ABD seçimlerinin sonuçlarını bir görelim diyorduk, seçimler oldu, ama değişen bir durum yok. Belirsizlik devam ediyor. Şimdi Türkiye mart sonu yerel seçim sonuçlarına odaklandı. Önümüzdeki hafta sonu adaylık için başvuracak kamu görevlilerinin istifa etmesi gerekiyor. Önümüzdeki seçimler için 4 ay gibi bir zaman var. YSK yeni seçim takvimini açıklayacak. Adaylar açıklanmaya başladı ama, bunlar geçici liste. Daha itirazlar olacak. YSK kesin listeyi açıklayana kadar her şey mümkün.
Bu arada Yeniden Refah Partisi adı ile yeni bir parti daha kuruldu. Mevcut partiler de AK Parti ve CHP arasında iki blokta toplanmış durumda.
AK Parti geçici aday listesini dün İstanbul’da açıkladı.
Seçim konusunu bir kenara bırakacak ve bölgeye genel bir bakış yapacak olursak, şimdi şöyle yeni bir durumla karşı karşıyayız: ABD bölgedekive Türkiye dışındaki FETÖ ve PKK’lı, DHKP-C’li DAEŞ’li kripto elemanları yeniden gözden geçiriyor. Öyle anlaşılıyor ki, bunların bir kısmı bir şekilde tasfiye edilecek, ya da ortadan kaldırılacak, bir kısmı “kadro”ya alınacak.
ABD’nin 3 PKK’lının başına para koyması bunun ilk adımı idi. Sen misin, PJAKolarak İran’a karşı görev emrine karşı çıkan. Marksist’miş, Marksistlikleri buraya kadar. DAEŞ’lilerin de Müslümanlıkları bu noktaya kadar, Vehhabilerin Müslümanlıkları da öyle. Sudeysi gibi olacaklar, yoksa akıbetleri Kaşıkçı gibi olabilir! Bu işin, tahtında müstetir böyle bir mesajı da var. Bugüne kadar sana para ve silah veren kapitalizmin ağababaları değil mi idi, şimdi aldığın desteğin karşılığını vereceksin. Vermezsen, kızım sana söylüyorum, gelinim artık sen dinlersin. Böylece birilerine aba altında sopa gösteriyorlar.
Bunlar kullandıkları bazı militanlara birtakım cinayetler işletmek için plan yapıyor olabilirler. Sonra da bu tetikçileri ya infaz edecekler, ya da arandıkları ülkelere gönderip, onlar eli ile defterlerini dürecekler. Çok kullanılan, başkalarına teslim edince başlarına iş açma ihtimali olanlar ise bir şekilde susturulacak.
Bir yandan da ABD, PKK’ya karşıymış gibi gösterirken, öte yandan PYD’ye destek vermeye devam ediyor. PYD’ye silah verir gibi gözüküyor, öte yandan bölgede bir Arap NATO’su kurmaya çalışıyor. PYD’si, SDG’yı da bu güce eklemleyecek aklınca.
FETÖ’nün ABD’deki çatı kuruluşlarından “Raindrop Vakfı”nda daha önce yönetim kurulu üyeliği yapan, “çocuk yaştakileri fuhşa sanal ortamda teşvik etmek” ve “Çocuğa cinsel saldırı teşebbüsünden” suçlu bulunarak ABD’den sınırdışı edilen Mehmet Salih Gözegir’in Türkiye’ye iadesi de dikkat çekici. Ne yani, bu haltı yediğini yeni mi öğrenmişler. Ya da bu haltı tek başına bu mu yemiş, diğerleri nerede, neden onlar için bir işlem yapılmıyor. Ya da bu iddia bir iftira olamaz mı? Başka bir suçu vardır, bu şekilde cezalandırılıyor olamaz mı? Böyle bir suçtan dolayı niye kendileri cezalandırmıyor da, bize veriyorlar. Eğer birini vereceklerse, neden bizim mahkemelerin istediği birini vermiyorlar. Aynı dosyada daha 23 kişinin adı var. Onlar da verilecek mi, ya da neden başka biri değil de Gözegir! Birileri de bu olaydan kendine göre önemli sonuçlar çıkartıyordur muhakkak.
Hemen şunu da not edelim, bu bir FBI dosyası. Yani Federal Polisi ilgilendiren bir olayın sanığı. İşin sınırötesi boyutu ile CIA ilgileniyor. Peki CIA bu işe ne diyor?
Hani bu durum, FETÖ’cüler itirafçı olup, kendilerini aklarken, eskiden beraber olup da, daha sonra FETÖ’den ayrılanların isimlerini vererek bu adamlar, bir yandan kendi kendilerini aklarken, öte yandan kendilerinden ayrılanlarını cezalandırmıyorlar mı idi, bugün işte kendilerine bu aklı verenler tarafından cezalandırılıyorlar. ABD kendi sözlerini dinlemeyenlere bir kulp takıp paketleyip teslim ediyor. Hep Türkiye’ye karşı bir jestte bulunuyor, hem de söz dinlemeyen eski dostlarını cezalandırmış oluyor. Tabii sadece bir kişiyi cezalandırmakla kalmıyor, ülkesindeki ötekilere, “söz dinlemeyecek olursanız, sizin de akıbetiniz böyle olur” demeye getiriyor.. ABD’nin ipi ile kuyuya inenler için ha bu durum ders olsun..
Bunun sağı, solu, İslamcısı yok. ABD’si, İngiliz’i, Alman’ı, Fransız’ı yok, yarın kendilerine sığınanlara onlar da aynı şeyi yapacak. Çıkarları yoksa, yük olmaya başladılarsa defterini dürerler. İlkeleri yok bunların.
Bana göre Gülen’i kolay kolay bize vermezler. Başka yere gönderebilirler. Biraz dolaştırıp, sonra da işini bitirirler. Konuşursa kendilerine zarar verecekleri kolay kolay vermezler, ama çok da beslemezler.
Bakın, bu kapıyı açtıklarına göre, arkası gelir.. Bu iş burada kalmaz..
Bir zamanlar ABD, aradığı birilerini Türkiye’ye yönlendiriyor, burada bizimkiler yakalıyor, sonra İnterpol üzerinden bu şahıslar Türkiye’den alınıp, bilinmeyen yerlere götürülüyordu. Şimdi bunun farklı bir versiyonu sözkonusu, bu kez onlar kendileri için işe yaramayan birilerini getirip bize teslim ediyorlar. Bunu yaparken de içerideki birilerine örtülü bir mesaj vermiş oluyorlar.
Apo da bize 28 Şubat sonra oluşturulan hükümete itibar kazandırmak için, paketlenip şartlı olarak teslim edilmişti..
Sıkı durun, Trump yarın Müslüman olduğunu açıklarsa şaşırmayın, öyle hemen inanmayın da. Ama her şey Mümkün. Hitler Balkanlar’da namaz kılarkenki resmini dağıttırıyordu. Napolyon Mısır’da Müslüman olduğu haberini yaymıştı, biri Müslümanlardan taraftar bulmak, öteki Müslümanların direncini kırmak için. Olur böyle vakalar.
Dünyada garip şeyler oluyor. FBI FETÖ’nün iadesi için dosya hazırlıyor. CIA, Kaçıkçı’yı Prens Selman öldürttü diyor.. ABD tarihinde ilk kez ABD, önceki senelerde çekimser kaldığı İsrail’in Golan Tepeleri’ni işgalini kınayan BM Genel Kurulu kararı için oylamada bu yıl ilk kez ‘hayır’ dedi. Bu arada, aynı ABD İsrail’in bölgede Filistinlilerin aleyhine başkaca yeni adım atmasını da engelliyor. ABülkelerinden AB’nin, ABD dışında kendi ordusunu kurması fikrine destekler gelmeye devam ediyor. ABD Çin’le anlaşma yollarını arıyor bir yandan da.
Görünen o ki, gelen günler, geçen günleri aratıyor bölge ve dünya için. Bütün bu gelişmelerden elbette etkileniyoruz, ama süreci etkiliyoruz da. Ama kimse “yarın ne olur”, bu sorunun cevabından emin değil. Bu anlamda belirsizlik son derece can sıkıcı.
Selâm ve dua ile.
yeniakit