İnegöl denince içim açılırdı. Türk'üyle, Gürcü'süyle, Boşnak'ıyla, Arnavut'uyla, Kürt'üyle tam bir Osmanlı esenlik beldesi gelirdi aklıma. Birkaç sarhoş ve serserinin bu imajı bir anda bozabileceğini, İnegöl'ün birdenbire "iç savaş manzaraları" ile anılır hale gelebileceğini aklımın ucundan bile geçirmezdim.
Televizyon haberlerinde gördüğüm barbarlık kanımı dondurdu. Bir kaşık suda fırtına kopararak İnegöl'ü aşk ve şevk ile ateşe veren bu meczuplar neyin nesi, kimin fesi? Nereden çıktı bunlar? Ne yaptıklarını sanıyorlar?
Yetmedi, İnegöl'den birkaç saat sonra Dörtyol da karıştı. Provokatörler bir polis aracını tarayıp dört polis memurunu katlederek ve ardından emniyet müdürlüğüne da saldırarak işaret fişeğini çaktılar ve Dörtyol provokasyona gelmek için adeta fırsat kollamaktaymış gibi- anında savaş alanına döndü.
Yapmayın ağalar, etmeyin beyler! Tamam; berikiler dolmuşu durdurmuş, ötekiler adam bıçaklamış, öfkelenmekte yerden göğe kadar haklısınız, ama koca memleket bir öfkeye kurban edilmez ki! Allah ganî ganî rahmet eylesin, ailelerine Sabr-ı Cemîl ihsan eylesin, katledilen o polislerin hesabı elbette sorulacaktır, ama komşunuzun dükkânını kundakladığınızda faturayı teröristlere değil memlekete çıkarmış oluyorsunuz be kardeşim! Memleket sathında birbirimizi boğazladığımız görmek için yanıp tutuşan fitne-fesat ehlinin dümen suyunda gittiğinizi nasıl görmezsiniz?
"Vur vur inlesin, PKK-Ergenekon sevinsin" diye slogan da atın bari!
IRAKLI ZEYDİ: BİRLEŞMELİYİZ
Bush'a ayakkabı fırlatan Iraklı kardeşimiz Muntasar El-Zeydi, dün Şam-ı Şerif'te Gerçek Hayat Ortadoğu Temsilci Adem Özkök'e verdiği mülakatta "Türkiye-Suriye-Irak Federasyonu"nun kurulması gerektiğini söylemiş.
Üstad Sezai Karakoç'un kulakları çınlasın... Mülakatın yayınlanmasını sabırsızlıkla bekliyorum.
NOT: Zeydi birkaç hafta içinde Türkiye'yi ziyaret edecek inşaallah. Bilhassa Mavi Marmara ekibiyle bir araya gelmek istiyormuş.
yenişafak