Yeni normal dünyaya ne kadar hazırsınız?

Abdurrahman Dilipak

Madem her şey makine tarafından yapılacak o zaman gerçekten bu kadar insana ne gerek var! Ne yapacak bunlar? Kimya, fizik, biyoloji, gen, makine ve enerji teknolojisi ile her şeyi yapabiliriz.

Okula ne gerek var! Beyne kayıt yapılabiliyor. Öğretmenleri ne yapalım?! Ya da o binaları ne yapacağız.. Emeğe ne gerek var, robotların ücreti, sendikası, sigortası, mesai saati yok. Üretim maliyetleri için daha rekabetçi bir alternatif yok.

Zaten insansız otomobiller geldi bile. Şoförler ne yapacak. UBER’e bile tahammül edemeyen şoför esnafı ne yapar acaba bu hususta?!

Bu kadar işçiye de gerek yok, memura da. Bilim kurullarına, müşavirlere de gerek yok. Bir humanoid bir yapay zekaya sahip süper bilgisayara bağlı ise, bütün bilgiler elinizin altında demek.

Adamlar da bu kadar insanı öldürmek trajik olur, önce “kısırlaştıralım” diyorlar. Gıda ve ilaç yeter bu iş için. Zaten Media’sı, sineması, “kültür”ü ile sadece genimizle değil, hayat tarzımızla da ilgileniyorlar. LGBT+’la kalmıyor bu iş, İstanbul sözleşmesi ile “Toplumsal Cinsiyet” kavramını çaktılar hayatımıza. Cinsel deneyim, yönelim ve tercih artık pozitif ayırımcılığa tabi. Kim niye evlensin ki bu şartlarda. Artık bizler “Gender” diye tanımlanıyoruz. Cinsiyetimiz bile değişken olabiliyor artık. Çünkü bizler artık “Din, ahlak ve gelenekten bağımsız” BİREY’leriz.

Yediklerimiz, içtiklerimizle, ilaçla kuşatılıyoruz. Tehdit artık dışımızda değil. Şeytani bir el kalbimize, beynimize el atmış durumda.

Bill Gates bizim için sentetik et üretmiş. Bir başkası, “cesetleri gömmeyelim, yakmayalım” diyor. Peki ne yapalım? Harika bir önerileri var. ABD’de bir eyalet yasa çıkardı. Yakmak enerji giderine sebeb oluyor. Kül verimsiz ve çevreye koku yayıyor. Toprağa gömmek çevre sağlığı için zararlı! Üstelik mezarlıklar artık büyük alanları kaplıyor ve verimsiz bir yatırım. Oysa, cesetler hayvan yemine dönüştürülebilir ya da kompost yaparak bu cesetleri çevreye faydalı bir şekilde bitki yetiştiriciliğinde kullanabiliriz. Ailesi de bir kavanoz kompost, alıp ona çiçek diksinler. Arzu edenler içinse artırılmış gerçeklik teknolojisi kullanılan bir sanal mezarlık. Orda ses ve görüntüleri de yayınlanabilir. Hatta Avatarını da üretebilirsiniz. Android bir kişilikle deep fake görüntüler, hatta yapay zeka sayesinde güncel meselelerle ilgili sohbet bile edebilirsiniz..

İnsan yoksa devlet ne işe yarar ki! Para zaten yakında devletlerin elinden alınacak.

Yasamaya, yargıya da gerek yok. Millete bir şey sormanıza gerek yok, beyinlerine yükleme yapıyorsanız onlara ne soracaksınız ki. Sorsanız da cevabı belli. Eğer bilgiye dayalı doğru rasyonel bir tercih peşindeyseniz GPT3’ten daha iyi mi bileceksiniz. Bilimsel, gerçekçi..

Zaten yasa yapıp da ne yapacaksınız. “Yeni Normal” dönemin yeni “Norm yasa”ları varken, yasa yapmaya gerek var mı?. Yapsanız da zaten sözleşmenin istediği gibi yapacaksınız. Yapmazsanız, Uluslararası Mahkemeye gittiklerinde bireyler o sözleşmeye dayalı savunma yapabilecekler ve o yönde karar alıp uygulayabilecekler. Ve böyle giderse, bundan sonra, yakın bir gelecekte bu davalar, yıllar almayacak. Yargıya gelince, ne o yıllar süren davalar. Sanal yargıçlar 30 saniye de bütün dosyaları incelerler, ifadeleri alırlar, tanıkları dinlerler, müdahillerin taleplerini incelerler ve kararlarını verirler. Nasıl olacak bu iş diye sormaya gerek yok, Neuralinklerle “Nesnelerarası iletişim” sayesinde siz söylemeden, düşünmeden onlar beyninizdekileri de okuyacaklar. Ne İstinaf, ne Yargıtay, ne AYM, ne AİHM!

Yanlış yapacakmışsınız da yargılanacakmışınız, yanlış yapmanıza fırsat vermeyecekler. Anında engellenirsiniz, resetlenebilirsiniz. Zaten 3 adım sonrasında, eğer “Uyum Performansınız” sorunlu ise tek tıklık canınız var. Onların planları gerçek olacaksa, biz son biyolojik insan nesli olacağız. Bizden sonrakiler “Siborg” diye anılacak. Onlar “biyonik robot” olacak. İcabında beynimizi silip yeni bir kimlik, hayali bir kişilik hatta farklı bir cinsiyet yükleyebilecekler. (Allah fırsat vermesin)

Sahi bu kadar Bakana ne gerek var! “Sophia” var ya! BM’de 2 ülkenin büyük elçilik sekreterliği görevini yapıyorlar. Vatandaşlık numaraları var, vergi numaraları var. Kimlikleri, Pasaportları var. Gender olarak cinsiyetleri var. Her dili konuşuyorlar, herkesi biliyorlar, bütün mevzuata hakimler ve görevlerinde herhangi bir aksama yok. Fazla mesai de istemiyorlar!?

Görünen o ki, bu süreç Şeytan’ın insanoğluna en büyük komplolarından biri. Başlangıçta insanın cennetten çıkarılmasına sebeb oldu, şimdi ise Ademoğullarını topyekûn Cehenneme sürüklemek istiyor. Bu Şeytani bir plan. Mesele, HES, Maske, fiziki mesefe ve kolonyadan ibaret değil!

Bakıyorum da, iktidar ve muhalefetten hemen hiç kimse, Great Reset ya da yeni normal dönemden, Starlikler’den, Neuralink’lerden söz etmiyor. 5G’nin bu süreçte nasıl kullanacağına ilişkin bir endişe taşımıyorlar. CoVID’in ve aşı’nın bu süreçteki rolünün farkında değiller.

Size bilim kurgu filmlerinden bahsetmiyorum. Bu yaşadığımız hayatın içinde yakın bir geleceğe ilişkin ipuçları içeren bir yazı. Ama insanların çoğu tehlikenin farkında değil. Sanki beyinleri uyuşmuş gibi. Ha! Biden geldi, bakanların büyük çoğunluğu Siyonist, önemli bir kısmı LGBT taifesinden pedofiliye kadar uzanan sabıkası olan kişiler. İlk atılan imzalar LGBT’lilerin orduya alınması ve cinsiyet değişikliği yapanların spor karşılaşmalarına yeni cinsiyetleri ile katılabilmeleri ve artık ABD’de, kamuya ait tesislerde tuvaletlerde kadın-erkek ayırımının olmaması yönünde.

ABD’ye Demokrasi geldi! Lut kavmini saptıran Şeytan zaferini kutluyor Washington’da, “eski normal”in töresine göre İncil’e el basarak yemin eden başkanın yanında, “Yeni Normal” dönemi temsil edenlerin adına orada ulusal marşı okuyan Lady Gaga’nın ağzından!

ABD ile dost olmak istiyorsanız, sizin de onlardan olmanız gerek. Onlar Hz. Lut’u seçmediler. Hz. Lut’u seçenler, yüzlerini onlardan çevirmek zorundalar. Benden söylemesi. 

Selâm ve dua ile.