Haberi ilk sayfasından, yaralıların fotoğrafı eşliğinde duyuran Guardian, "Turistlere bombalı saldırılarla sarsılan Türkiye'den uzak durma uyarısı" manşetini atmış.
İstanbul ve Marmaris'teki saldırıların sorumluluğunu, PKK'nın bir kolu olduğu söylenen Kürdistan Özgürlük Şahinleri adlı grubun üstlendiğini duyuran gazete, grubun internet sitesindeki uyarıya yer vermiş; "Türkiye güvenli bir ülke değildir; turistler Türkiye'ye gelmemelidir."
Guardian, İngiltere Dışişleri Bakanlığı'nın ise turistlere Türkiye'ye gitmemeleri gibi bir tavsiyede bulunmadığını aktarıyor.
Bombalamaların, yıllık hacmi 10 milyar sterlin olan Türk turizm sektörüne darbe niteliğinde olduğunu vurgulayan gazete şöyle devam ediyor;
"Her yıl 2 milyona yakın İngiliz Türkiye'yi ziyaret ediyor ve binlercesi şu sıralarda Marmaris ve çevresinde bulunuyor. Plajların dün daha tenha olduğu gözlendi. Birçok kişi otellerinde oturmayı tercih ederken, bazıları tatillerini yarıda kesmeyi planlıyor."
Daily Telegraph ise Guardian ile aynı görüşte değil. Gazetenin manşeti; "İngiliz tatilciler, bombalara meydan okuyor."
24 saat içinde, turistleri hedef alan 5 bombalı saldırıya rağmen İngilizlerin Türkiye'ye uçmaya devam ettiğini söyleyen Daily Telegraph, şu bilgilere yer veriyor;
"Şu anda Marmaris'te 14 bin İngiliz turist bulunuyor ve çoğunluğu kalma niyetinde. Tur operatörleri, İngilizlerin tatillerine normal şekilde devam ettiğini bildiriyor.
"Dışişleri Bakanlığı da Türkiye ile ilgili tehdit seviyesini değiştirmediği gibi, vatandaşlarına bu ülkeye seyahat etmeme tavsiyesinde bulunmadı.
"Yetkililer bunun nedeni sorulduğunda, Türkiye'de bir süredir terör tehdidi bulunduğunu, ancak son 24 saatteki olayların, dehşet verici olmakla birlikte bu tür bir tavsiyeyi gerektirmediğini dile getirdiler."
Haberi başsayfasından bu satırlarla duyuran Daily Telegraph, İstanbul ve Marmaris'teki saldırıları üstlenen Kürdistan Özgürlük Şahinleri adlı gruba ilişkin bir analize yer veriyor. 2004'te kurulan grubun önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da turistleri Türkiye'ye gelmemeleri konusunda uyardığı hatırlatılıyor.
Ancak görüşlerine yer verilen Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'ndan Nihat Ali Özcan, İngiliz turistlerin hedef alınmasının arkasında İngiltere hükümetinin yakınlarda aldığı Kürdistan Özgürlük Şahinleri'ni yasaklama kararının olabileceğini dile getiriyor ve ekliyor;
"Muhtemeldir ki İngilizler bilinçli olarak hedef alındı. İngilizlere 'dikkatli olun' mesajı veriliyor."
Konuya geniş yer ayıran bir başka gazete olan Times bu yoruma katılmıyor. Kürdistan Özgürlük Şahinleri'nin İngiltere'deki faaliyetlerini yasaklama kararının iki hafta önce yürürlüğe girdiğini hatırlatan gazete şöyle devam ediyor;
"Bombalamalar, doğrudan İngilizleri ya da Batı'nın çıkarlarını hedef almıyor. Hedef Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak ve ekonomisine zarar vermek.
"Türkiye'de bu yıl 20 bombalı saldırı oldu. Bunlardan sadece sekizi, İngiliz turistlerin sayısının doruğa ulaştığı Ağustos ayında gerçekleşti. Bombalamalar, ayrılıkçı teröristlerin son olarak 1990'larda denedikleri, Türk ekonomisinin en karlı alanlarından birini hedef alma taktiğine geri döndüklerine işaret ediyor.
"O dönemde tatil beldelerinde patlayan bombalar, Körfez Savaşı'nın etkisiyle birleştiğinde Türk turizmini çaresizliğe sürüklemişti."
Saldırıların amacını böyle yorumlayan Times, turizme uzun vadede etkileri açısından karamsar bir tablo çiziyor. Kısa yaz sezonundaki geçici bir aksamanın bile yıkıcı sonuçları olacağını vurgulayan gazete, turizm sektörünün 20 milyon dolar gelir hedefinin riske girdiğini belirtiyor.
"Marmaris sokaklarında ve restoranlarında pazar gecesi yaşanan panik, yerini kısa sürede her zamanki görüntülere bıkartı. Turistler yaz boyunca olduğu gibi plajları doldurdu. Ancak bölge esnafı ve turizm yetkilileri patlamaların uzun vadede yapacağı etkilerden kaygılı."
Times gazetesi başyazısında da Türkiye'deki patlamalara yer veriyor ve saldırıların devamı durumunda ortaya çıkabilecek siyasi manzarayı yorumluyor. Gazeteye göre bu süreçte iki belirleyici güç var.
Birincisi Kürt kimliğinin tanınması için on yıllardır süren mücadele. İkincisi ise Avrupa Birliği müzakere süreci. Bu ikisinin örtüşen unsurlar olduğunu belirten Times şöyle devam ediyor;
"Atatürk'ün Türkiye için çizdiği milli ve laik kimliği, nüfusun yüzde 20'sini oluşturan 14 milyon Kürdün tanınması yönündeki talepler ile uzlaştırma çabası, on yıllardır devam eden bir sorun.
"Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın geçen yıl Diyarbakır'da yaptığı konuşmada, ortada bir Kürt sorunu olduğunu ve geçmişte hatalar yapıldığını kabul etmesiyle ilişkilerin bir dönemece girdiği izlenimi doğdu.
"Sınırlı Kürtçe televizyon ve radyo yayınlarına izin verildi, Kürt alfabesindeki harflerin kullanımına yönelik yasak kalktı, Kürtçe dil okulları açılmasına olanak tanıyan yeni bir yasa çıkarıldı. Ancak Türkiye bir yıl sonra, 1990'lardan bu yana görülen en kötü şiddet olaylarına sahne oluyor.
"Hükümetin Kürtlere yönelik açılımları, kısmen Avrupa Birliği'nin taleplerinden kaynaklanıyordu. Ancak ülkenin Brüksel kulübüne girme olasılığı bazılarını rahatsız etti. Birçok Kürt buna karşı, zira bağımsız bir devlet kurma umutları sona erecek.
"Güçlerinin azaltılmasını istemeyen ve Kürtlere ödün vermekten nefret eden, Türkiye'nin güçlü ulusal güvenlik kurumlarındaki birçok kişi de bu projenin sabote edildiğini görmekten mutlu olacaktır.
"Erdoğan bu konuda Avrupa'nın yardımını hak ediyor. Ancak Fransa ve Avusturya'nın Türkiye'nin üyeliğini engelleme çabaları o boyutta ki, Ankara'da bir kısım çevrenin Brüksel'den vazgeçme tehlikesi doğdu. Bu hem Avrupa Birliği, hem Türkiye, hem de ülkeyi ziyaret eden İngiliz turistler için kötü olacaktır.
Financial Times ise konunun bir başka boyutuna, Türkiye'nin PKK konusunda Amerika Birleşik Devletleri'nden beklentilerine değiniyor.
Financial Times, Ankara'nın Irak'ın işgalinden bu yana, Kuzey Irak'ta kampları bulunan PKK'nın daha gelişmiş silah ve patlayıcılara sahip olduğu yönünde Washington'a yaptığı uyarıları hatırlatıyor. Gazeteye bilgi veren bir Türk yetkili, istenilen somut sonuçların elde edilemediğinden yakınıyor.