Yahudiler İçin En Emniyetsiz Yer!

Bu füzeler, İsrail'in üzerinde yükseldiği “Yahudiler için dünyanın en emniyetli yeri Yahudi devletidir“ efsanesini yerle bir edecek…

Hakan Albayrak-Yeni Şafak

Gazze'den fırlatılan (ve bir gün Telaviv'i yahut İsrail hükümet birimlerinin yer aldığı Batı Kudüs'ü menziline alacak şekilde Batı Şeria'dan da fırlatılabilecek) HAMAS/İslami Cihad füzeleriyle ilgili zihin cimnastiğimize devam edelim.

Bu füzeler, İsrail'in üzerinde yükseldiği “Yahudiler için dünyanın en emniyetli yeri Yahudi devletidir“ efsasnesini yerle bir edecek. O efsane, HAMAS ve İslami Cihad'ın istişhad operanyonlarıyla zaten iyice sarsılmıştı. Lübnan Hizbullahı'nın “33 Gün Savaşı”nda İsrail şehirlerine fırlattığı füzeler bu sarsıntıya tuz-biber ekti; İsrailliler ilk defa sığınaklara indiler ve İsrail devleti ilk defa bir şehrin emniyet gereği boşaltılmasına karar verdi. Şimdi Hizbullah füzelerinin yolunu takip eden HAMAS/İslami Cihad füzeleri efsaneye son darbeyi vurmaya hazırlanıyor.

Siyonistlerin çağrısına uyup dünyanın dört bir yanından işgal altındaki Filistin topraklarına gelen, bu topraklara yerleşerek ve kadınıyla-erkeğiyle İsrail ordusunda askerlik yaparak işgal suçuna ortak olan Yahudi göçmenler, etraflarındaki İslami direniş çemberi daraldıkça İsrail belâsından kurtulmanın yollarını arayacaklardır. Aramaya başladılar bile. Hatta harekete geçmeye de başladılar. Bir araştırmaya göre, Aksa İntifadası'nın damgasını vurduğu 2001-2003 yıllarında 50 bin göçmen İsrail'i terkedip geldiği ülkelere geri döndü. Yeni başgösteren 'füze fenomeni'nin çok daha büyük bir geriye göç dalgasına yol açacağı muhakkak.

Orta veya uzun vadede İsrail'in varlığını tehdit edecek –dolayısıyla İsrail yönetimini İslami direnişin karşısısnda dize gelmeye zorlayacak– kadar büyük bir nüfus krizi de yaşanabilir. Bu yönde bir 'öngörü' veya 'algılama' bile İsrail'in büyük tavizler vermesine yetecektir.

Geçenlerde Filitinli mütefekkir Azzam Sultan Temimi'nin 1998 yılında Washington Report dergisinde yayınlanan bir makalesinden söz etmiştim. O makalenin bir yerinde şöyle diyordu Temimi:

“İsrail, Yahudiler için cazip bir yer olamadı. Dünyadaki bütün Yahudileri Filistin'de toplamayı planlıyorlardı, fakat artık hiçbir Yahudi Filistin'e yerleşmek istemiyor. İsrail'e göç eden Rus Yahudileri de hâlâ Amerika'ya kapak atmanın yollarını arıyorlar. İsraillilerin önemli bir kısmı çifte vatandaş. Belki 1 milyon Yahudi'nin hem İsrail hem de Amerikan vatandaşlığı var. Güney Afrikalı Yahudilerin ekserisi de iki pasaport taşıyor. Yahudi devletinden kaçmak için her an tetikteler. Oraya gerilim altında yaşamak için gitmemişlerdi. Ne var ki Yahudi devleti bir Yahudi için dünyanın en tehlikeli yeri haline geldi. Bu her gün biraz daha belirgin hale geliyor.”


* * *
Temimi, 2000 yılının Kasım ayında Gerçek Hayat dergisine verdiği beyanatta da şunları söylüyordu:

“İsrail yanlış hesaplar yapıyor ve bu yanlış hesaplar ona çok pahalıya maloluyor. Başbakan Barak ve Dışişleri Bakanı Levi'nin son zamanlarda basın önünde bile panik nöbetine tutulmaktan kendilerini alamamaları ve 'Arafat bu ayaklanmayı derhal durdursun' diye çırpınmaları, Aksa İntifadası'nın İsrail'i fena halde tehdit ettiğini göstermiyor mu? Tehdid büyüyecek ve İsrail mutlaka geri adım atacaktır. (Nitekim geri adım attı; askerlerini ve milislerini Gazze'den geri çekti -ha.) Artık Amerikan gazeteleri bile İsrail'i 1967'de işgal ettiği Filistin topraklarından geri çekilmeye çağırıyor. Bu eninde sonunda gerçekleşecek. Hatta İsrail'in gerileyişi bununla da bitmeyecek. Başvurdukları kaba kuvvetin Filistinlileri durdurması mümkün değil. Milyarlarca dolar harcayarak ürettikleri nükleer bombaları da alıp başlarına çalsınlar. Nereye atacaklar o bombaları? Şam'a mı? Bağdat'a mı? Tehdit oralardan gelmiyor ki! Tehdit içeriden geliyor. Filistin topraklarından. İsrail, çok sayıda Yahudi'nin yaşadığı Kudüs'e, Nablus'a yahut El-Halil'e nükleer silahlarla saldırmayı düşünmüyor herhalde…”

Temimi bunları söylerken Hizbullah füzeleri henüz Hayfa'yı ve Telaviv civarını vurmamıştı. HAMAS ve İslami Cihad'ın İsrail'e füze saldırısı düzenleyebileceğini zaten rüyamızda bile göremezdik o zamanlar.

Zaman değişti... Değişmeye devam ediyor… Ve değişen zaman İsrail'i iyice köşeye sıkıştırıyor.

İsrailli yazar Uri Avneri'nin dediği gibi: İşgal altındaki Filistin topraklarında taşlı İntifada'dan silahlı kurtuluş savaşına geçiş sözkonusudur ve bu savaş mutlaka zaferle sonuçlanacaktır; Rusların Afganistan'da ve Amerikalıların Vietnam'da yaptığı yanlışı tekrar eden İsrail, “şiddete karşı daha çok şiddet” siyasetinin Filistinli kurtuluş savaşçılarını durduramayacağını ne zaman anlayacak?


Medya-Makale Haberleri

Abdurrahman Dilipak :Biyolojik bir savaşın içindeyiz
Abdurrahman Dilipak: Emekli olmanın dayanılmazlığı üzerine
Ali Bulaç yazdı: Davutoğlu'nun İslami camia ile toplantısı, Suriye'de Esad'ın devrilişi...
Abdurrahman Dilipak: Yeni salgınlar kapıda!
Ahmet Turgut: Filistin’i hem Siyonistlerden hem Allah’tan korkanlar değil, sadece Allah’tan korkanlar kurtaracak