Osmanlı arşivlerinde araştırma yapan bir uzmanın tesadüfen fark ettiği bir mektup, Padişah Abdülmecid'in Islahat Fermanı'nı imzaladığı 1856 yılında, 250 kişinin öldüğü cehennem sıcaklarının ardından Kerkük'e top büyüklüğünde meteor yağdığını ortaya çıkardı.
KERKÜK Postahanesi Müdürü Seyit Hasan'ın 27 Haziran 1856'da İstanbul'da Padişah Abdülmecid'e hitaben yazdığı mektuba göre, hızla yükselen hava sıcaklıkları 40 dereceyi aştı, 250 kişi hayatını kaybetti, tarladaki mahsul tutuştu, ardından gökten meteor yağdı ve 4 şehrin insanı mahzen ve kuyulara inerek yaşamaya başladı. Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer din mensupları "kıyametteki gibi" kendi mabetlerine akın edip günlerce dua etti. Araştırmacı Hüseyin Irmak'ın Sultanahmet'teki Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulduğu Seyit Hasan'ın mektubunda, yaşanan olaylar şöyle anlatıldı:
İNSANLAR YERALTINA İNDİ
"Cenab-ı Allah Osmanlı ülkesini bütün afetlerden korusun. Amin. 74 senesi mayıs ayının 15'inci gününden itibaren bu bölgede süren hava sıcaklıkları gün be gün artarak kırk dereceyi geçmiştir. Sıcakların şiddetinden çevrede çadır ve evlerinde oturanlardan 250 kadar nüfus ölmüştür. 4 şehirde ikamet edenler dolaşmayı bırakarak mahzen ve kuyularda ikamet etmeye başlamışlardır. Yaz mahsülleri ve saire dahi aşırı sıcaklardan kuraklık nedeniyle kendi kendine ateş alarak telef olma derecelerine varmış idi. 6 Haziran cuma gecesi saat yarım sıralarında ehter-i ziya güster burcundan çıkarak görünen ay ışığını kapatıp kıbleye doğru 3-4 mızrak miktarı uzamıştır. Bunun arkasından yıldırımdan korkunç, atış eğitimlerinde olduğu gibi üç defa kudret topu atılır gibi sesler duyulmuştur. 15 dakika ise tüfenk talimi gibi yüksek sesler ortaya çıkmıştır. Ardından gökyüzünde dolunay gibi ateşler görülmüş; 5-6 dakikadan sonra kaybolmuştur. 1-2 saat geçtikten sonra diğer bir yıldız dahi yalancı bir göktaşı gibi izlenmiştir."
KADINLAR DÜŞÜK YAPTI
"Şimdiye kadar buralarda bunun gibi dehşete düşüren bir gökkuşağının ortaya çıkışı görülmemiştir. Bu nedenle halk kıyametteki gibi can ve baş korkusuna kapılarak gerek İslam gerek Yahudi ve gerek diğer dinlere mensup herkes kendi ayinlerince cami, mescid, kilise gibi ibadet yerlerine koşarak baş kaldırıp gözyaşı ile dua etmişlerdir. Bu sıkıntılı durumdan dolayı erkek ve kadınlardan birçok kişi korku ve telaştan dehşete düşmüş, mecalsiz kalan birçok kadın düşük yapmış, sayısız çocuk sara hastalığına yakalanmıştır. Feryatlar gökyüzüne ulaşmıştır. Bu meteor olayından sonra hava sıcaklığının derecesi azalmış, havalar yumuşayarak ferahlamıştır. Birkaç gün sonra düşen parçaların isabet ettiği yerlerden bir kıyye (yaklaşık bir buçuk kilo) ağırlığında düşen cisme ait parçalar bulunarak mahalli hükümete getirilmiştir. Bilginiz olması amacıyla yüksek makamınıza takdim kılınmıştır. Arzolunur. 27 Haziran 1856, Kerkük Postahanesi Müdürü."
KERKÜK Postahanesi Müdürü Seyit Hasan'ın 27 Haziran 1856'da İstanbul'da Padişah Abdülmecid'e hitaben yazdığı mektuba göre, hızla yükselen hava sıcaklıkları 40 dereceyi aştı, 250 kişi hayatını kaybetti, tarladaki mahsul tutuştu, ardından gökten meteor yağdı ve 4 şehrin insanı mahzen ve kuyulara inerek yaşamaya başladı. Müslümanlar, Yahudiler, Hıristiyanlar ve diğer din mensupları "kıyametteki gibi" kendi mabetlerine akın edip günlerce dua etti. Araştırmacı Hüseyin Irmak'ın Sultanahmet'teki Başbakanlık Osmanlı Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bulduğu Seyit Hasan'ın mektubunda, yaşanan olaylar şöyle anlatıldı:
İNSANLAR YERALTINA İNDİ
"Cenab-ı Allah Osmanlı ülkesini bütün afetlerden korusun. Amin. 74 senesi mayıs ayının 15'inci gününden itibaren bu bölgede süren hava sıcaklıkları gün be gün artarak kırk dereceyi geçmiştir. Sıcakların şiddetinden çevrede çadır ve evlerinde oturanlardan 250 kadar nüfus ölmüştür. 4 şehirde ikamet edenler dolaşmayı bırakarak mahzen ve kuyularda ikamet etmeye başlamışlardır. Yaz mahsülleri ve saire dahi aşırı sıcaklardan kuraklık nedeniyle kendi kendine ateş alarak telef olma derecelerine varmış idi. 6 Haziran cuma gecesi saat yarım sıralarında ehter-i ziya güster burcundan çıkarak görünen ay ışığını kapatıp kıbleye doğru 3-4 mızrak miktarı uzamıştır. Bunun arkasından yıldırımdan korkunç, atış eğitimlerinde olduğu gibi üç defa kudret topu atılır gibi sesler duyulmuştur. 15 dakika ise tüfenk talimi gibi yüksek sesler ortaya çıkmıştır. Ardından gökyüzünde dolunay gibi ateşler görülmüş; 5-6 dakikadan sonra kaybolmuştur. 1-2 saat geçtikten sonra diğer bir yıldız dahi yalancı bir göktaşı gibi izlenmiştir."
KADINLAR DÜŞÜK YAPTI
"Şimdiye kadar buralarda bunun gibi dehşete düşüren bir gökkuşağının ortaya çıkışı görülmemiştir. Bu nedenle halk kıyametteki gibi can ve baş korkusuna kapılarak gerek İslam gerek Yahudi ve gerek diğer dinlere mensup herkes kendi ayinlerince cami, mescid, kilise gibi ibadet yerlerine koşarak baş kaldırıp gözyaşı ile dua etmişlerdir. Bu sıkıntılı durumdan dolayı erkek ve kadınlardan birçok kişi korku ve telaştan dehşete düşmüş, mecalsiz kalan birçok kadın düşük yapmış, sayısız çocuk sara hastalığına yakalanmıştır. Feryatlar gökyüzüne ulaşmıştır. Bu meteor olayından sonra hava sıcaklığının derecesi azalmış, havalar yumuşayarak ferahlamıştır. Birkaç gün sonra düşen parçaların isabet ettiği yerlerden bir kıyye (yaklaşık bir buçuk kilo) ağırlığında düşen cisme ait parçalar bulunarak mahalli hükümete getirilmiştir. Bilginiz olması amacıyla yüksek makamınıza takdim kılınmıştır. Arzolunur. 27 Haziran 1856, Kerkük Postahanesi Müdürü."