Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, Türk siyasetinin yetiştirdiği ender şahsiyetlerdendi. Mekanı Cennet olsun. Ben şahsen tanımıyordum, ancak siyasi arenayı paylaşan biri olarak uzaktan takip ediyor, Sayın Yazıcıoğlu bir şey söylediği zaman “acaba ne düşünüyor? Konuya nasıl yaklaşıyor?” diyerek merak ediyor, kulak kabartıyordum. Günün sonunda Sayın Yazıcıoğlu’nun da temsil ettiği kitle ile aynı yolun yolcusu idik. İslam hepimiz için hayatın tam ortasındaydı. En önemli kural koyucu ve koruyucuydu. Meclis’e gireceğim günlerde değerli eşi Gülefer hanımefendi aramış, dualarını ifade etmişti.
Merhum Yazıcıoğlu milliyetçiliğin katı ve bağnaz formundan sıyrılmış bir siyasi hareket yürütüyordu. Evet, milliyetçilik İslami açıdan problem teşkil eden bir kavramdı. “Asabiyye” Peygamber Efendimizin bizi hakkında uyardığı bir konsepti. Kendisi de bunu kendi kavmince yapılan zulme ancak dünyanın her yerindeki siyasi İslami hareketler gibi Türkiye’deki İslami hareket ve türevleri de kimi zaman bir miktar kimi zaman daha fazla dozda milliyetçilikten güç almaktadır. Bunun asıl sebebi, İslami hareketler için milliyetçiliğin vazgeçilmez oluşu değil de İslami düşüncenin lokal alanda uygulanmasının daha kolay oluşuydu. Bir başka ifade ile, değişim evden, yuvadan, vatandan başladığından, her siyasi hareket lokal öğelerle hemhal olur, bunlar da dışarıya milliyetçilik paketi içinde yansırdı. Yoksa, şüphesiz ki İslam kendini milliyetçilik gibi kısırlaştırıcı bir kavramla sınırlamaz, değil küresel, evrensel ve evrensel ötesi bir kavrayıcılıkla kuşatırdı alemleri.
Sayın Yazıcıoğlu, bu ülkeye daha çok yıllar hizmet edecek, bu ülkeyi vizyonu ile aydınlatacak bir siyasetçiydi. Elim kaza/cinayet ile emr-i Hak bu kadar erken vaki olmasaydı eğer…
Post-Yazıcıoğlu dönemde Büyük Birlik Partisi tabii olarak lider değişimi yaşadı. Siyasetteki eski konumunu muhafaza etmeye çalışsa da daha çok rahmetli Yazıcıoğlu’nun ölümünün üzerinde dolaşan şaibe bulutları vasıtasıyla gündeme geldi. Gündem koyucu olamadı, seçmenin zihninde bir de BBP vardı, onların görüşü nedir gibi sorularla merak uyandıramadı. Bilmem bütün bunların getirdiği sorunlardan dolayı mı yoksa Büyük Birlik Partisi muhtemel bir kabuk değişimine mi hazırlanıyor, bilemiyorum, şimdi kalkmış, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde, CHP-MHP ortaklığının ürünü olan çatı adayı destekleyeceklerini açıklamış. BBP başkanı, “Bu bir demokratik tercihtir. Demokrasiye inanan herkesin ve her kesimin bunu böyle algılamasını ve değerlendirmesini ümit ve arzu ediyoruz. Bu demokratik tercihimize demokratik bir tavır ile saygı duyulmasını bekliyoruz. Herkesi ve her kesimi bu kararımızı itibarsızlaştıracak ya da etkisizleştirecek davranışlardan uzak durmaya davet ediyoruz,” demiş. Hayret ettim! Eyvah eyvah! Ne günlere kaldık!
yeniakit