2023’ün son günü. Ve yeni bir miladı yıl başlıyor. Korku ve umut dengesi korkudan yana bozulmuş durumda. İnsanlar gelecek günlerin geçen günleri aratmasından korkuyor.
Bizim umudumuzun korkumuzdan baskın olması gerek. Biz buna “Havf ve Reca” diyoruz. Korku ile umut arasında bir yerde, ama umudumuz baskın olmalı.
“Allah’ın ipi”ni bırakanlar için ise elbette korku baskın olacak. Bir Müslüman Allahtan umudunu kesmez. Allah öyle buyurdu: Mahzun olmayacaksınız.
“Biz hüznü seçtik” aslında işin başında. Hüzün insanı olgunlaştırır. Toprağa yakın tutar. Mümin yürekler bilir ki, “dünya oyun ve eğlence yeri değildir.” Resulullah öyle buyurdu: “Bildiğimiz bilseydiniz, çok ağlar, az gülerdiniz”.
Biz alemlere rahmet olarak gönderilen bir peygamberin ümmetiyiz ve hiçbir Müslüman dünyada olup-bitenleri görmezden, duymazdan bilmezden gelme hakkına sahip değildir. Onun boşa geçirecek bir saniye zamanı, boşa harcayacak bir kuruş parası, feda edecek tek bir arkadaşı yoktur. Onun sevgisi nefretinden, merhameti gazabından büyüktür. O herkesi kendisi gibi görür. Çünkü doğduğumuz ana babayı biz seçmedik. Doğduğumuz toprağı da zamanı da kendimiz seçmedik, cinsiyetimizi, derimizin rengini de. Üstünlük ancak takva iledir. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun, mazlumdan yana olacağız, zalime karşı, zalim babamız da olsa, mazlum düşmanımız da olsa bu değişmeyecek. Yaşadığımız, zamana, mekâna, olaylara ve karşılaştığımız kişilere karşı adil olacağız.
Olacağız diyoruz da peki olabiliyor muyuz?.. Bu sağ-sol, Kürt-Türk kavgası ne o zaman. Partizanlığı bırakın futbol taraftarlığı bile Holiganlaştırmış insanları. Hatta cami cemaatını bile.
Yeni yıl ne kadar aklımızı başımıza getirir bilmiyorum. Ama korkarım yaşanabilecek tehlikeler, felaketler belki aklımızı başımıza getirebilir. Sonuçta “bir Musibet bin nasihattan evladır”. Akılsız başın cezasını ayaklar çekecektir. İnşallah iş işten geçtikten sonra aklımız başımıza gelmez. Çünkü son pişmanlık fayda vermez.
Hadi şimdi oturup geçen yılın muhasebesini yapalım. övünmeyi-dövünmeyi bırakıp, hayali sloganlar üretmek yerine bir NEFS MUHASEBESİ yapalım. Kendi kendimize “Biz/Ben nerede yanlış yaptım, ya da yanlış yaptık diye sorgulayalım. Gelin yanlışlarımızdan, kötü alışkanlıklarımızdan tevbe edelim. Ve sonra önümüzdeki günler, aylar ve yıl için kendi kendimize bazı kararlar verelim.
Kural şu, önce yanlış bir alışkanlıktan vazgeçelim. En kolayı bu. Mesela sigara, nargile filan Cola, enerji içecekleri, paketlenmiş, uzun ömürlü, endüstriyel yiyecek ve içeceklerin bir çoğunu hayatımızdan çıkartalım, bazılarını da azaltalım. Günlük öğün sayısını 2’ye indirelim. Zaten Ramazan geliyor, bazan oruç da tutabiliriz. Savm-ı Davud daha iyi olur. Sofradaki yemek çeşidini azaltalım. İki hayvansal ürünü aynı öğünde yememeye dikkat edelim. Rafine şekeri hayatımızdan çıkartalım. Çayda bile şeker kullanmayın. Rafine şeker sigaradan daha masum değil. Tatlı ve meyve türü yiyecekleri yemekten önce yiyelim. Sera ürünleri azaltalım. Geni ile oynanmış gıdalardan uzak duralım. Zirai ilaç ve hormonlu ürünler ve kimyasal gübrelerle desteklenen ürünler konusunda dikkatli olalım. Mecbur değilseniz ve emin değilseniz yemin etmeyin, yalan söylemeyelim, ne parti ne hemşehri, ne futbol taraftarı olmak yok. Dinimizi Allaha has kılalım. Evet, elhamdülillah biz Müslümanlardanız, ama Müslümancı bile değiliz. Her türlü ırkçılıktan uzak duralım, ne sermayeden yanayız ne işçiden yana, ne kadından ne erkekten yana, ne şu milletten olandan ne bu milletten olandan yanayız, sadece HAK’dan, haklıdan, mazlumdan ve muhtaçtan yanayız. (… İST) ya da (…CI) değiliz. Yaşadığımız zamana, mekâna, olaylara ve kişilere karşı duruşumuz ADİL ŞAHİDLER olmaktır. Zalim bizden biri ise biz BİZDEN BİRİ DE DEĞİLİZ! Evet, bir topluluğa olan düşmanlığımız ya da b irilerine karşı öfkemiz bile bizi onlar hakkında adaletsizliğe sevk etmemeli. Müslümanlar “Haksızlık yapmaz” değil, yapmamalı. Hakkı inkâr ederse mürted olur, ama hakkı ikame etmezse günahkâr olur. Ama önce batılın batıl, yanlış bir iş yaptığında yanlışını kabul etmesi gerekir. Yoksa Allah korusun, inandık deyip, sonra aksini yapmaya devam eder ve bize dönüp “ben sizdenim” deyip, onlara dönüp, “onları idare ediyorum, asıl sizdenim” demeye başlarsa bu münafıklık olur. Kim kimlerle beraberse, kimleri veli ediniyorsa, kime benziyorsa, zahiren onlardan olduğuna hükmedilir.
Sonra da Allah kime ne imkân vermişse, o elindeki imkânı Hak Dava yolunda ve mazlumlar, muhtaçlar için harcamakla yükümlüdür. Bunun dini açıdan mutlak şart olanı aslında BORÇ’dur, diğer kısmı ise SADAKAdır. BORÇ olanı EDA etmemek, HIRSIZLIK’dır. HARAM PARAnın ZEKATı da, SADAKAsı da olmaz, Rakı içerken, 3 yudumda, “besmele” çekip içip, sonunda “elhamdülillah” demek de, günahı azaltmaz, artırır. Ödenmemiş zekât, yetim malını yemek gibidifr. Kitap “Vay o namaz kılanların haline ki, onlar yetimin malını yerler” der. Onların ne Haccı kabul olur, ne namazları. Cuma’ya, Umreye gitmekle, ya da Ramazan orucu da günahlarının bağışlanmasına yetmez. Şeytan onları Allah’ın bağışlayacağı sözleri ile aldatsa da, kitap, “Şeytan sizleri Allah’la aldatmasın” diye uyarır.
Sakın ola, din ve devlet büyüklerinizi İLAH ve RAB edinmeyin. Onları mutlaklaştırmayın, Onları İDOL/PUT edinmeyin. Allah’ın size verdiği ömrü, siz yalnızca Allah yolunda harcayın. Aklınızı kiraya vermeyeceğiniz gibi, size emanet edilen beden ve canı, Allah’tan başkasına feda etmeyin.
Eğer bildiklerinizle amel ederseniz, Allah size bilmediklerinizi öğretir. Zamanınızı ve paranızı, malınızı Allah yolunda harcarsanız, Allah sizin ömrünüzü, paranızı, malınızı bereketlendirir. Hatta bunları on, 100, hatta 700 katı ile bir şekilde size geri döndürür. İyilikte örnek olun, yardımlaşın. Kötülükte, batılda, masiyette örnek olmayın ve yardımlaşmayın. Mesela kimseye sigara ikram etmeyin, (!?) ve kimseden sigara almayın. Sevginiz nefretinizden merhametiniz gazabınızdan büyük olsun. Daha çok okuyalım, daha çok düşünelim. Güzel söz ve hikmetle insanlara Hakkı anlatalım.
İbadetlerimizde tembellik ve ihmal olmasın. Dua edelim, zikredelim. Umutsuzluk yok. Şunun farkına varalım: Çaresiz değilsiniz, ÇARA SİZ’siniz! Unutmayın Allah sizin ellerinizle zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister.
O zaman hep beraber şöyle dua edelim: Hayyalessalah, hayyalel felah! Ya Rab, bizim ellerimizle zalimleri cezalandır ve mazlumlara yardım et, bizi rızanın tecellisinin vesilesi kıl. Bize Hakkı Hak, batılı batıl göster ve Hak'ta toplanmamızı nasip et ve bizleri bağışla. Selam ve dua ile.