Ve... Vakit de Yalanlandı!..

Vakit gazetesi yazarlarından Serdar Arseven'in yalanlama ile ilgili yazısı...

Bir tekzip metni…
Yani…
“Yalanlama!..”
Adını kullanarak “yalan” haber yaptığımızı iddia eden bir öğretim üyesi…

Okuyalım:
“08.10.2007 tarihli Anadolu’da Vakit gazetesinde yayımlanan ‘Kokmuş Et Skandalı’ başlıklı haberin benimle hiçbir ilgisi olmadığı, haberin gerçek dışı olduğu… Söz konusu haberin bu metnim gereğince düzeltilmesi ve tekzibi istemidir.”
Evet…
Bozuk bir Türkçeyle yalanlıyor!..
Hem de Vakit’i!..
Hem de Ordu’yu yıpratmak için sayısız yalan habere imza attıkları bizzat ilgilileri tarafından ilan edilen adamların “akredite” olduğu bir ülkede, “non akredite” kalmanın hazzını, onurunu yaşayan Vakit’i…
Sonunda biz de…
Yakalandık mı, ne?!.
Şu “yalanlama”nın devamını da okuyalım hele:
1-Vakit gazetesinin ‘Kokmuş et skandalı’ başlıklı haberinde, ‘Amasya Üniversitesi Rektörü Zafer Eren’in OMÜ’de dekan iken tam 4 bin öğrenciye kokmuş et yedirmeye çalıştığı ortaya çıktı’ şeklinde ve sanki benimle röportaj yapılmış gibi yansıtılarak gerçek dışı haber yapılmıştır!
2-Bu haberle benim HİÇBİR İLGİM YOKTUR. Böyle bir röportaj da yapmadım. Rektörümüz Zafer Eren ve OMÜ Rektörümüzün de isimleri zikredilerek yapılan bu haber “tamamen asılsız”dır!..
***
Bak sen!..
“Vakit’in yalanı!..”
Hem de “Non-akredite Vakit’in yalanı!..”
O günkü gazeteyi bir aldım elime…
Hani…
O “yalanlanan haber”in yer aldığı gazeteyi…
Baktım…
İlk cümleler aynen şöyle:
“Şu anda Amasya Üniversitesi Rektörü olan Prof. Dr. Zafer Eren’in OMÜ’de dekan iken tam 4 bin öğrenciye kokmuş et yedirmeye çalıştığı ortaya çıktı. Zafer Eren’in bu teşebbüsü, yardımcısı Yard. Doç. Ahmet Üstün tarafından engellenmiş.”
Evet…
Bu “yalanlanan” haber!..
• Ahmet Üstün hiç konuşmamış,
• Üniversite yönetimini suçlamamış,
• Üniversiteye kokmuş et getirildiğini,
• Mübayaa (satın alma) işine bakan görevli olarak imza sorumluluğunun kendisinde olduğunu,
• Kendisinin ve öğrencilerinin başına bir iş gelmesinden çekindiği için kokmuş eti teslim almaya yanaşmadığını,
• İnsan hayatını tehlikeye atmamış olmasından dolayı üzerinde baskı oluştuğunu,
• Yukarıdakilerin üzerine geldiğini,
• Ve bundan dolayı da, 7 yıl birlikte omuz omuza faaliyet gösterdiği ekipten ayrılmak, dekan yardımcılığını bırakmak zorunda kaldığını…
Bütün bunları…
“Ve daha fazlasını!..”
Söylememiş asla!..
• Üniversite yönetiminin herhangi bir ihmali yokmuş!..
• Aksine, bu tür konularda çok hassasmış o yönetim!..
• “Kokmuş eti yedirmek istediler” filan…
• Bunları Vakit uydurmuş!..
***
Yedik mi tekzibi?..
Hadi bakalım gel de çık işin içinden!..
Hani…
Hani “akredite gazeteler arasında yer alsak…”
Kolay!..
Mütemadiyen tekzip yiyor adamlar…
Yiyor ve…
Aldırmıyor!..
Vakit, her ay en az birkaç manşetin “yalan” olduğunu çatır çatır belgeliyor da…
“Özeleştiri” filan, asla gündeme gelmiyor…
“Ya arkadaşlar, biraz ara verelim yalana… İnsan içine çıkamayacağız sonra” vesaire…
Nerdeee…
Oralardaki böyle bir gazetecilik!..
Bizimki ise; kendimize ve okuyucularımıza duyduğumuz saygının şekillendirdiği bir meslek anlayışı!..
Düşünürüm elbette:
Benim okuyucum, üzülmez mi?..
“Biz de bunlara güvenmiştik” demez mi?..
Hayır…
Biz “akredite” değiliz…
Bundan dolayı da…
Yalan habere katlanamayız!..
Ben şimdi…
Haberi kaleme alan muhabir arkadaş ve yalanlayan tarafla temasa geçtim…
Derinlemesine araştırıyorum, meseleyi…
Kısmet olursa yarın...
Bu “tekzibe” yani “yalanlamaya” ilişkin gerçekleri gözler önüne sereceğim!..
En ufak bir şüpheye mahal bırakmaksızın…
Çivileri, teker teker yerlerine oturturcasına!..
Yoo…
Bizim haysiyetimiz var…
Okuyucumuza saygımız var…
Ve… Bir de…
“Non akredite gazete” olmaktan kaynaklanan üstünlüğümüz!..
Yalan haber yapan da…
Yalan yere yalancılıkla suçlayan da…
Kimse kusura bakmasın…
Temizleyecek haltını!..
Bugün bu kadarını yazalım da…
Bekleyelim…
Yarını!..

Serdar ARSEVEN / Vakit

Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak: Trump, DSÖ'den önce Gazze ve UCM'ye saldırdı
Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!