Sanatçı, dış görünümün hâkimiyetine karşın, bizi yüzeyin altında ne olduğunu düşünmeye davet ediyor.
BBC Focus dergisinde yer alan haberde, Usta fotoğrafçı Nick Veasey, x-ray ışınları altında eşyaların nasıl göründüğünü merak etti. Bu merakını yenmek için farklı yerlerde x-ray cihazı kullanan Veasey, bu cihaz yardımıyla pek çok eşyanın fotoğraflarını çekti.
X-ray cihazlarıyla resim çekmenin çok ama çok zor olduğunu belirten Veasey, "Bugüne kadar böyle bir çalışma hiç yapılmamıştı.Ben sadece meraktan böyle bir işe kalktım. Bazen o koca cihazları taşımam gerekti ve bunun için kamyon ve kamyonet bile kullandım. Sonuçta çok harika bir iş çıkardığımı düşünüyorum" dedi.
Özel ekipmanlar, kameralar kullanarak insanların ve objelerin röntgen ışını altındaki görüntülerini çeken Veasey, çalışmalarını anlatan bir de kitap çıkardı.
Stüdyoda yaptığı çalışmalarında en iyi sonucu alabilmek için çoğunlukla bilim adamları ve radyografçılarla iş birliği yapan Nick Veasey, güvenliği, stüdyoyu kilitleyerek ve çekim esnasında dışarıda durup geiger sayacını kontrol ederek sağlıyor.
İngiliz fotoğrafçı Nick Veasey'in çalışmalarından bazısı çocukların oyuncak bebekleri, ölü köpekler ve hatta Boeing 777, deniz kabukları ve büyük bir otobüs. Onun bu çalışmaları örneğin Adobe bilgisayar yazılımı kutularında, Supergrass albüm kapağında ve en son geçtiğimiz günlerde Powerade reklam kampanyasında yer alıyor.
Fotoğrafçı olarak çalışan Veasey'den bir gün televizyon şovu için bir kola kutusunun röntgenini çekmesi istendi. Bunun çekimini yapan fotoğrafçının ev sahibi aynı zamanda X-ray ışını laboratuarının da sahibiydi. Böylece temel bilgileri öğrenmek için mükemmel bir yere sahip oldu. Önce ayakkabısının röntgenini çekti. Ortaya çıkan sonuç bu işi yapmasında onu ikna etti.
Belki de onun en korkusuz projesi Boeing 777'nin röntgeniydi. Uçağın görüntüsünün her parçası, Nick'in kullandığı maksimum boyut olan 43 cm X 35 cm ebatlarında film üzerine çekildi. Bu nedenle, uçağın bir koltuğunun çekimi için 10 fotoğraf kullanıldı. Görüntülenen tüm imajlar Photoshop kullanılarak birleştirildi. Bu işte Nick, tasarımcı Stuart O'Neil ile birlikte çalıştı. Röntgen çekimlerinde insanların anlaması için fotoğrafik elementler kullanılıyor. 777'nin röntgeni dünya üzerinde çekilen en büyük röntgendi. Nick'in daha ilginç işi bir otobüsün röntgenini çekmesiydi. Röntgenini çektiği bir diğer nesne ise deniz kabuklarıydı.
X-ray ışınları nasıl çalışıyor?
X-ray ışınları, foton denilen partiküller tarafından taşınan elektromanyetik enerji meydana getiren görünmez ışıkla aynıdır. Aradaki fark ise, X-ray ışınlarında fotonların enerji seviyesi son derece yüksek olmasıdır.
X-ray ışını cihazı aslında proton jeneratörüdür. İçeride pozitif yüklü katot ve negatif yüklü anod var. Yüksek voltaj, elektron üreten katotu ısıtıyor. Anod elektronları ona doğru çekiyor. Elektronlar tunstenden yapılan anodu etkilediğinde, tunsten atomlar yüksek enerjili x ışını fotonunu ortaya çıkarıyor.
Fotonların her tarafa kaçmasını önlemek için, x-ray ışını cihazı kurşun kalkanla çevrilidir. Kalkandaki küçük bir pencere fotonları doğrudan nesne üzerinde dar bir ışın içinde yönlendirmek için kullanılıyor.
X-ray ışınları, kemik gibi yoğun materyal tarafından kısmen engelleniyor. Çünkü ışınlar, daha yumuşak dokulardan kolayca geçiyor. X-ray ışınları filmi pozladığında onu karartıyorlar, hemen film banyo ediliyor. Böylece kemikler daha parlak görünüyor.
Nick de aynı prensiple çalışıyor. Eğer foton seviyesi çok yüksek olursa, fotonların birçoğu basitçe nesneden geçiyor, böylece filmin çoğu siyah görünüyor ve detaylar kayboluyor. Bu nedenle daha az güç kullanılıyor.