" Vicdani Redd Suç Olmaktan Çıksın"

Aralarında İnsan Hakları Derneği (İHD), Helsinki Yurttaşlar Derneği (HYD) ve Vicdani Ret Platformu'nun da yer aldığı yedi hak örgütü, "halkı askerlikten soğutmak" iddiasını hapisle cezalandıran Ceza Yasası'nın (TCK) 318. maddesinin yürürlükten kaldırılmasını talep etti.

Düşünce Suçuna Karşı Girişim, KAOS GL, Pembe Hayat ve Irkçılığa ve Milliyetçiliğe DurDe adlı girişimlerle birlikte bir kampanya düzenleyen bu örgütler, şimdiye kadar bine yakın imza topladılar.

Birgün'den Gökhan Gençay 318'den yargılanıyor
İHD Ankara Şubesi Vicdani Ret Çalışma Grubu, bu imzacılar arasında Adnan Özyalçıner, Akın Birdal, Baskın Oran, Doğan Özkan, Eren Keskin, Halil Savda, Lale Mansur, Mehmet Atak, Mehmet Bal, Mehmet Tarhan, Osman Murat Ülke, Pınar Selek, Sennur Sezer, Şanar Yurdatapan gibi akademisyen, yazar, sanatçı ve aktivistlerin de bulunduğunu duyurdu.

İHD açıklamasında, vicdani retçi Erkan Bolat'la yaptığı "Savaşların insan kaynağını kurutalım" başlıklı söyleşinin 30 Ekim 2005 tarihinde yayımlanmasının ardından Birgün gazetesi pazar eki editörü Gökhan Gençay hakkında 318. maddeden dava açıldığını, davaya bugün (21 Mayıs), saat 10:30'da, Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edileceğini duyurdu.

"Hükümet reform yapsın, taahhüdünü yerine getirsin"
Açıklamada Türkiye'nin Avrupa Konseyi'nin kurucu üyesi olmasına karşın 47 üye içinde vicdani ret hakkını anayasal bir hak olarak tanımayan tek ülke olduğu vurgulandı.

Kuruluşlar, Vicdani Retçi Osman Murat Ülke'nin açtığı davada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) mahkûm edilen ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'ne, 2007 Ekim ayına kadar yasalarını bu yönde değiştireceğine söz veren Türkiye Hükümeti'nden bu taahhüdünü yerine getirmeye çağırdı.

Vicdani retçilere uygulanan baskı ve engellerin ortadan kaldırılmasını, altına imza atılmış olan Uluslararası Sivil ve Medeni Haklar Sözleşmesi'nin (USMHS) 18. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 9. maddesinin uygulanmasını talep eden örgütler, 318. maddenin Terörle Mücadele Yasası kapsamına sokularak cezanın daha da ağırlaştırılmasına son verilmesini istedi.

Kampanya metninin son bölümünde şu ifadeler yer alıyor:

"...Bu suçlamayla karşı karşıya bulunan tüm insanların, haksızlığa karşı itaatsizlik eylemlerini, demokratik ve ifade özgürlüğü kapsamında gördüğümü ve 20 Eylül 2007'de görülen davada, söz konusu suçlamaya konu olan aşağıdaki bildirinin bir düşüncenin ifade edilmesi ve bir hakkın kullanımı olduğunu, bu anlamda destek verdiğimi buradan bir kez daha ifade etmek istiyorum."