Basın Açıklamasının Tam Metni:
Başörtüsü zulmü devam ediyor. Daha önceki basın açıklamalarımızda tekrar tekrar dile getirdiğimiz, insani değer yoksunluğundan kaynaklı sorunun çözümü yönünde herhangi bir çaba ortaya koymama iradesi devam etmektedir. Başörtüsüne ve temsil ettiği İslam inancına duyulan kin o kadar büyüktür ki, savunucularını her türlü insani değerde yoksun bırakmasına rağmen yasak düşüncesinden vazgeçilmemektedir. Son zamanlarda yapılmaya çalışılan sivil anayasa ile sadece üniversitelerde kıyafet serbestisini getiren düzenlemeyi, hukuksuz başörtüsü yasağına son vereceği gerekçesi ile sert bir şekilde karşı çıkılmaktadır. Bütün "21 inci asır, çağdaşlık, gelişmişlik, muasır medeniyet seviyesi…" teranelerine rağmen, haksız/hukuksuz//insanlık dışı başörtüsü yasağının devamı için devasa çabalar sarfedilmektedir.
Haseki Devlet Hastanesinde hasta kılığında, gizli kamera ile insan onur ve haysiyetini hiçe sayarak başörtüsü avına çıkmak kin ve nefretlerinin boyutunu göstermektedir. Bu insanlık dışı girişimi şiddetle kınıyoruz. Yasağı kısmen de olsa kaldırılması yönündeki düzenlemenin engellenmesi için "siyası simge" iddiası ile bağnazca bir gayret gösterilmektedir. "siyasi simge" bile olsa yasağı savunmanın insani/hukuki temeli yoktur. Bu kendi "siyasi düşünce ve kanaatlerini" dayatmak anlamına gelir. Bunun literatürdeki adı baskıdır… zulümdür…despotluktur…insan dışılıktır!
Oysa başörtüsü, İslam inancının gereği ve bu inancın simgesidir. Bu yasağı savunanlar, İslam inancına gösterdikleri kin ve nefreti dürüstçe dile getirme cesaretini gösteremediklerinden, türlü hilelere müracaat etmektedirler. Ayrıca, mesele hak ve özgürlükler meselesi olduğundan dolayı "simge" iddiası, insanlık dışı kalmakta, haksız/hukuksuz bir anlayışın ifadesi olmaktadır. Ayrıca, başörtüsü yasağına sadece üniversitelerde serbestlik getirecek bir düzenlemeyi de asla kabul edilebilir bulmuyoruz. Bu yasak, Müslüman kadına hayatın her alanında inancını yaşamayı sağlayacak şekilde kaldırılmalıdır. "Kamusal Alan" diye nitelendirilen zulüm alanı tabiri, uygulamaları ile birlikte tarihe karışmalıdır.
Bölgemizde devam eden operasyonların; sivillere zarar vermediği yönünde şeffaflığının sağlanması, kürt sorunu hak/hukuk/adalet ölçüleri içerisinde karşılıklı tanıma ve saygı esası üzere mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır.
Bütün dünyanın gözü önünde ve desteğiyle, israilin Filistin halkına yönelik vahşi zulmünü ve bu zulme seyirci kalmakla yetinen dünyayı kınıyoruz. "Medeniyetler İttifakı" toplantılarını düzenleyenlerin bu vahşeti görmezden gelerek sessiz bir şekilde geçiştirmeleri, gündemlerine almamaları, aslında olanın medeniyetler ittifakı değil, egemen vahşi batı medeniyetinin, ötekini teslim alma gayreti olduğunu göstermektedir.
Halkımızı her türlü hukuksuzluğa karşı duyarlı ve tepkili olmaya çağırıyoruz. Basına ve kamuoyuna saygılarımızla… teşekkürler.
MÜNİR MAVİŞ
İNSAN-DER YÖN. KRL. BŞK.
Van hak ve Özgürlükler Platformu Bileşenleri
Anadolu Gençlik Derneği, Gökkuşağı Derneği, İnsan-Der, Mazlum-Der, Memur-Sen, Umut-Der