26 Mart 2015 günü Körfez ülkeleri dahil 10 müttefik ülke ile birlikte Yemen'de "Ensarullah" cemaati ve onları destekleyen güçlere karşın hava, kara ve denizden operasyonlar düzenleyen ve Yemen semalarını kontrol altına alma iddiasıyla hava savunma sistemleri ile askeri iletişim sistemlerini çökerten Suudi Arabistan'ın, saldırılarına son vereceği akıllara gelmezdi.
Müttefikleri ile birlikte Yemen'e ölümcül saldırılar düzenleyen Suudi Arabistan, daha önce dediği gibi 21 Nisan 2015 tarihinde savaşı sonlandırdı. Ne var ki, biten savaşın henüz dumanı tüterken, Suudi Arabistan ve tayfası "Yemen'e yeniden umut" adı altında yeni operasyonlar düzenlemeye başladı. Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığının, "Suudi Arabistan Krallığı ve komşuları için tehdit oluşturulacak unsurların giderilmesi" kapsamında yaptığı açıklamada, Husiler ve devrik lider Ali Abdullah Salih'in destekçilerinin bölgesine saldırı düzenleneceği iddia edildi. Açıklamanın hemen ardından Yemen'in hava kuvvetleri, balistik füzeleri ve ağır silahları imha edildi.
Yemen'de gerçekleştirilen "Fırtına" ve "Yeniden Umut" operasyonları, hala sona ermiş değil. Suudi ve Körfez güçlerinin ölümcül saldırıları karşısında zorba güçlere istediğini vermeyen Yemen halkının kararlı duruşu savaşı bugünlere kadar getirdi.
Aslına bakacak olursak, Suudiler bugün Husi güçler ve eski lider Ali Abdullah Salih'in yandaşlarının balistik füzelerinin kendileri için tehdit oluşturduğunu düşünmüyor. Ancak ülke toprakları içinde Husilerin önünü kesemeyen Suudi güçler, Krallık halkı için tehdit oluşturduğu bahanesine sığınarak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'ne şikayette bulundu.
BM Suudi Arabistan Daimi Temsilcisi Abdullah al-Muallimi, Güvenlik Konseyine konu hakkında bir mektup gönderdi. Ali Abdullah Salih'i destekleyen güçler ve Husilerin şikayet edildiği mektupta, Suudi Arabistan'ın tehditlerle mücadele etmek için tüm gerekli tedbirleri alma hakkı olduğunu vurguladı. Mektupta, BM kanunları ile uyumlu olarak Suudi Arabistan'ın kendi sınırları ile Yemen ve bölgenin sınırlarını korumak için hiçbir çabadan kaçınmayacağı belirtildi.
Suudi Arabistan'ın, Husiler ile Salih yanlısı milislerin gelişigüzel hedeflerinin kurbanı haline geldiğini öne süren Muallimi, balistik füzeler ve bombardımanlar kapsamında Krallıkta can ve mal kaybının yanı sıra, okullar, hastaneler ve ülke altyapısının tahrip edildiği belirtti.
"Suudi Arabistan'ın sınır kentlerine düzenlenen saldırılarda defalarca balistik füzeler kullanılmıştır" ifadelerine yer veren BM Suudi Arabistan temsilcisi, Yemenli devrimcilerin, ihlallerinin ve Yemen'deki siyasi geçiş sürecini engelleme girişimlerinin hesabını vermeleri gerektiğini vurguladı. Krallığın, BM elçisinin çabalarını desteklediğini vurgulanan mektupta, Yemen'de çözüm için başvurulacak 3 yol olduğuna işaret edildi. Buna göre çözüm yolları Körfez girişimi, Yemen'de ulusal diyalog çıkışı ve Güvenlik Konseyi'nin 2216 numaralı kararı. Suudi Arabistan temsilcisi İran'ı da Husiler ve Salihi güçlerini desteklemekle suçladı.
Öte yandan, Suudi Krallığının Yemen halkına karşı işlediği insanlık suçlarına değinmeyen Suudi Arabistan temsilcisi, bir buçuk yıl boyunca havadan Yemen köylerine düzenlenen Suud - Körfez saldırılarını, aralarında bebek, çocuk ve kadınların da bulunduğu on binlerce ölümü, Yemen'de yıkılan hastaneleri, okulları, altyapıları ve yıkıcı saldırılardan sonra hayati ihtiyaçlarını dahi karşılayamayan savunmasız halka karşı düzenlenen haksız savaşın arkasındakileri Birleşmiş Milletler'e taşımadı.
Yemen'de akıttığı kanın yanı sıra, çok kan kaybeden Suud yönetimi ve işbirlikçisi Körfez - Arap yönetimleri, bir buçuk yılın ardından Yemen halkı ile sürdürülen savaşın kendilerine fayda getirmediğini anlayabildi. Absürt bir savaşa bulaştığının ancak farkına varabilen Suudi Arabistan ve Körfez komşularının ekonomilerinde büyük bir iktidarsızlık meydana geldi. Suudi Arabistan, İngiltere, Fransa ve diğer Avrupa ülkeleri ile imzalanan anlaşmaların yanı sıra ABD ile 1 buçuk milyar dolar değerinde silah anlaşması imzalamak zorunda kaldı.
Günlük olarak silah, savaş uçakları ve asker kaybına uğrayan Suudi - Körfez ittifakının önünde bu savaşı bitirmekten başka seçenek görünmüyor.
Büyük çapta maddi, silah ve insani kaybı olan savaşa Suudi Arabistan'ın kendisiyle birlikte, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Fas, Kuveyt, Mısır, Sudan ve Ürdün'ü bulaştırdığı ortaya çıktı. Bu ülkeler ordu güçlerini ve uçaklarını savaşa destek vermek için Suudi Arabistan'a göndermek zorunda kaldılar. Buna göre BAE 30, Kuveyt ile Bahreyn 15, Katar 10, Ürdün ile Fas 6 uçak gönderirken Mısır 16 uçağa ilaveten 4 savaş gemisi ile deniz fırkateyni gönderdi. Sudan ise, Suudi Arabistan'ın Yemen'e saldırısına destek vermek için 6 bin asker ve 3 savaş uçağı yolladı. Suudi Arabistan da, bu savaşa hem karadan hem havadan hem denizden katılmasının yanı sıra Krallık muhafızlarını da operasyonlarda görevlendirdi.
Bu arada, Birleşmiş Milletlerin Yemen savaşının kurbanları hakkında yayınladığı son raporunda, 18 ay boyunca sürdürülen saldırılarda 10 bin kişinin hayatını kaybettiği açıklandı.
BM İnsani İşler Koordinatörü Jimmy MC Goldric Yemen'in başkenti Sana'da yaptığı bir konuşmada, ölü sayısı hakkındaki verilerin bölgede görev yapan yardım kuruluşları ve tıbbi tesislere dayalı bilgiler olduğunu belirtti.
Ancak Yemen savaşında verilen kurbanlarının Mc Goldric'in açıkladığından çok daha yüksek bir rakam olduğundan bahsediliyor. Sağlık kuruluşlarından alınan rakam güvenilir değil, çünkü savaşın tahrip ettiği ülkenin bazı bölgelerinde hiçbir sağlık tesisi bulunmuyor. Buralarda, çok sayıda ölü resmi kayıtlara geçmeden defnediliyor.
BM insan hakları ofisi, geçen ay yaptığı açıklamada Yemen'de 3799 sivilin çatışmalarda hayatını kaybettiği ve bu rakamın % 60'ının Suudi liderliğinin ve müttefik güçlerinin hava saldırıları sonucu gerçekleştiği belirtildi.
Konuşmasında Yemen'deki sivil ölümlerin ayrıntılarına değinmeyen Mc Goldric, savaşın 3 milyon Yemenliyi evsiz bıraktığını ve yaklaşık 200 bin Yemenlinin yurt dışına sığınacak yer aramak zorunda kaldığı bilgisine yer verdi. BM'nin elindeki bilgilere göre, savaş dolayısıyla evlerini terk etmek zorunda kalan sığınmacılardan yaklaşık 900 bini evlerine geri dönmeyi planlıyor.
Bunun savaşın devam ettiği bölgeler için büyük bir tehdit olduğunu belirten BM İnsani İşler Koordinatörü Jimmy MC Goldric, 26 milyona ulaşan nüfusun 14 milyonunun gıdaya ihtiyaç duyduğunu, 7 milyon kişinin de sağlıksız gıdalar tüketmek zorunda kaldığını ifade etti.
Yemen'deki durumun oldukça "trajik" olduğuna dikkat çeken Mc Goldric "İnsani eylemler tek başına bu sorunu çözemez" sözlerini kullandı.
Suudi Arabistan'ın Yemen halkına karşı düzenlediği ölümcül saldırıları, başta Suudi Arabistan olmak üzere, müttefikleri Arap ve Körfez ülkeleri için büyük oranda asker, silah ve askeri teçhizat kaybına yol açtı ve savaş, Al-i Suud'dan maddi destek almaya gözünü diken tüm müttefik ülkeler için felaket ile sonuçlandı. Bu nedenle Suud Krallığından para almak bir yana dursun, ekonomileri büyük hasara uğrayan Körfez - Arap ülkeleri, bu yıkıcı savaştan kaçmak için mümkün olan her yolu deniyor.
Şakir Kesrayi
Medyasafak.net