Yahudi lobisinin ABD yönetimi ve ABD'nin politikaları üzerindeki etkilerini ortaya koyan kitap, yazarlarının başına bela olmaya devam ediyor...
Amerika'daki "yahudi lobisi" adeta bir efsanedir. Dünyanın dört bir yanından yorumcular, ABD'de yaşayan Yahudilerin nüfusun yalnızca yüzde 2'sini oluşturmalarına rağmen bunun çok üzerinde bir etkiye sahip olduklarından, gerçekliği tartışmasız bir olgu olarak bahsederler.
Ama konu o kadar hassastır ki ABD'de kolay kolay tartışılamaz.
Yahudi lobisi nasıl çalışır? İnanıldığı kadar güçlü müdür? Yoksa bu güç bir efsaneden mi ibaret?
Bu soruların yanıtını arayan iki Amerikalı akademisyen; Şikago Üniversitesinden John Mearsheimer ve Harvard Üniversitesinden Stephen Walt'ın kaleme aldığı kitap ABD'de fırtınalar kopardı.
2006 yılında London Review of Books adlı edebiyat dergisinde yayımlanan bir makalede dile getirilen tezlere dayanan "Yahudi Lobisi ve Amerikan Dış Politikası" adlı kitap ABD'nin İsrail'e neredeyse her koşulda devam eden desteğinin nedenlerini arıyor.
İsrail uluslararası anlaşmalara aykırı olarak nükleer silah sahibi olmuş zengin bir ülke olduğu halde, ABD en büyük miktarda askeri yardımı bu ülkeye veriyor.
Yılda 3 milyar dolar tutarındaki bu yardım ABD'nın toplam doğrudan yardım bütçesinin altıda birini alıp götürüyor.
Fakat, Mearsheimer ve Walt'a göre, ABD bu alışverişten fazla bir şey kazanmıyor.
İki akademisyen ayrıca İsrail'in, "Amerika'nın terörle savaşında en önemli müttefiklerinden biri olduğu" tezine de katılmıyorlar.
Aksine, ABD'nin İsrail'i koruyup kollamasının, dünyanın en önemli petrol rezervlerini kontrol eden Arap komşularını rahatsız ettiği ve bölgede genel olarak düşmanlık ve öfkeyi körüklediğini savunuyorlar.
Kitabın yazarı iki akademisyen ayrıca İsrail'in demokrasinin Ortadoğu'daki kalesi olduğu bu nedenle düşmanlarından korunması gerektiği tezini de doğru bulmuyor.
İsrail'in işlerlik kazanmış bir demokrasi olduğunu kabul etmekle birlikte, onun aynı zamanda sivillere karşı silaha başvurmaya her an hazır bir bölgesel güç olduğunu söylüyorlar.
Amerikalı yazarlar Mearsheimer ve Walt, İsrail'e verilen Amerikan desteğinin asıl nedeninin dünya ya da bölge dengelerinde değil, ülke içinde aranması gerektiği görüşünde.
İki yazar bunda American İsrael Political Action Committee (AIPAC), Anti-Defamation League (ADL) gibi gruplar ve düşünce kuruluşlarının rolünün önemli olduğunu savunuyorlar.
Mearsheimer ve Walt, buna "Yahudi Lobisi" denmesine karşılar. Çünkü bu grupların bütün Yahudileri temsil etmediğini ve içlerinde Yahudi olmayan kişilerin de önemli roller alabileceğine dikkat çekiyorlar. Bu nedenle amacı ABD'yi, çıkarlarının İsrail'i desteklemek olduğuna ikna etmek olan bir "İsrail Lobisi"nden söz edilmesini daha doğru buluyorlar.
İki yazarın kaleme aldığı kitap işte bu lobinin etkinliğini, özellikle mali gücünü ve kendisine karşı olabilecek kişileri nasıl susturabildiğini tartışıyor.
Kitap, İsrail yanlılarının Amerikan siyasetçilerinin kampanyalarına yaptığı mali katkıların Arap Amerikalılar ya da Müslüman gruplarınkini fersah fersah geride bıraktığını ortaya koyuyor.
Irak'daki Amerikan askerleri kimin çıkarları için savaşıyor?
Yazarlar, bu konularda tartışmanın imkansız hale gelmesinin ABD'nin Ortadoğu politikalarını tümüyle etkilediğini savunuyor. Tezlerinin en çok tartışma yaratan noktalarından biri de İsrail lobisinin Irak savaşında da önemli bir rol oynadığı iddiası.
Hemen suçlandılar
Mearsheimer ve Walt İsrail lobisi içinde saydıkları kuruluşlardan ADL tarafından derhal "klasik yahudi düşmanı tezler" savunmakla suçlandılar.
Hatta ADL'in başkanı Abrahan Foxman, neredeyse kitap boyutlarında "Ölümcül Yalanlar: İsrail Lobisi ve Yahudi kontrolü efsanesi" başlıklı bir yanıt yayımladı.
İki akademisyenin yazdığı kitaba yönelik öfke bir çok kişisel saldırıya da yol açtı.
ABD'deki önde gelen medya organlarının hemen tümünde kitap hakkında olumsuz değerlendirmeler yayımlandı.
Columbia Üniversitesi Siyaset Bilimi kürsüsünden Robert Lieberman, iki yazarın lobinin mali etkinliğini abarttığını söyleyerek, Tom Daschle örneğini verdi.
Lieberman'a göre, 2004 seçimlerinde bütün adaylardan daha çok İsrail yanlısı örgütlerin mali desteğini almayı başarak Senatör Tom Daschle yine de seçilememişti. Lieberman, Mearsheimer ve Walt'ın verdiği her örneğe, bir karşı örnek göstermenin mümkün olduğunu söylüyor.
Yazarlardan Stephen Walt, kitapları hakkında Amerika'da yayımlanan değerlendirmeler üzerine BBC'ye "Argümanlarımız çoğunlukla çarpıtılarak sunuldu ve açıkça ya da dolaylı olarak yahudi düşmanlığıyla suçlandık" dedi.
İki yazar Amerikan basınından aldıkları tepkiyi de sözünü ettikleri lobinin etkinliğiyle açıklıyorlar ve kitaplarına yurt dışından çok daha olumlu değerlendirmeler geldiğini söylüyorlar.