Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar birbirlerinin velisidirler…” ilkesinden hareket ederek Müslümanların yöneticileri de kendilerinden olmalıdır düşüncesiyle ayağa kalktınız, harekete geçtiniz. Yanlış mı yaptınız, bu konuda bir pişmanlığınız var mı?
Meydanlarını Peygamber Sevdalılarının doldurduğu kentleri yönetenler de Peygamber Sevdalıları olmalıdır inancıyla çalışmalar başlattınız, koşuşturdunuz. Var mı bundan dolayı bir pişmanlık duyanınız?
“Şu ana kadar bizleri Marksistler, şunlar bunlar ne güzel yönetiyordu, biz yönetime talip olmakla hata etmişiz…”diyeniniz var mı?
Daha önce İslam adına yılda bir defa kapısını çalıp içeri girmeden sadece kapıdan bir Kutlu Doğum davetiyesi uzattığınız evlere bu defa içeri girip dakikalarca İslam davasını anlattınız, İslam’da yönetimin ne olduğunu anlattınız, onları İslam’ı yaşamaya davet ettiniz. Söyleyin şimdi bundan dolayı pişman olanınız var mı?
Yaşadığınız memleketteki bütün evlere en azından bir defa girerek o insanlarla yakînen tanıştığınızdan dolayı, ne yediklerini, ne içtiklerini, ne giyindiklerini gördüğünüzden dolayı, dertlerine yakından şahitlik ettiğinizden dolayı bir pişmanlık duyanınız var mı, keşke böyle yapmasaydım diyeniniz var mı?
İslam’dan uzak, hatta İslam’a düşman yöneticilerin gençliğimizi, yavrularımızı içine düşürdükleri ve düşürecekleri tehlikeler konusunda uyarılarda bulunduğunuzdan dolayı bir pişmanlığınız var mı?
Günlerdir bu güzel koşuşturmalardan dolayı içinizde bir huzur, bir tatminkârlık yok muydu?
Bütün bunlar salih birer amel değil miydi? Peki, hangi Müslüman yaptığı bir salih amelden dolayı pişmanlık duysun ki?
Peki, Allah Teala müminlerin amellerini hiç zayi eder mi? Elbette zayi etmez ve etmeyecektir, kesinlikle karşılığını fazlasıyla verecektir.
Peki, bu karşılık illa ki seçim kazanmak şeklinde mi, illa ki sandıktan çok rey almak şeklinde mi olacak?
Herkes biliyor ki bu seçimler bir yerel seçim olma özelliğinden çok daha başka bir cepheleşme şeklinde olmuştur.
Yıllardan beri var olan şu küçük partilerin bu seçimlerde istisnasız hepsinin silinip gittiğini görüyorsunuz, değil mi? Halbuki her birinin günlük gazeteleri, televizyon kanalları ve büyük maddi imkânları vardı, buna rağmen önceki seçimlere göre adeta yok olup gittiler.
Henüz on beş ay önce kurulmuş olmasına rağmen Hür Dava Partisi hiç de küçümsenmeyecek bir varlık göstermiş ve gelecek vaadetmiştir.
Belki çoğumuzun beklentilerinin altında sonuç alınmış olsa da bizler Müslümanlar olarak kendi ekibimizin, kendi meşrebimizin dışındaki kardeşlerimizin başarılarıyla da mutlu ve mesud olan kişileriz. Hatta Müslümanların büyük çoğunluğunun mutluluğu, bizim bölgesel mutluluğumuzdan da önde gelir.
Şimdi bütün bunları hemen bir tarafa bırakalım da sevdamız için ayağa kalkalım. Sevdamızın mevsimine girdik, hatta seçimlerden dolayı bir iki hafta geç bile kalmış durumdayız.
“Yürüyen Kur’an Hazreti Muhammed” parolasıyla meydanlara yürüyoruz.
Biliyoruz, siyasi şuura sahip olmayan camialar zamanla yok olup gitmeye veya güdük kalmaya mahkumdur.
Fakat şu gerçek de bilinmelidir ki, baştan sona politize olan, her şeyini politika üzerine bina eden, tebliği ve daveti unutan, ilmi çalışmaları ve eğitimi terk eden cemaatlar yok olmaya mahkumdurlar.
Hemen haftalık ders programlarımızı hazırlamalıyız, ilk etapta okumamız gereken kitapların listesini çıkarmalıyız.
Bu arada bilfiil siyasetin içinde olanlarımız bu seçimlerden en önemli dersleri çıkaracaklarına inanıyoruz.
doğruhaber