Yeni bir dünya!

Abdurrahman Dilipak

Büyük bir kriz yaşıyoruz.. Bu çağın krizi. Kimse çok mutlu değil. Herkes gelecekten kaygı duyuyor. Şunu görelim; bu kriz bugünden yarına bitmeyecek.. Kriz bittiğinde yeni bir dünya ile karşılaşacağız. 

Kriz tek başına ekonomik ya da politik değil, dini, ideolojik, sosyal, kültürel, felsefi.. Sürecin sonuna gelindiğinde birçok ülkenin sınırları, rejimleri ve iktidarları değişecek.. Yeni dengeler oluşacak, yeni bir uluslararası düzen kurulacak.. Bana kalırsa geri dönüşü mümkün değil bu işin.. O eşik aşıldı.

İsrail için yolun sonu. Vatikan eski Vatikan olmayacaktır. AB, ABD, NATO, BM eski şekilde yoluna devam edemez.

1900’ların ortasında faşizmin beli kırıldı, son çeyrekte komünizm çöktü. Bugünkü kriz kapitalizmin krizidir. Siyonizm hem kapitalizm ve hem de uluslararası düzenin koçbaşıdır.

Yeni bir ahlaka, yeni bir felsefeye, yeni bir sanata, yeni bir ütopyaya ihtiyacımız. Bu sürecin sonunda, din algısı, tarih, mezhep, tarikat, mimari, dünya algısı, aile her şey yeniden şekillenecek. Üretim - tüketim ilişkileri, uluslararası ilişkiler ve hukuk düzeni, teknoloji, iktidar ilişkileri sorgulanacak.

Kimse geleceğin dünyasını tek başına ve ötekilere rağmen inşa edemez. Evet inanç toplulukları kendi aralarında bir vahdet, ittihad/birlik oluşturmalı, ama bu yetmez, yeryüzünün bütün erdemli insanları kendi aralarında adalet, barış ve özgürlük temelinde bir ittifak oluşturmalı. Değer üreten herkesle, nimet külfet dengesine dayalı bir itilaf kurulmalı. Haksızlık kimden gelirse gelsin, kime yönelik olursa olsun mazlumdan yana, zalime karşı olmalıyız. İşi ehline vermeliyiz..

Yeni dünya düzeninin inşasında, komünizmin, faşizmin, kapitalizmin, siyonizmin kirlerinden arınmalı ve tecrübelerinden yararlanmalı.

Tabii önce devlet değil, önce insan ve aile değişmeli.. Doğru olan bu. Bugün dünyanın geldiği noktada, düne dair kavram ve kurumlarla modern zamanların insanlarının ihtiyaçlarına cevap veremezsiniz.. İnternet, Genom, mikro kozmoz ve makro kozmoz nükleer teknoloji, ulaşım, ileri teknolojilerin hayatımıza kattıkları sonucu bugün yepyeni bir durumla karşı karşıyayız. Gelecek daha da farklı olacak. Bu anlamda geçmişin bilgi birikimi ve geleceğin umudu ile, bugünümüzü yeniden tanımlayacağız. Bilgi, emek, mal ve para serbest dolaşıma açıldı. Eğitim, sağlık alanında önemli gelişmeler oldu, enerji yolları, maden, değerli madenler ve taşlar, jeo politik ve jeo stratejik kaygılar evdeki hesapları altüst etmeye devam ediyor. Ulus devlet bitti. 20.yy kavram ve kurumlarına dayanan Kemalizm de artık yolun sonuna geldi.

Öyle görülüyor ki yeni dünya,   katılımcı, çoğulcu, şeffaf, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olacak. Çok hukuklu bir dünyadan söz ediyorum, ama bu batı demokrasisinin devamı olmayacak.. Elbette batı tecrübesinden yararlanılacak, hiçbir tecrübe reddedilmeyecek..

Şunu da görelim, her ülke, her ırk, her bölgeden, her sınıf ve cinsiyetten, kültür ve gelenekten insanlar beyinleri, yürekleri ile tüm erdemli insanlar korkuları ve umutları ile bu süreçte yerini almalı.

Yoksullardan çok güç ve servete sahip egemenler kendi güç, servet, iktidar  ve düzenlerini korumak için çılgınca maceralara girebilirler.. Yoksul ve cahil kitleleri birbirlerine kışkırtarak zaman kazanmaya çalışabilirler..

Mazlum insanlar zalimler kadar akıllı ve cesur değillerse bu işin kan, can, zaman ve iktisadi maliyeti o ölçüde büyük olabilir. Eğer merhametimiz öfkemizden, sevgimiz nefretimizden daha büyük değilse işimiz zor. Affedebilecek miyiz, korku ile umud arasında bir yerde durarak sabırlı olabilecek miyiz. Sonuçta herkes layık olduğu gibi idare olunacak.. Selâm ve dua ile..

yeniakit