Basın Açıklamasının Tam Metni:
Yetkisiz ve ilgisiz kişi ve kuruluşların talimatıyla başlatılan hukuk ve insan haklarına aykırı olan başörtüsü zulmü sürdürülmektedir. Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak bu anlamsız ve hukuksuz yasağı protesto etmek amacıyla 70. kez meydanlardayız.
Başörtüsü yasağı, kamu vicdanını rahatsız etmeye devam eden bir uygulamadır. Bu zulüm iç hukukumuz ve Türkiye’nin imza koyduğu uluslararası belgeler açısından dayanıksızdır. Çağdaş sistemlerin dayandığı hukuk ve siyaset felsefeleri, devlette bireyin özgürlük alanlarını genişletmeyi amaçlamaktadırlar. Bu paradigmaya göre, devlet insana hizmet eden, onun yaşam standardını yükselten, hak ihlalini önleyen, özgürlükleri koruyan bir niteliğe sahiptir. Ya da “daha az devlet, daha çok özgürlük” bu anlayışın parolasıdır.
Oysa ülkemizde bunun tam tersi bir anlayış egemen kılınmaya çalışılmaktadır. Toplum son seçimle çağdaş hukuk ve siyaset anlayışının egemen kılınması için irade beyanında bulunmuştur. Bu gerçeği hiç kimse göz ardı edemez. Bundan sonra yapılacak her türlü yasama çalışmasında bu irade beyanının göz önünde tutulması gerekmektedir. Halkın irade beyanına kulak tıkayanların nasıl bir sonla karşılaştığı geçmiş seçimlerde ortaya çıkmıştır.
Bu çağda başörtüsünün veya benzeri dini bir kıyafetin giyilmesinin yasaklanması insanın temel hak ve hürriyetlerine aykırıdır. İnsan, haklarıyla insandır. Bu haklardan biri de din ve vicdan özgürlüğüdür. Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün garantisi olmalıdır. İnsanın bu özgürlüğünü garantiye almayan bir laiklik anlayışının laikliğin kendisiyle çeliştiğini belirtmeliyiz. Egemen olanların laikliği kendi keyfine ve ideolojik anlayışına göre tanımlamaları öncelikle laikliği farklılaşmakta ve anlaşılmaz kılmaktadır.
Günümüzde gelişmiş devletler, farklılıklarını zenginlik olarak görmekte ve bunu bir avantaja dönüştürmektedir. Homojen bir toplum oluşturma imkânı olmadığından herkesin başkasının farklılığına tahammül etmesi insan olmamızın ve birlikte yaşıyor olmamızın bir gereğidir. Bize düşen bu farklılıkları olduğu gibi kabul edebilmektir. Ülkenin huzurunu ve refahını ancak böyle sağlayabiliriz. Yöneticilerin de bu bilinçte olmaları ve bunu pratiğe yansıtmaları gerekiyor. Bütün hak ihlallerinin sona erdirilmesi için halk gerekli yetkiyi TBMM’ye ve Hükümet’e vermiştir. Bu konuda gerekli adımların artık atılması gerekiyor.
Çözüm, demokratik ve özgürlükçü bir hukuk devletidir. İnanıyoruz ki, Türkiye’nin hukuk devleti olmasıyla birlikte bütün kurumlar demokratikleşecek ve başörtüsü sorunu olmak üzere bütün sorunlar veya hak ihlalleri sona erecektir.
Başörtüsü Platformu olarak 70 haftadır sürdürdüğümüz samimi duruş, aynı zamanda hukuk, demokrasi ve insan haklarına ilişkin taleplerimizi de içermektedir. Bütün yetkilileri akla ahlaka ve adalete göre hareket etmeye davet ediyoruz.