"Türkiye çok daha büyük bir küresel ve bölgesel varlık haline geliyor. Ekonomisi dramatik biçimde büyüyor. Ülkelere uzanıyorlar ve bizimle birlikte olduğu kadar tek başlarına etkili olmayı deniyorlar..."
ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'ın bu sözleri Türkiye için hangi gerçeklerin tespitini içeriyor? Ya da Foreign Policy'deki Türkiye analizinin "Bütün Yollar İstanbul'a çıkar" başlığı altında sunulması gibi, Batı medyasında hemen her gün karşımıza çıkan aynı zamanda başkentlerde ve sokaklarda derinden hissedilen yeni Türkiye algısı nasıl bir şey?
Basra Körfezi'nden Kızıldeniz'e hatta Kuzey Afrika'ya, Orta Asya'ya kadar serbest ticaret anlaşmalarının yapıldığı, mal ve hizmetlerin serbest dolaşımının sağlandığı, ulaşım ağlarının kurulduğu, çatışma alanlarının daraltıldığı, ortaklık alanlarına yatırım yapılan bir coğrafyayı hayal emek bile mümkün değildi. Ama artık mümkün. Son yüz yılda, 1. Dünya Savaşı'ndan bu yana ayrışmaların ve çatışmaların şekillendirdiği coğrafyada bu gün bu yolda şaşırtıcı adımlar atılıyor. Birkaç yıldır dünya genelindeki heyecan verici bir Türkiye tartışmasının sebebi de bu. YAZININ DEVAMI İÇİN TIKLAYIN