İran'a baskı, Suriye'ye müdahale derken bölgede hiç beklenmedik bir karşı taarruz belirmesin! Bugün, pek kimsenin temas etmediği, ihtimal vermediği bu konuyu, bölgesel aktörlerin elindeki kartlardan belki de en önemlisini gündeme getirmek istiyorum. Ama önce hikayenin geneline bakalım ve bu ihtimalin ne kadar güçlü olduğunu ölçmeye çalışalım.
İran, nükleer çalışmalarında geldiği seviyeyi dünyaya duyurdu: Araştırma reaktöründe artık yerli üretim nükleer yakıt çubukları ve dördüncü nesil santrifüjler kullanılacak.
Bu, nükleer teknolojide bağımsız olma yolunda dev bir adım. Zaten İran'ın nükleer çalışmalarıyla ilgili sorun nükleer santral kurması değildi. Bu teknolojide dışa bağlı olmadan kendine yeter hale gelmesiydi. Yani İran, kontrol edilebilir noktadan hızla uzaklaşıyor, İsrail ve Batılı ülkeler için "tehdit olma" halini güçlendiriyor.
Bir süredir İran ve İsrail'le bir şekilde bağlantılı görünen suikast girişimleri ve bombalamalar dikkat çekiyor. İranlı nükleer bilimcilere yönelik uzun süredir devam eden "sürek avı"nın son örneği Tahran'da bir bilim adamının aracıyla havaya uçurulması şeklinde gerçekleşti. Son günlerde ise, Bangkong, Yeni Delhi ve Tiflis'te benzer girişimler oldu. İsrail İran'ı hedef gösterirken İran Bangkong'daki saldırıyı kınadı. Ancak iki ülke arasında belli hedeflere yönelik nokta operasyonların varlığı hissediliyor.
Yazının Devamı İçin Tıklayın...