Prof. Çoban, bir kısa mesaj göndermiş, “ya paraşüt açılmazsa” diye yazmış.. Bilim kurulu üyesi, bir başka proje, akredite medialardan birinde diyor ki, “Elimizi çabuk tutmalıyız, pandemi bitmeden aşıyı tamamlamalıyız”.. Affedersiniz, aşı zaten pandemiyi bitirmek için değil mi idi!!.
Aşıya öğretmenlerden ve okullardan başlayacaklarmış. Allah korusun. Peki ya imamlar.. Öğretmen ve din görevlileri sendikaları bu konuda ne düşünüyorlar? Onlar bu konuyu bir avukatları ile değerlendirsinler bana kalırsa.. Sahi paraşüt açılmazsa ne olacak? Ha! Merak etmeyin, götürüp değiştirecekler! Biri bizimle dalga geçiyor olmasın. Siyaset sirk çadırı, akademi illüzyonist, media sirk çadırındaki konkav ve konveks aynalar değil.
Ah politikacı, ah akademya, ah media.. “Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap; Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap!” Yeni dönemin inkılabı şapka yerine maskeyle geliyor sanki. Maskeli balo, at gözlüğü ve gözümüze takılan “glass”larla artırılmış gerçekler, sanal gerçek, deepfake görüntüler. Inkılab “Trans hümanizm”le işi kökten çözmek iddiasında, elbisenizi değil beyninizin içini hedef alıyor bugün. Cinsiyetinizi değiştirmeyi hedefliyor. Daha şimdiden, önce kamplara böldüler insanları. Adeta sürüleştirmişlerdi sanki ve güdülüyorlardı. Bir anda “Birey” olduk. Ve kimliklerimize “Gender” yazdılar. Artık cinsiyetimiz bile tanım olarak değiştirildi. Neuralink’ten sonra artık birer sibere dönüştürüleceğiz, ama önce HES kodu kolunuza takılacak bir manyetip çip’e evrilecek, sonra köpeklere ve atlara yaptıkları gibi sıra deri altına gelecek. Tarihten ders alacaktık değil mi? “Beş bin senelik kıssa yarım hisse mi verdi? “Tarih’i ‘tekerrür’ diye tarif ediyorlar; Hiç ibret alınsaydı, tekerrür mü ederdi?” “Media” mı dediniz, “yeni normal dönem”e geçerken, o sirk çadırındaki konkav ve konveks aynalara benziyor bugün. Cüceler deve, devler cücelere dönüşüyor. Hainler kahraman, kahramanlar hain oluyor. Sanatçı kılıklı bireyler ise çadırın palyaçosu rolünde, tüccar mı dediniz, onlar at pazarındaki cazgır! Dört bir yandan Ebu Cehiller’in, Belam’ların, Karun’ların, Nemrut’ların, Firavun’ların heykelleri, tabloları, onların adına dikilen anıtlar, “kulları” ibadet etsin diye dikilen “abideler”.
Müjdeler olsun dünyaya, böyle hayır sahibi işadamları da var(!). “Gates Vakfı, COVID-19’a karşı savaş için 250 milyon dolar daha sözü verdi https://reut.rs/3lXluvu”. Şimdi bu gitmeyecekse cennete kim gidecek(!).
Hani bir Janica Ardern vardı. Yeni Zelanda başbakanı. Bir katliam yaşanmıştı orada Janica insani refleksleri ile ülkesinin itibarını kurtarmıştı. Nur ve Linwood Camilerinde 15 Mart 2019’da bir katliam yaşanmış ve 51 kişi hayatını kaybetmişti. Ardern bir Mormon. 25 yaşındayken Tony Blair’in kabinesinde 2005-2008’e kadar asistan olarak çalışmış. Bu arada bu katliamın sorumlusu olarak Avusturya iç istihbaratı gösterildi. Ve şimdi Arden kendi eliyle istihbarat örgütünü yeniden yapılandırıyor ve yeni bir istihbarat birimi daha oluşturuyor. Bu PR rüzgârı ile Yeni Zelanda’da bir genel seçim daha kazandı bu süreçte Ardern. Tabii, bu vesile ile Yeni Zelanda’nın “Five Eyes” yani “Beş Göz”ün üyelerinden biri olduğunu da hatırlamak gerek. Ve “Great Reset” sonrası, yeni normal dönemde Avustralya ve Yeni Zelanda’ya yüklenecek yeni görevler konusunu da akılda tutmak gerek. Bu “Beş göz” dedikleri Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere ve ABD’den oluşan bir istihbarat ittifakıdır. Bu ülkeler “elektronik sinyal istihbaratı”nda ortak işbirliği anlaşması olan çok taraflı UKUSA Anlaşmasının taraflarıdır. Vay be! Nereden nereye.. Ha bu arada Pfizer’in 2. Doz aşısını alan biri CNBC’ye konuşmuş, “2. Dozdan sonra gece titreyerek uyandım. O kadar çok titriyordum ki, dişim kırıldı. Yatak örtüsünün üzerine uzanmak bile acı veriyordu. İnanmadınız değil mi! Ben demiyorum CNBC diyor, inanmazsanız çarpılırsınız ha! Sen kim oluyorsun beyaz efendilerin FDA ve DSÖ gibi örgütlerin sözüne karşı söz söylersin, haddini bil haddini. Sen haddini bilmezsen bildirirler haddini. Aha da kaynak, kaynak istiyorsan: https://www.cnbc.com/2020/12/08/pfizer-moderna-covid-vaccine-side-effects-trials.html. Bize diyorlar ki, “aşı olmazsanız öleceksiniz”. Ben de diyorum ki, ölümü gösterip kısırlaştırmaya / hastalığa razı etmeye mi çalışıyorsunuz, yeni mikropları ve mutasyonları bahane ederek insanları aşı manyağı yapıp, sonra da “bu işle başetmek için son çare Chip takacaksınız” mı diyeceksiniz! Allah aşkına söyler misiniz, bu bilim kurulu dediğiniz topluluk, bugüne kadar evde kalan yaşlı ve çocuklara, bu biyolojik tembelleşme sürecinde bir şey söyledi mi! Hamile kadınlar, yaşlıların kas tembelleşmesi ya da çocukların biyolojik gelişimi için bir teklifte bulundu mu? Her gün ölüm raporları yayınladınız, insanlar, yaşlı genç, kadın-erkek ölüm korkusu ile yaşıyor. Psiko sosyal bir rehabilitasyonda bulundunuz mu. Bıktırdınız artık bir yıldır, evde kal, maske tak, fiziki mesafeye dikkat, elini yıka, kolonya kullan. Şimdi de aşı ol. Başka bir söz!