Soçi 120 saat dolmadan bitti. Hemen açıklama yapılmadı. Yani 22.00 beklenmedi. Saatler 20.00’yi gösterirken iki lider kameraların karşısına geçti ve ilk sözü Putin aldı. Putin Türkiye’nin güvenlik kaygılarını anladığını söyledi, Suriye’nin toprak bütünlüğüne vurgu yaptı ve Türkiye’deki Suriyelilerin güven içinde yurtlarına dönme hakları olduğunu söyledi. Soçi mutabakatı, ABD ile sağlanan mutabakatın beklentilere cevap vermemesi üzerine yeni bir mutabakatla sonuçlandı.
ABD, Soçi kararı beklenirken Resulayn ve Telabyad’dan çekilmişti. Ama yeni mutabakatta, Suriye masada olmasa da, Rusya aynı zamanda Suriye ile örtülü bir mutabakatla bu kararı veriyordu.
PKK ve PYD’nin bu yeni mutabakatla Rojava rüyası sona erdi. Tel Rıfat ve Münbiç’in PKK’dan boşaltılacak olması Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı bölgesinin güvenliği açısından önemli.
Bu toplantıda ekonomiye ve ortak para birimine atıf yapılması, ABD’nin ekonomik yaptırım tehdidine bir cevap niteliğinde. Toplantının beklenenden uzun sürmesi de, toplantıda bütün ihtimallerin değerlendirildiği anlamına geliyor.
Türkiye, teröre karşı ve Suriyelilerin kendi topraklarına dönüşü ile ilgili iki beklentisini de karşılayacak bir mutabakata imza attı. Bu mutabakat çerçevesinde Suriye rejimi de, Suriye’nin kuzeydoğusundaki Kürtlerle süreçle ilgili olarak temaslarda bulunacak.
Türkiye ve Rusya 10 km derinlikte ortak devriye geçecekler ve Türkiye 30 km derinlikte güvenliği sağlayacak. Bu maksatla “denetim ve doğrulama merkezi” kurulacak. Bölgede hiçbir ayrılıkçı örgüt ve eyleme izin verilmeyecek. Bu mutabakat, ABD için olduğu kadar, NATO için, İngiltere, Fransa, Almanya, İsrail, İran için yeni bir durum.
1998 tarihli Adana mutabakatı bir şekilde güncellendi ve Suriye doğrudan masada olmasa da, sürece katıldı. Türkiye istediklerini aldı ve Rusya bölgede yeni bir rol üstlendi. Şimdi en çok merak edilen ABD’nin bu mutabakata nasıl tepki vereceği. Bu mutabakatın ABD’yi memnun etmeyeceği çok açık.
150 saatlik yeni bir süreç dün 12.00’den itibaren başladı. Bu mutabakatta da YPG silahları ile birlikte 30 km dışına çekilecek. Bunun YPG açısından şöyle bir anlamı var: En azından çatışarak, can kaybı, yaralı ve canlı ele geçirilen teröristlerin tutuklanmalarının önüne geçmiş oluyorlar.
Tabii bu durumla ilgili Kandil’in nasıl bir tepki vereceğini görmemiz gerek. Bu konu PKK ve PYD içinde yeni tartışma hatta çatışmaya sebeb olabilir. Bu konu HDP içinde de krize yol açacaktır. Aynı şekilde SDG açısından da ciddi bir sorun yaşanacak. Bu durumda ABD’nin himayesindeki, paralı asker, sivil personel ve pasaportlu elemanların gelecekleri de ayrı bir sorun oluşturacak. 150 saatin sonunda bölgeye ne kadar asker sevk edileceği ve askeri izleme noktası kurulacağını da göreceğiz.
Gelinen noktada Rusya üzerinden Şam rejimi ile kurulan dolaylı temasın ardından Suriye’nin geleceği üzerinden yeni bir senaryo yazılabilir. Bu görüşmeler olurken Suriye’den gelen “olumsuz” mesajlar, aslında Esed’in kendi kamuoyuna verilen bir mesaj anlamı taşıyordu. Soçi zirvesi, dünkü Sycos-Picot ve son BOP senaryosu, ABD’nin Yüzyılın Projesi ve Arap NATO’su hayallerinin üzerinden silindir gibi geçen önemli bir mutabakat.
İşte o 10 maddelik tarihi mutabakat: 1- Suriye’nin siyasi birliği ve toprak bütünlüğünün ve Türkiye’nin milli güvenliğinin korunması. 2- Terörizmle mücadele ve Suriye topraklarındaki ayrılıkçı hareketlerin önlenmesi, 3- Bu çerçevede, Tel Abyad ve Ras Al Ayn’ı içine alan 32 km derinliğindeki Barış Pınarı Harekatı alanındaki yerleşik durumun muhafazası, 4- Adana Anlaşması’nın önemine atıf yapılan mutabakat ile Rusya’nın Adana Anlaşması’nın uygulanmasını kolaylaştıracağının vurgulanması, 5- 23 Ekim 2019, öğlen saat 12.00’den itibaren, Rus askeri polisi ve Suriye sınır muhafızları, Barış Pınarı Harekat alanının dışında kalan Türkiye-Suriye sınırının Suriye tarafına, YPG unsurları ve silahlarının Türkiye-Suriye sınırından itibaren 30 km’nin dışına çıkarılmasını temin etmek üzere girecektir. Bu işlem 150 saat içinde tamamlanacaktır. Aynı saat itibarıyla, mevcut Barış Pınarı Harekat alanı sınırlarının batısı ve doğusunda 10 km derinlikte Kamışlı şehri hariç Türk-Rus ortak devriyeleri başlayacaktır. 6- Münbiç ve Tel Rıfat’tan bütün YPG unsurları silahlarıyla birlikte çıkarılacaktır. 7- Taraflar teröristlerin sızmalarının önlenmesini temin edecekler. 8- Mültecilerin güvenli ve gönüllü şekilde geri dönüşleri kolaylaştırılacak. 9- Bu muhtıranın uygulanmasını gözetmek ve koordine etmek amacıyla müşterek bir denetim ve doğrulama mekanizması ihdas edilecek. 10- Taraflar Astana Mekanizması çerçevesinde Suriye ihtilafına kalıcı bir siyasi çözüm bulunması amacıyla çalışmalarını sürdürecek ve Anayasa Komitesi’nin faaliyetlerini destekleyecektir.
Mutabakatta “Astana süreci”ne bağlılık vurgusu ve BM gözetimindeki “Anayasa komitesi”nin çalışmalarına atıf yapılması da önemli.
Bu anlaşma ile PKK ve PYD’nin bölgede yeni bir devlet kurma hayali sona ermiş oluyor.
Erdoğan’ın Soçi dönüşü verdiği ilk mesaj, ABD’nin verilen sözleri yerine getirmediği şeklinde oldu. 22.30 ile bir gün sonrası 12.00’ye kadar geçecek, 13.30 saatlik bir aradan sonra ABD ile mutabakat sona ererken, yeni bir süreç başlayacak. Bu geçiş süreci, yani 150 saatlik sona erdiğinde Türkiye’de Cumhuriyet bayramı kutlanıyor olacak.
Putin’in, BM ve uluslararası kamuoyuna da çağrıda bulunarak, Suriyelilere ayırım yapmadan, ön koşulsuz bir şekilde insani yardım yapılması gerektiğini vurgulaması önemli. Şimdi Putin bölgede yeni bir inisiyatif üstlenirken, ABD’nin geri çekilmesi, ABD ve NATO içinde beraberinde yeni tartışmalar getirmesi bekleniyor.. Bu durum karşısında İsrail’in ve İran’ın izleyeceği politika yanında, Kushner ve Dahlan senaryosu ve bu senaryo çerçevesinde oluşturulan lobinin bölge devletlerindeki uzantılarının durumu da ayrıca önem taşıyor. Tabii bu mutabakata iç muhalefetin nasıl tepki vereceğini hep birlikte göreceğiz.
Kamışlı konusunda Suriye’nin bölgedeki terör unsurlarını temizleyeceğine ilişkin değerlendirmeler, Esed Soçi’de olmasa da, Adana Anlaşması çerçevesinde sürece dahil olduğunun bir işareti olarak değerlendirilebilir. Ben bu durumu Esed’in masada olmasının sürpriz olarak görülmemesi şeklinde ifade etmiştim, hatırlarsanız.
Bu arada, ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley, Fransa Genelkurmay Başkanı Orgeneral François Lecointre ve Birleşik Krallık Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sir Nicholas Carter ile telefonda bir görüştü.. Gündemlerinde elbette Soçi Mutabakatı vardı. Komutanlar Soçi sonrası bölgedeki yeni durum ve muhtemel güvenlik sorunları üzerinde görüş alışverişinde bulunmuş olmalılar.
Karar sıcaklığını koruyor. Bir hafta boyunca da gündem olmaya devam edecek. Daha yazacak çok şey var. Yarın kaldığımız yerden devam ederiz inşallah. Selâm ve dua ile.