Var mısınız Yasin Börü olmaya, Kurban eti dağıtmaya?

Mehmet GÖKTAŞ

Türkiye'de Müslümanların en somut başarılarından birisi hiç şüphe yok ki yardım kuruluşlarıdır. Dünyanın dört bir yanında varmadıkları bir ülke kalmadığı gibi, sadece Müslümanlara değil, yardıma muhtaç her kesime ulaşmış durumdadırlar.

Bakıyoruz Ramazanlarda Müslümanların yaşadığı her noktaya yardım paketleri dağıtıyorlar, deprem ve benzeri felaketlerde devletlerden önce, devletlerle yarışırcasına felaket bölgelerine ulaşmışlar.

Kendilerinin verdikleri rakamlara göre dünyada yüzden fazla ülkede kurban kesmekte, milyonlarca insana kurban eti ulaştırmaktadırlar.

Afrika'nın her noktasında bu kardeşlerimizi açlıkla, susuzlukla mücadele ederken, kuyular açarken, katarakt tedavisi yaparken ve eğitim faaliyetleri gösterirken görüyorsunuz.

Rabbim hepsinden razı olsun, güçlerine güç katsın.

Şimdi bu kuruluşlara ve bütün İslami camialara sesleniyoruz; Keşke önceden hatırlatsaydınız, geç kaldık demeyesiniz. Kurban Bayramında sizleri Yasin Börü olmaya davet ediyoruz.

Gideceğiniz ülkelere yine gidin. Fakat bu defa bir ekibinizi de Diyarbakır'a gönderin, kurbanlarınızın az bir kısmını da Diyarbakır'da kesip dağıtın.

Tişörtlerinizde poşetlerinizde kendi vakıf ve derneklerinizin ismi ve amblemi olsun. Fakat bir yanında da Yasin Börü ve arkadaşlarının resmi olsun.

Onların geçen yıl kurban eti dağıttığı evleri, sokakları ve semtleri bir bir dolaşalım, Türkiyenin dört bir yanından gelen Müslümanlar olarak her birimiz Yasin Börü ve arkadaşlarının suretine bürünelim, sanki onlar gelmiş gibi olsun.

Başta Diyarbakır olmak üzere bölgenin her noktasında size evlerini açacak, Yasin Börü ve arkadaşları gelmiş gibi sizi karşılayıp bağrına basacak Müslümanlar vardır.

Hem dönerken de Yasin Börü ve arkadaşlarının aziz hatıralarıyla birlikte dönersiniz memleketlerinize.

Haydi, sizi bekliyoruz. İsterseniz önünüze bir dünya haritası açıp bakınız,. Diyarbakır, Batman, Mardin, Van, Siirt öyle çok uzaklarda değil. Filipinler'den, Myanmar'dan, Keşmir'den, Nijerya'dan, Afganistan'dan, Somali'den, Sudan'dan çok daha yakın.

Hem öyle pasaporta falan gerek de yok.

Geldiğinizde göreceksiniz öyle bir dil problemi de yok, hemen anlaşacaksınız, hepsinin siması size aşina gelecek, mutlaka bir yerlerden tanıdığınızı hatırlayacaksınız.

Yasin Börü ve arkadaşlarının resimleriyle kurban eti dağıtırken belki biraz tedirgin olabilir, bazılarının bakışlarından hoşlanmayabilirsiniz. O kadarcık da olsun. Belki o zaman burada yıllar yılı Müslümanca var olma mücadelesi veren kardeşlerinizi anlamış olursunuz.

Sizi bekliyoruz, bakın herkes geldi, eksik olan bir tek sizsiniz. Emperyalizmin bütün elemanları zaten burada, küfür cephesi cirit atıyor. İçerinin ve dışarının ne kadar ahlaksızı, sapkını hayâsızı varsa hepsi burada.

Kimler yok ki burada? Ulusalcısı, abileri ve ablalarıyla ve medyadaki bütün güçleriyle Paralelcisi, Yasin Börü'nün, Aytaç Baran'ın katilleriyle el ele, omuz omuza buradalar.

Dedim ya bir tek siz eksiksiniz, dört gözle bekliyoruz.

Diyarbakır sokaklarında önce kurban eti dağıtmaya daha sonra da Yasin Börü ve arkadaşlarının kabirleri başında buluşmaya çağırıyoruz. Hem gelmişken Ali Haydar Bengi'yi de ziyaret etmiş olursunuz. Vaktiniz olursa bu şehri fetheden Süleyman bin Halid bin Velid ve arkadaşlarını da ziyaret edersiniz.

Diyarbakır'a gelemeyecek olan kardeşlere, vakıf ve derneklere ayrı bir çağrımız var.

Kurban bayramında Yasin Börü ve arkadaşlarını unutmayın, vakıflarınızda, derneklerinizde etkinlikler düzenleyin. Bulunduğunuz yerde yapın bu işi, fakirlere kurban eti dağıtırken onların resimleri olsun tişörtlerinizde, gömleklerinizde ve poşetlerinizde.

Unutmayalım ki, bu ülkenin batısında Yasin Börü ve arkadaşlarına sahip çıkıldığı an Müslümanlar olarak sahil-i selamete çıkıyoruz demektir.

Ulusalcıların, paralelcilerin, Nişantaşı'nın, Etilerin ve bilumum kozmopolit semtlerin HDPKK'ya sahip çıktıkları kadar…

doğruhaber