Milli Eğitim Bakanlığının okullara İsrail mallarını boykotu kırmaya yönelik genelge göndermesi Filistin'in arkadan vurulmasıdır. Acaba Davos çıkışından sonra tekrar reel politikaya mı dönülmüştür? Acaba okullarda Filistin için toplanan paralar İsrail'e mi gönderilecektir? Son dönem ilginç icraatlardan biri olarak bu genelge hakkında açıklama bekliyoruz.
DTP Başkanı Ahmet TÜRK'ün Meclis grup toplantısında Kürtçe konuşma yapması tartışmaları da beraberinde getirmiştir. Bir şeçim atraksiyonu olarak değerlendirdiğimiz bu eylemin aslında bir tabunun sorgulanması için bir fırsat sunduğunu görmezden gelemeyiz. TRT ŞEŞ açılımının bir devamı olarak Kürtçenin önündeki bütün engellerin aşılması insanca yaşanılır bir ülkenin inşası için elzemdir. Ülkenin seçim vasatına girmiş olması tüm vaatlerin inandırıcılığı üzerinde şüphe oluştursa da seçim sonrasında sivil anayasa çalışmalarının tekrar başlatılacağına yönelik emareler beklentileri artırmaktadır.
VAHÖP olarak bundan sonra da adalet zemininde doğruları teslim edeceğimiz gibi müşahede ettiğimiz tüm yanlışların takipçisi olacağız.
Platform adına Umut Işığı Derneği yönetim kurulu üyesi Abdurrahman EREN
Van Hak ve Özgürlükler Platformu
Anadolu Gençlik Derneği, Gökkuşağı Derneği, İnsan-Der, Mazlum-Der, Memur-Sen, Umut Işığı Derneği, Erdem-Der, Van İmam Hatip Mezunları ve Mensupları Derneği