Basın Açıklamasının Metni:
HUKUK HERKES İÇİNDİR
75.kez hak için, adalet için erdem için meydanlardayız. Gücü elinde bulundurduğunda hukuku çiğneyenlerin gün gelir hukukları çiğnenir. Başkalarının haklarını ihlal edenlerin gün gelir hakları ihlal edilir. Bu yüzden çözüm tektir: Her zaman ve şartta hukuka uygun hareket etmek.
Hak kutsaldır, bu nedenle her türlü insan hakkı ihlaline karşı onurlu bir duruş sergilemek insana yakışan en soylu tavırdır.
Hukuk herkes içindir. İnsan özgürlüğünü garanti etmek ve hak ihlalini önlemek insanlığın ortak paydası olmadıkça, dünya huzura kavuşmayacaktır. Bu bağlamda Gazze’de yapılan zulüm dünyanın her duyarlı merkezinde yankılanmaktadır. Fakat Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, İsrail aleyhine bir karar bile çıkaramayacak kadar acizdir. Avrupa Birliğinin Dış İşleri bakanları Brüksel’de bir araya gelip, İsrail’e nazikçe çağrıda bulunuyorlar. Oysa İsrail bunların ne anlama geldiğini veya ne kadar anlamsız olduğunu biliyor. Hatta bu toplantıda Almanya Dış İşleri Bakanı, “Hamas kıtlık ve sıkıntı ile kendi halkını kullanıyor” demektedir. Yani hırsızın hiç suçu yok.
Bu vesile ile Filistinli kardeşlerimize reva görülenleri kınıyor ve Mısır’dan, yıkılan 21. yüzyılın utanç duvarını hep açık tutmasını talep ediyoruz. Ve o duvarı bir daha inşa etmeye izin vermeme yürekliliğini göstermesini ve Filistinlilerin özgürlüğüne bir pranga olan bu utanç duvarının bir daha inşa edilmemesini diliyoruz.
Ülkemizde hak ihlaline karşı çıktığımız gibi hukukun üstünlüğü için yapılan bütün çabalara da destek olmaya devam edeceğiz. Bunun için başta en temel insan hakkı olan yaşama hakkı olmak üzere her türlü insan hakkını ihlal ettikleri için, toplumun demokrasi ve özgürlük taleplerini akamete uğrattıkları için büyük bir tehlike olan karanlık çetelerle etkin mücadele eden hükümetin bu konudaki başarısını görüyor ve bu başarının demokrasi ve özgürlüğü geliştirici bütün alanlarda devam etmesini diliyoruz.
Simge etrafındaki tartışmalar, insan özgürlüğünü yok etmeye yönelik bir yıldırmadır ve bunun için bu tartışma bir kenara bırakılmalıdır. Bunu bir özgürlük ve insan hakkı olarak görüyoruz. Bu nedenle “özgürlüğünden vazgeçmek insan olma niteliğinden, insanlık haklarından, hatta ödevlerinden vazgeçmek demektir.” Üniformalılar karşısında sıra düzenine girip, onlarla telefonda konuşurken ayağa kalkıp, düğmelerini ilikleyenler bunu anlayamazlar. Hoşgörü ve tahammül kültürü olan demokrasiden nasibini alamayan bu insanlar bir başörtülü kadının TRT 1’e çıkıp hakkını savunmasına tahammül edememişlerdir. Bu şu demektir: Hakkın yok; hakkını araman veya savunman da yok.
Van Hak ve Özgürlükler Platformu olarak 75 haftadır sürdürdüğümüz vakar duruş, aynı zamanda hukuk, demokrasi ve insan haklarına ilişkin taleplerimizi de ifade etmeye yöneliktir. Yeni Anayasanın hazırlanmasında TBMM’nin bu duruşu hesaba katması halktan aldığı gücün bir gereğidir. Bu sese kulak vermeyenler bizzat milletin kendisi tarafından cezalandırılır. Türkiye’nin demokrasi tarihi bunu göstermiştir. Bu konudaki şanlı hukuk mücadelemiz hukuk egemen oluncaya dek devam edecektir.
VAN HAK VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU