Yemenli devrimcilerden bir grup Türkiye'ye bir ziyarette bulundu. Amaçları Yemen devrimini dünya kamuoyuna daha iyi anlatmak ve destek istemek. Yemen'de olup bitenlerin yeterince anlaşılmadığını, Salih'in kendi halkına karşı işlediği katliamların yeterince bilinmediğini düşünüyorlar. Doğrusu Yemenli devrimcilerden Muhammed Wahban'ı dinledikten sonra biz de Yemen de olup bitenler hakkında yeterince bilgi sahibi olmadığımızı gördük. Yemenli bir devrimci sıfatıyla konuştuğunu söyleyen Muhammed'in söyledikleri ve gösterdiği fotoğraflar durumun ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor. Barışçıl göstericilerin üzerine Salih güçlerinin roketlerle ateş açması üzerine yaralanan insanların, paramparça olan cesetlerin fotoğraflarını görünce kanımız dondu, gözlerimiz yaşardı. Yemen devrimini yeterince gündeme getiremediğimizi düşünerek mahcubiyet hissettik.
ABD'nin Yemen'de istediği gibi at oynatmak için Ali Abdullah Salih'ten iyisini bulamayacağını ve bu yüzden onun iktidardan gitmesini istemediğini söyleyen Muhammed Wahban, Yemen'de devrim sürecinde yaşananlardan halkın ne istediğine, gençlerin bu süreçteki rolünden Salih'in nasıl olupta 33 yıldır iktidarda kalabildiğine ve bundan sonra neler olabileceğine kadar geniş bir yelpazede sorularımızı yanıtladı. İşte Muhammed Wahban'la gerçekleştirdiğimiz o röportaj;
Halk açken yöneticiler lüks içinde yaşıyor
Arap Baharı Tunus'ta başladı ve domino etkisiyle tüm bölgeye yayıldı. Yemen'de hareketler nasıl başladı? Olayların ilk başlangıcı nasıldı?
Yemen'in zaten çoktan beridir içinde bir devrim hissi vardı. Çünkü 1962'den itibaren bu cumhuriyet kurulduğundan beri rejime karşı bir muhalefet vardı. Yemen yeni çağdaş dünyaya girmeye çalışıyordu ve bu fırsat Arap Baharı ile bulunmuş oldu. Yemen'in her yönden geri kalmış, durumu sürekli geriye giden bir ülke oldu yıllarca. Başımızdaki Salih rejiminden dolayı hem sosyal, hem ekonomik, hem siyasal olarak her şey kötüye gidiyor. Yemen halkı Tunus'tan, Mısır'dan bile daha evvel hareket etmeye başladı, onlardan etkilendiği için devrim hareketi başlamadı yani. Arap Baharı başlamadan beş sene evvel 2006 yılında Yemenli muhalifler barışçıl şekilde direnişe başlamıştı. Fakat Tunus'u, Arap Baharı'nı görünce dirençten, devrim haline dönüştü. Devrim için mantıklı her hangi bir sebep varsa, fakirlik, işsizlik, cahillik gibi her türlü kötü şey, Tunus'tan, Mısır'dan daha çok Yemen'de bulunuyor.
Birleşmiş Milletlerin verdiği rakamlara göre 2003'te Yemen'in fakirlik oranı %45'ti (günde 1 dolardan az kazanan insanların oranı). Halbuki Mısır'da fakirlik oranı %7-8, Tunus'ta %4, Suriye'de de Mısır gibi %8 civarı. Ancak Yemen'de %45. Yemenliler tarih boyunca halk olarak, güçlü, kahraman, dirençli bir halktır. Ama maalesef bu yanlış yöneticilerden dolayı Yemen bu duruma düşmüş, fakir bir ülke haline gelmiştir.
Halk bu kadar fakirken yöneticilerin durumumu nasıl? Salih ve çevresindekiler mesela.
Halkın fakir olmasının tersine yöneticiler çok zengin. Yemen'in servetleri halkın % 1'inin elinde bulunuyor. Yani yöneticilerin ve etrafında onu destekleyen insanların. Hatta onların şuanda Washington'da sarayları var. Aynı zamanda Yemen'de bir doktor bir tek ev sahibi bile olamıyor ama onlar Amerika'da saraylarda yaşıyor. Dışarıdaki bankalar bu yöneticilerin malları ile dolu iken, halkın yarısından fazlası günde bir öğün yemek ile karnını doyurmaya çalışıyor, ancak imkan bulamıyor. Halkın rejime isyan etmesi için bu durum bence yeterliydi.
Devrim sürecine geri dönersek, ilk gösteriler başladığında Salih'in tepkisi nasıl oldu?
İlk önce üniversite öğrencilerinden 50 kişilik bir grup çıktı. Salih bunun kendi iktidarına zarar veremeyeceğini düşündü ama yine de abartılı bir güç kullandı. O gençlerden birisi Tavakkul Karman adıyla Barış Ödülü alan bayan arkadaşımızdı. Salih, gençlerin her gün sayısı artmaya başladıkça, muhalif güçlerin istediği reformlarını kabul ettiğini ilan etti. "Parlamentoya geçebiliriz, demokratik seçimleri kabul edebiliriz" diyerek muhaliflere reform sözü verdi. Ancak 33 yıl boyunca yalan söylediği için artık sözlerine hiçbir güven kalmadı.
Arap Baharı'yla isyan hareketi ilk başladığında amaç reform yapmak mıydı, yoksa sistemi toptan değiştirmek miydi?
En baştan beri bu sistemi değiştirmek istiyorlardı. Yemenli gençler muhalif partilerden daha ileri seviyelere gelmişlerdi. Muhalif partiler reform yapmak istiyorlardı, halbuki gençler bunu istemiyordu. Gençler ve kadınların etkisi çok büyüktü Yemen'de. Gençlere ünüversite hocaları da destek verdi. Kardeşim üniversitede hocaydı gençlerle eyleme çıktığında dövmüşlerdi onu.
Devrim halkı birleştirdi
Peki bu süreçte aşiretler nerede duruyordu?
Bu sistemin iktidardayken yaptığı şey zaten aşiretleri birbiriyle çatışmaya sokmaktı yıllarca. Ancak aşiretler bunun farkındaydılar. Bu aşiretlerin de bizim gibi genç çocukları var. Bütün eylemlere katıldılar. İlk kez Yemen'deki en büyük iki kabile Devrimci Tahir dediğimiz bir sahada silahları bırakıp bu gençlerin kontrolü altına girdiler. Kan davası olan kişiler unutup birlikte yemek yiyorlar, sırf diktatörü gönderebilmek için. Yemen'de herkes insan haklarına önem veren sivil hayatı görmek istiyor. Çünkü aşiretler de eski yöntemlerden, aralarındaki kan davalarından bıktılar. Güzel bir yaşamı hak ettiklerine inanıyorlar şuanda. Biz bile bu duruma şaşırdık, bu tavrı hiç beklemiyor, bu seviyeye gelebileceklerini hiç düşünmüyorduk. Bize karşı çıkacaklarını sanıyorduk. Herkes devrime katıldı, Ali Abdullah Salih'e karşı çıktı, bu bizim için sürpriz oldu. Ali Abdullah Salih "Bunlar aklını kaçırmış, bunlar akılsız" diyordu, çünkü o da bu durumu hiç beklemiyordu.
Yemen halkı dünyada en çok silahla sahip olan halk olarak biliniyor. Bunun bir iç savaşa yol açmasından endişe ediliyordu. Ancak böyle bir şey olmadığı gibi Salih'e karşı yapılan gösteriler de barışçıl gösterilerdi.
Yemenliler ne istediğini biliyor, yıkmak için meydanlarda değiller. İç savaş çıkması da istenmedi. Vatandaşların elinde silah bulunmasının sebebi rejimin, devletin görevini yapmamasıdır. Vatandaş emniyete, mahkemeye gidiyor ancak adalet bulamıyor. Devlet görevini yapmadığından, halk kendini savunmak için silah bulunduruyor. Halk bu silahları kullanmadı, kendini korumak için bulundurdu. Şimdi ise, silahları bırakmak için bu yönetimin gitmesini istiyorlar.
Yemen'de devrim süreci başladığından beri halk ne kadar kayıp verdi?
Direnişin başladığı 10 aylık süreçte 1083 kişi şehit oldu. Bunlar barışçıl gösterilerde şehit edilen insanlar. 28 bin yaralı var.
Salih en son yönetimi yardımcısına bırakacağını söyledi. Suudi Arabistan'a iltica edip güvenliğini garantiye alıp yönetimden vazgeçmek için bir taktik mi uyguluyor, yoksa sadece halkı oyalayıp kendi ailesinden birine mi devretmek istiyor?
Ben devrimci gençlerden birisi olarak konuşuyorum. Siyasi konuşmak istemiyorum. Ali Abdullah Salih ilk sınavda zaten başarılı olamadı. Hemen ilk söz verip imza attıktan sonra ikinci gün bir gösteri çıktı, herhangi bir gün gibi silahsız bir gösteri. O gösteride 5 kişi şehit oldu, 70'den fazla kişi yaralandı. Bu sebepten halk Salih'e güvenmiyor. Gençler bu yüzden meydanlarda, evlerine dönmek istemiyorlar, çünkü inanmıyorlar. Sadece Ali Abdullah Salih gittiğini ve sistemin değiştiğini gördüklerinde evlerine dönecekler.
Devrim bir milat olacak
Yıllardır Ortadoğu halkları, Araplar ayaklanmaz gibi bir algı vardı. Halbuki Arapların tarihi isyanlarla dolu. Arap Baharı bu algıyı da yıktı. Bunun üzerinden genel olarak Arap Baharındaki süreci nasıl değerlendiriyorsunuz?
Avrupa'da Fransız Devrimi olduğu gibi biz aynı tavırda Araplar olarak devrime başlıyoruz. Halk her şeyi değiştirmeye başlıyor. Belki de şimdiye kadar insanlar bir örnek görmediler, belki cahillik vardı, insanlara söylemek istediğimiz şeyleri, internet, televizyon vasıtasıyla şimdi söyleyebiliyoruz. İnşallah bu devrimden sonra her şey değişecek, devrim bir milat olacak.
Arap Baharı'na Türkiye'nin ilham kaynağı olduğu görüşleri var. Türkiye'de 10 yıldır iktidarda olan Ak Parti tecrübesine nasıl bakıyorsunuz? Devrim gerçekleştiğinde, Yemen Türkiye'yi örnek alır mı?
Gençlerin hepsi Türkiye modeline olumlu bir şekilde bakıyor. Üstelik sadece Yemen'de değil, birçok Arap ülkesinde görüştüğümde Türkiye modeline olumlu bakılıyor. Ama her ülke bir ülke devrim olduğunda ülke yönetiminde kendine ait, özgün modeller oluşturulacaktır. Mesela bizim memleketimizde başörtüsü sorunu yok, Anayasa'da kanunların İslami olması konusunda bir sıkıntı yok, herkes bunu kabul ediyor. Yani bu sorunların bizim ülkemizde olmayacak. Ama belki, çok ilginç bir noktadır ki, hem devrimciler, hem Cumhurbaşkanı'nın yanında olan insanlar, herkes Türkiye modeline sahip çıktığını halka söylemek istiyor. Arap Baharında muhakkak ki her ülke Türkiye modelinden istifade etmek istiyor.
Yemenli devrimciler olarak Türkiye halkından ve hükümetinden beklentileriniz nelerdir?
Türk halkı bilsin ki Türkiye ile Yemen arasındaki bağlantılar çok fazla. Yemen'de 10 bin Osmanlıdan kalmış Türk ailesi var. Şimdi en az bir milyon kadar Türk asıllı Yemenliler var. Yemenliler biliyor ki 300 bin Osmanlı askeri Yemen'de şehit oldu. Bu 300 bin kişinin kanı pertol için, gaz için, sömürü için akmadı. Yemenliler bunu biliyor. Mekke ve Medine'yi korumak için Yemen cephesi vardı Osmanlı'nın. Osmanlı Yemen'de sömürgecilere geçiş vermemek için geldi. Şimdi Yemenlilerin Türkiye'den beklentileri son dönemde Türkiye halkından, Yemen'in Türkiye gündemine yeniden gelmesi. Bu en önemli beklentimiz Türk halkından. Türk sivil toplum kuruluşları, dernekler Yemen halkına el uzatması ve insani yardımda bulunmasını bekliyoruz. Sanki biz kendi gücümüzle gülün dikenlerini aldık, ancak daha da güzelleştirmek için yardıma ihtiyacımız var.
ABD Salih'ten iyisini bulamaz
Salih birkaç hafta önce "Benim bu kadar yıllık iktidarım döneminde Amerika ile hiçbir problemim olmadı" dedi. Bunca yıl iktidarda kalmak kalmayı nasıl başardı sizce? Dış destekleri, dış bağlantıları neydi?
Rejimin iktidarda bulunmasının iki sebebi var, biri içten, diğeri dışarıdan. İktidarda bulunmasının iç sebebi, cahillik ve fakirlikten dolayı. Medya devletin elinde ve hep yalan ile cahil insanları kandırıyor. Bir de insanların aralarında birbirine karşı kavga çıkarmaya çalışan bir rejim. Aşiretler, partiler, mezhepler arasında insanlarda sürekli sorun çıkarmaya çalıştı. Kendisine isyan edenleri ise para, mal mülk ile elinden geleni yaparak, bir şekilde tatmin etmeyi başardı. Dışarıdan olan sebeplere gelince ne Suudi Arabistan ne de Amerika Salih gibi halkını satan birini bulamazlar. Abdullah için önemli olanın halk değil, iktidarda kalmaktır. Amerika bunu biliyor ve onun için Amerika devrimcileri desteklemiyor çünkü Ali Abdullah gibi aynı sistemi kabul edecek birini bulamıyor. Ali Abdullah Salih'in kalma sebebinden biri de komutanların hepsi onun ailesinden. Ordu ve iktidar Salih'in oğlu ve yeğenlerinin arasında paylaştırılmış vaziyette.
Yemenli devrimcilerin dış dünyadan, özellikle Batıdan destek almadığını söylüyorsunuz.
BM'de Yemen'le ilgili alınan karar bile çok yumuşak bir karardı. Batı kesinlikle Salih'in gitmesini istemiyor. Çünkü söylediğim gibi ondan daha iyi kendisine hizmet edecek birisini bulması imkansız. İstediği gibi gelip Yemen topraklarında faaliyet gösterebiliyor, uçakları Yemen'i bombalayabiliyor. Yeter ki Salih'in iktidarına dokunmasın.
MİLAT