Onlar bizim aramızda da varlar. Her dinden ve her ideolojiden. Her partide de varlar.
Her dinden dedim de aslında “Varoluşa” değil, “Yaratılış”a inanan hiç kimse öyle düşünemez. Ama “onlar iman ettik” diyorlar da “iman etmiş değillerdir. Allah’a ve ahiret gününe iman eden her kimse, “hayat ve memat”ın Allah’ın elinde olduğunu bilir. Her insanın yaratılışı ezelde takdir edildiği gibi ecelinin de Allah’ın elinde olduğunu bilir.
Bill Gates hazretleri şöyle buyurmuş(!), “Dünyanın nüfusu bugün 6.8 milyardır. 2030’da 9 milyar civarında olacaktır. Eğer yeni aşılar üretir, sağlık hizmetlerini yeniden kurgularsak bu nüfusu %10-15 azaltabiliriz.” Prof. Mehmet Ceyhan da şöyle buyurmuş, “Malthus diyor ki, insan nüfusu geometrik, gıda kaynakları aritmetik artar. Dolayısı ile insan sayısı, ömrünü uzatarak ya da doğumlarla normalin çok üzerinde artarsa bir süre sonra gıda kaynakları tükenir ve dünyada yaşam durur.”
Prof. Mehmet Çilingiroğlu da buyurmuş ki, “Şu anki dünya nüfusu 7.8 milyar ve hızla artmaya devam ediyor. Her on yılda 1 milyar artıyor. Şu an bile kaldıramıyor dünyamız bu kadar nüfusu. Pandemiler nüfusla birlikte daha sık ve daha fazla olacaktır. Bu dünyanın çok ciddi bir nüfus planlamasına ihtiyacı var aksi halde!” Daha bu kafada bir sürü “birey” sayabilirim!
“Yaratılış”, ” rızık” ve “ecel” bu işin neresinde!. İlahiyatçılarımız ne buyurur bu hususta. En önemlisi Allah ne buyurdu. Peygamberimiz ümmetinin çokluğu ile mutlu olacağını söylüyor. Elbette bu tek başına doğumla değil, insanların cehennemden kurtuluş yolu olan imanla şereflenmesi ile de mümkün. Elbette daha fazla Müslüman ailenin Müslüman çocuğu..
Birileri (!) Allah’tan ve Peygamberden çok Malthus’a, Freud’a, Darwin’e inanıyor sanki! 1500-1800 arasını Darwin’in formüle ettiği o Şeytani akılla idare ettiler, şimdi yollarına Malthus ile devam etmek istiyorlar anlaşılan. İşte böyle bir Darwin çıkıyor, bütün Kızılderilileri öldürüyorlar, kara derilileri köleleştiriyorlar, sarı ırkı sömürüyorlar.. İşte hayat böyle bir şey. Ahiret hayatı, bu dünyanın öteki yüzüdür ve o gün orada kim ne yaptığı ise hesabı görülecektir. Bu işler böyle olmayacaksa, kimin nasıl cennete ya da cehenneme gideceği belli olacak ki!
Yarın birileri pandemilerle öldürüp, sonra ölümü gösterip aşıya razı ederek milyarlarca insanı kısırlaştırabilir. Onlar da bir gün işledikleri bu cinayetlerin, katliamların hesabını verirler. Ve tabii, kendilerine alkış dağıtan, yardım edenlerle birlikte aynı cehenneme giderler. Hatta, bu haksızlıklar karşısında köşelerine çekilip, susup oturanlar da. Akıllarını kullanmadıkları için bu işlere alet olanlar ya da dünya makam ve menfaati uğruna bunların değirmenine su taşıyanlar da!
Biz iman ettik: Hayır da şer de Allah’ın iradesi içindedir. Her şey (iyilik ya da kötülük) Allah’ın izni ve iradesine bağlıdır. O bizim hayrımızı ister ve biz O’nun rızasını seçtik!
Malthusçu inkarcılardan değiliz biz. Allah yarattığı her canlının rızgının kefilidir. Allah yarattığı her canlının ecelinin de kefilidir. Hz. Ali öyle der: “(Allah’ın takdir ettiği, ertelenen) Ecelim ömrümün kefilidir. Ecelim gelmeden beni kim öldürebilir ki! Ecelim gelmişse beni kim yaşatabilir ki!”
Hep Deizmi konuşuyoruz da bugün bilim ve siyaset dünyasında imani açıdan doğrudan ve dolaylı bir şekilde Malthusçu bir savruluş yaşıyoruz.
Kuşlar her mevsimde, her gün rızgını arar ve bulur. Kimi canlılar kış uykusuna yatarlar. Kimi biriktirir. İnsanoğluna bir de akıl verildi. Elimizdeki teknik imkanları öldürmek, yok etmek için değil, yaşatmak için kullanacak olursak, kat kat yeraltına ya da göğe yükselen tarım ve hayvancılık alanları kurmak mümkün. Denizde, göllerde, akar suların altında, üstünde de gıda üretebilir, hayat alanları oluşturabiliriz. Hitler’den daha tehlikeli bu adamlar. Hani Hitler de “üstün bir ırk yaratacak”(!)tı! Sakat doğanlar, kriminal risk grubu olarak gördüğü sosyalistler ve çingeneleri de yok edecek bir yol bulacaklardı.. Bu adamlar bugün Hitler’in manevi mirasçıları. Bu kadar nüfus çok fazla, o zaman daha önce Kızılderilileri yok ettikleri gibi Çinlileri ve Hintlileri yok ederlerse dünya nüfusunun yarısından kurtulmuş olurlar. Afrika kıtasını açlıkla, susuzlukla bitirebilirler. Ruslarla Türkler birbirine girerlerse, Avrupalılar ve Yahudiler de Müslümanlara saldırdılar mı, bu iş tamam!.
Huntington ve Fukuyama’yı hatırladım. Al sana tarihin sonunu getirecek bir “Medeniyetler arası bir savaş senaryosu.” Luther’e göre, zaten Türkler Yecüc-Mecüc kavmi. Kimine göre onlar Çinliler. Müslümanlar “Anti Chirist”, yani Deccal’in soyu. Armageddon sonrası artık Mesih mi gelir, Meşiah mı? Al sana “yeryüzünde bir cennet”. Artık Humanoidler var, kölelere de gerek yok, sömürgelere de. Hele bir Starlink’ler ve 5G networku bir kurulsun. Ardından gelsin Neuralinkler, yapay zeka, nesnelerarası iletişim networku. Yaşamasına izin verilecek, her ırktan bir topluluğun da kafasına Chip takınca geriye fazla bir şey kalmıyor zaten. Gökkuşağı altında bireyler o zaman “yeryüzü cenneti”nde cinsiyetlerini bile kendileri seçebilecekler. Artırılmış gerçekliğin tadına varacaklar.
“Onlara yeryüzünde bozgunculuk yapmayın dediğinizde, ‘biz ıslah edicileriz’ derler. İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridirler”. Dileyen Malthus’a inansın, dileyen DSÖ’ye ya da FDI’ya, Bill Gates’e, Elon Musk’a, Rothschild’lere, Rockefeller’lere; bir gün ama mutlaka, bu dünyada tartışıp durduğumuz şeylerin hakikatinin bize gösterileceği bir gün var! Cehennemin yolları çoğu zaman iyi niyet taşları ile döşelidir. Ve insanlar bu şekilde, kendi cehennemlerine kendi sırtlarında odun taşırlar. Sağlık, Gıda Tarım, Teknoloji Bakanlıklarına ve digital dönüşüm ofisi yetkililerine saygı ile arz olunur. Selâm ve dua ile.