Çoğu zaman bir olayla ilgili bütün iddiaları tartışmak, ihtimalleri tek tek sorgulamak, verileri dikkatlice analiz etmek, olayı sunulduğu gibi kabullenmeyip mahiyetini anlamak için sorgulamak gerekir.
Doğru olana ulaşmak için, eğer böyle bir amacımız varsa, bu zorunludur. Önümüze sürülen bir çok şey, bazen bize pazarlandığı gibi olmaz. Algılarımızın belirlenmesi, zihnimizin formatlanmasıdır amaçlanan. Zihinsel özgürlüğümüz için buna direnmek gerekir... Nitekim bu tür operasyonların sayısız örneğini gördük, yaşadık, hala da onlarla yüzleşiyoruz.
Wikileaks sızıntısı da böyle bir olay. Şüphesiz, içerdiği notlar çok önemli. Daha çok azı yayınlandı, bu haliyle bile etkisini görüyoruz. Ama bence daha önemli bir şey var: "Wikileaks nedir? Gerçekten bir grup kahraman dünyadaki kirli işleri deşifre mi ediyor yoksa ortada bir operasyon mu var?"
İlk günden beri en büyük tartışma bu. Sadece Türkiye'de, Suriye'de, İran'da, Rusya'da değil; ABD'den Çin'e kadar bu alanda yoğun tartışmalar yapılıyor. Elbette şu ana kadar yayınlanan notlar, işin mahiyetini tam olarak ortaya koymuyor. Bu aşamada en kolay şey; notlar üzerine tartışmak, gerisini düşünmemek. Ama önümüzde neler var, bilmiyoruz. Yeni bilgiler aktıkça, işin mahiyetinde ne tür değişiklikler olacak, bilmiyoruz. Şu aşamada yapılan her şey, söylenen her söz, ortaya atılan her iddia birer spekülasyon...
Wikileaks başkanı Julian Assange hakkındaki iddialardan biri de İsrail bağlantısıydı. Assange ile İsrail arasında pazarlık iddiaları gündemdeydi, hala öyle... Bu iddia sadece Türkiye ile sınırlı değil, yanlış anlaşılmasın. Bütün dünyada bilenen ve hala tartışılan bir iddia bu.
Böyle olduğu için de el Cezire soruyu Assange'a sordu. Cevap şu: İsrail'le ilgili bilgilerin sadece yüzde1-2'si yayınlandı. Elimizde bu yıl başlarında Dubai'de yaşanan ve Mossad'ın sorumlu olduğuna inanılan Mahmud el Mabhuh suikasti ve 2006 yılında yaşanan ikinci Lübnan savaşıyla ilgili belgeler var. 3 bin 700 belge var İsrail'le ilgili ve bunların 2 bin 700'ü devlet içinden. Bunların düzenlenmesi altı ayı alır.." Suriye devlet başkanı Beşşar Esad'ın baş danışmanı Muhammed Süleyman'la ilgili suikast iddialarıyla ilgili de bilgi olduğunu söylüyor Assange ve İsrail bağlantısı iddialarını reddediyor...
Bu açıklamayla aynı anda Norveç'in Aftenposten basın kuruluşu, Assange tarafından özel olarak korunan meşhur şifreli dosyaya erişim sağladıklarını duyurdu. Kuruluşun haber editörü, "bu bilgileri yayınlayıp yayınlamamak elimizde" diyor. Yani isterse, dünyayı sarsacağı öne sürülen bilgileri ortaya serebilir, belki de bu yapılacak. Öyleyse ortada şifreli bir şey kalmamış demektir.
Eğer öyleyse Assange'ın ya da başkalarının şifreli notların yayınlanması üzerindeki denetimi de kırılmış demektir. İsrail'le, varsa, pazarlığı suya düşüren bir gelişme bu.
Assange'ın, Cenevre'de İsrailli yetkililerle pazarlık yaptığı, anlaştığı, ardından bilgilerin İsrail adına sansürlendiği, görüşmenin görüntülü kayda alındığı iddialarını burada paylaştık ve Tel Aviv bağlantısına dikkat çektik. Açıklanan notların genelde İsrail'in rahatsızlık duyduğu çevrelere ait olduğunu da biliyoruz. Türkiye karşıtı notlar ile İsrail'in son dönemdeki Türkiye karşıtı söylemi tam anlamıyla örtüşüyor.
Hatırlayalım;
Julian Assange, İsveç tarafından düzenlenen bir suç dosyasıyla İngiltere'de tutuklanmıştı. Tecavüze ilişkin suç dosyasını İsveç hazırladı. Assange'ın tutuklanma gerekçesini bu dosya oluşturuyor. ABD, İngiltere ve İsveç arasında bir ortak operasyon görüntüsü veriyordu durum.
Olaydan hemen sonra İsveç'te hiç olmayan bir şey oldu: İlk kez bir intihar bombacısı terör saldırısı düzenledi. Aslen Iraklı olan, İsveç'te yaşayan, İngiltere'de okuyan bir kişi, Noel öncesi üzerindeki boru tipli bombalardan birini patlattı. Kendisi öldü, iki kişi yaralandı. Peki, birileri İsviç'e terör üzerinden bir mesaj mı vermişti? Olayın Assange'ın tutuklanmasıyla ya da varsa "Wikileaks operasyonu"yla bir alakası var mıydı? Bilmiyoruz tabi, sadece dikkat çekiyoruz...
Yine İsrail başbakanı Benjamin Netanyahu, belgelerin sızdırılmasından hemen önce, "İsrail'i rahatsız edecek bir durumun söz konusu olmadığını" açıkladı. Assange da Netanyahu'dan "şeffaflık kahramanı" olarak söz etti. Bütün bunların Assange-Tal Aviv bağlantısı tartışmasını alevlendirmesi son derece normaldir..
Tartışmaya da, en ince ayrıntısına kadar sorgulamaya da devam edeceğiz.. Nitekim elde edilen verilerle, tartışmalarla bir sonuca varmaya çalışıyoruz. Wikileaks'la ilgili belirsizlikler devam ediyor. Henüz hiçbir şey netleşmedi.
Sonunda iddiaların gerçek dışı olduğu netleşirse, elbette yanıldığımızı kabul edeceğiz.. Çünkü hatayı kabul etmek de gerçeğe ulaşma uğraşısının bir parçası.. Ve o zaman, gerçeği öğrenmenin sevincini yaşayacağız..
Hiç gocunmayız..
yenişafak