Yasağa da füze kalkanına da hayır! Açıklamada NATO'nun füze kalkanı projesine verilen destek de kınandı. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu, her Cumartesi şehir bulvarında yaptığı eylemlerde 272. haftayı geride bırakırken vesayetçi zihniyetin ve anayasasının korunduğuna dikkat çekti. Platform adına Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği'nden Derda Şanalmış'ın okuduğu açıklamada başörtüsü yasağını kanunsuzca uygulayan yetkililer hakkında yasal işlem başlatılması gerektiği ve ayrıca düşünce, inanç ve ifade özgürlüklerinin tüm alanlarda kullanılmasının vatandaşlık hakkı olduğunu vurgulayan ve bu hakların kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılacağı bir hukuki düzenlemeye gidilmesi gerektiği ifade edildi. Şanalmış, gerek Hükümet'in ve muhalefetin sorunu seçim yatırımına dönüştürmesini eleştirirken "Hizmet veren-hizmet alan" ve "kamusal alan" gibi kavramlara son verilerek kızlarımızın hem okullarda hem de okullarını bitirdikten sonra mesleklerini icra etme haklarını kullanabilmeleri yönünde düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitimde eşitlik, çalışma özgürlüğü, vatandaşlar arasında ayırımcılık yapmama gibi hukuki gerekler sebebiyle bu talepler mutlaka yerine getirilmelidir." dedi. Füze kalkanına hayır! 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan gibi özgürlükleri kısıtlayan darbe ve muhtıra ürünü Anayasal düzenlemelerin kaldırılması gerektiğini ifade eden Derda Şanalmış, "Kız çocuklarının ailelerinin ellerinden alınması tehdidini savuran despotfaşizan zihniyet, halkın inanç, örf ve adetlerini sindirememiş laikçi zihniyet; eğitim özgürlüğünü engelleyerek kız çocuklarını okullarına almayan yasakçı zihniyet, halkımızın sağduyusu sayesinde yıkılmaya, yok olmaya mahkûmdur." Dedi. Eylemde ayrıca Lizbon'daki NATO zirvesinde Türkiye'nin füze kalkanı projesine verdiği desteği bir kez daha protesto edildi. Şanalmış, projeyle ilgili "Ülkemiz ve komşu devletler için hayati önem arz eden Füze Kalkanı Projesi'ne karşı olduğumuzu, Amerika ve İsrail'in menfaatlerini korumak adına gerçekleştirilmek istenen bu projeye şiddetle karşı duracağımızı buradan tekrar ilan ediyor, yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz." dedi. Eylemde "Zulüm varsa direniş de var!", "Katil NATO'ya hayır!" dövizleri taşındı. TAM METİN Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu 272. Basın Açıklaması Değerli Basın Mensupları, Hak ve Özgürlükler konusunda yanımızda yer alarak, desteklerini esirgemeyen sevgili dostlarımız. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına hepinize hoş geldiniz diyor, selamlarımızı sunuyoruz. Ülkemiz, "Kürt Açılımı", "Demokratik Açılım", "Hoşgörü", "Ötekine Saygı" gibi sloganlarla oyalandırılırken, vesâyet anayasalarının arkasına sığınanlar, hâlâ düşünce ve inanç özgürlüğü önündeki en büyük engel olarak durmakta, özellikle inancını yaşamak isteyen dindar kesime karşı baskı ve zulümlerini devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Hâlâ başörtüsü sebebiyle kız çocukları okullarına alınmıyor, YÖK Başkanlığının beyanatlarına rağmen kanunsuz uygulamalar devam etmektedir. Yetkililerden, keyfi ve hukuksuz uygulama yapan bu rektörler hakkında, eğitimde eşitlik ve özgürlüğü ihlâl etmeleri sebebiyle gereken hukuki süreci başlatmalarını talep ediyoruz. Diğer yandan, sıkça vurguladığımız gibi, "LAİKÇİ"lerin istismar ettiği ve arkasına saklandığı 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan gibi özgürlükleri kısıtlayan darbe ve muhtıra ürünü Anayasal düzenlemelerin kaldırılarak insanımıza, "FİKİR, İNANÇ VE İFÂDE ÖZGÜRLÜĞÜ"nün sağlanması, özellikle "KAMUSAL ALAN", "HİZMET VEREN, HİZMET ALAN" gibi hukuki bir yönü bulunmayan kavramlarla eğitim hakkı, çalışma hakkı elinden alınan, başörtüsü sebebiyle mağdur edilen kız çocuklarımıza karşı işlenen hukuksuz uygulamaların kaldırılması gerekmektedir. Bu konularla ilgili ısrarlı taleplerimiz devam edecektir. Çeşitli kamuoyu araştırma kuruluşlarınca yapılan anketlerin de gösterdiği gibi, başörtüsü ne bir siyasi simge, ne de kız çocuklarına zorla örttürülen bir şeydir. Böyle olmasına ve iktidarıyla muhalefeti ile başörtüsü ve özgürlükler önündeki engellerin kaldırılması için müspet adımların atılmaya çalışıldığı şu dönemde toplumsal mutabakat adına yapılmaya çalışılan olumlu girişimler, maalesef kimi darbeci zihniyet taraftarlarınca baltalanmaya çalışılmaktadır. Şurası kesinlikle bilinmelidir ki, kız çocuklarının ailelerinin ellerinden alınması tehdidini savuran despot faşizan zihniyet, halkın inanç, örf ve adetlerini sindirememiş laikçi zihniyet; eğitim özgürlüğünü engelleyerek kız çocuklarını okullarına almayan yasakçı zihniyet, halkımızın sağduyusu sayesinde yıkılmaya, yok olmaya mahkûmdur. Herkesçe bilindiği gibi, başörtüsü farz bir ibâdettir. İbâdetlerde pazarlık söz konusu olamaz. Örtünme çağına gelmiş her Müslüman kız çocuğu, dinin bir gereği olarak başını örter. Dolayısıyla, din dışı ve hele hele din karşıtı görüş sahiplerinin başörtüsü ile alâkalı görüş ve teklif sunma hak ve yetkileri dahi yoktur. Bu bakımdan başörtüsü karşıtları ve Ana Muhalefet Partisi, konuyu siyasi malzeme ve seçim yatırımı olarak görmekte, başörtülülere özgürlük istiyor görünümü altında, başörtüsü özgürlüğünü sadece, "ÜNİVERSİTE BAĞLAMINDA HUKUKSAL BİR HAK" olarak sınırlamak istemektedir. AK Partinin başörtüsü sorununu bir seçim yatırımı olarak görmemek, Ana muhalefet Partisi'nin tezgâhladığı oyuna gelmemek ve başörtüsü vatandaşlarının bu sorununu bir an önce gidermek gibi bir sorumluluğu vardır. Dolayısıyla, seçim sonrası başörtüsü sorununun halledilmesi gibi söylemler yerine bir an önce hayata geçirilecek acil çözümler üretmelidir. Hukuki yönden zaten yasak olmayan düşünce, inanç ve ifade özgürlüklerinin tüm alanlarda kullanılmasının vatandaşlık hakkı olduğunu vurgulayan ve bu hakların kullanılmasının önündeki tüm engellerin kaldırılacağı bir hukuki düzenlemeye gidilmelidir. Evet, özgürlükler konusunu ciddi bir şekilde yakinen takip eden platformumuz, sorunun gündeme taşınması üzerinde de aynı hassasiyeti göstermektedir. Dolayısıyla, "HİZMET VEREN- HİZMET ALAN" ve "KAMUSAL ALAN" gibi hukuki olmayan kavramlara bir son verilerek ifade özgürlüğü kapsamında kızlarımızın hem okullarda hem de okullarını bitirdikten sonra mesleklerini icra edeceği hizmet alanlarında bu haklarını kullanabilmeleri yönünde düzenlemeler yapılmalıdır. Eğitimde eşitlik, çalışma özgürlüğü, vatandaşlar arasında ayırımcılık yapmama gibi hukuki gerekler sebebiyle bu talepler mutlaka yerine getirilmelidir. Basın açıklamamamıza son vermeden önce, yine ülkemiz ve komşu devletler için hayati önem arzeden FÜZE KALKANI PROJESİ'ne karşı olduğumuzu, Amerika ve İsrail'in menfaatlerini korumak adına gerçekleştirilmek istenen bu projeye şiddetle karşı olduğumuzu buradan tekrar ilan ediyor, yetkilileri bu konuda sağduyulu olmaya davet ediyoruz. Basın açıklamamızı burada bitirirken, daha mutlu ve özgürlüklerin özgürce yaşandığı bir Türkiye ümidi ile Platformumuz adına Teşekkürlerimi sunarım. Sakarya Adalet Girişimi Başörtüsü Platformu adına Vahdet Vakfı Sakarya Temsilciliği |