“Akit Gazetesi Yöneticisi” olarak davet edildiğim toplantıyı, “Akil İnsanlar Heyeti”ne ayrılan bölümden izledim... Hoşuma da gitmedi değil... Bunu, bir “vefa göstergesi” olarak algıladım ve “onur” duydum...
Bir “hizmet”te bulunup da, “unutulmamak” ve “takdir” edilmek güzel bir şey... Toplantının “organizatör”lerine teşekkür ediyorum...
“Görkemli bir toplantı”ydı...
Haliç Kongre Merkezi’nin salonu, hınca hınç doluydu. “Sanatçılar” gelmişlerdi, “sporcular” gelmişlerdi, “STK başkanları ve temsilcileri” gelmişlerdi... “Niçin geldiklerini” de açık açık söylüyorlardı: “2023 Vizyonu’na destek için geldik.”
Gelenler arasında, en ilgimi çeken isim, Saadet Partisi eski Genel Başkanı Recai Kutan oldu...
“Demek ki” dedim;
“Vefa” denilen kelime; bir “semt adı” veya bir “boza markası” değilmiş... Recai Kutan’ın davet edilmiş olması, bir “vefa göstergesi”dir, bir “değer” vermedir, “sevgi ve saygı” nişanesidir... Recai Bey’in; “Tayyip Bey”in hemen yanına” oturtulmuş olması da, anlayabilenler için “anlamlı bir mesaj”dır...
KISA BİR TARİH TURU
Tayyip Bey; saat 15.45 civarında çıktı kürsüye... “1 saat 35 dakika” boyunca, “12 yılda neler yaptıklarını” ve eğer halk “görev” verirse, “bundan sonra ne yapacaklarını” anlattı.
Demek istedi ki;
“Bundan önce yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımızın teminatıdır!”
“Türkiye’nin geçmiş tarihi”nden örnekler verdi... 1918’e vurgu yaptı, 1940’lara vurgu yaptı, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nda Almanya ve Japonya’nın “taş taş üstünde kalmamacasına” yıkıldıktan sonra, “nasıl ayağa kalktıklarını” anlattı.
Onlar ülkelerini yeniden mamur ederken; Türkiye’nin “Önce Devlet, sonra Millet” mantığı ile, “devleti yaşatmaya çalıştığını” ama 1940’lı yıllardan itibaren, siyasete “önce millet, sonra devlet” anlayışının hakim olduğunu, AK Parti’nin de bu anlayışı devam ettirdiğini söyledi.
“Dersim”e vurgu yaptı, “yıkılan, kapatılan ve ahır yapılan camiler”e vurgu yaptı, “Kürtlere yapılan zulümler”e ve “hapse atılan ya da sürgün edilen yazarlar”a vurgu yaptı.
Sonra dedi ki;
“Bunlar, Eski Türkiye’nin uygulamalarıydı, bugün ise Yeni Türkiye’yi inşa ediyoruz.”
3 ANA BAŞLIK
Peki, “Yeni Türkiye’nin hedefleri” ne ve bundan sonra neler yapılacak?..
“Başbakan ve Cumhurbaşkanı Adayı Tayyip Erdoğan”ın önceki gün açıkladığı “Vizyon Belgesi”nde, “Yeni Türkiye Yolunda” atılacak adımlar “3 ana başlık” halinde özetlenmiş:
“Demokratik bir ülke,
Müreffeh bir Türkiye
Ve öncü ülke.”
Türkiye’nin “kangren” haline gelen ve “bir türlü çözülemeyen” sorunlarını da anlattı Tayyip Erdoğan...
“Anayasa” dedi, “kalkınma” dedi, “ekonomi” dedi, “terör” dedi...
“Çözümsüzlüğün” tek sebebi olarak da; “Statükonun değişime olan direnci”ni gösterdi.
Sonra, “42 bin denek”le bir araştırma yaptıklarını ve 2001’de AK Parti’yi kurduklarını, ondan sonra da; “ret, inkâr ve asimilasyon” anlayışına son verip, “yasak”lara karşı verdikleri mücadeleleri anlattı...
“Çünkü” dedi;
“Biz yaradılanı severiz,
Yaradan’dan ötürü.”
Dünün mağdurları iken asla bugünün mağdurları olmadık.
Herkes için demokrasi,
Herkes için özgürlük istiyoruz.
Açık ve net söylüyorum;
Eski Türkiye, artık eskide kalmıştır... Tam olarak çözemediğimiz bir tek terör sorunu ve Yeni Anayasa kalmıştır ki, inşallah onları da çözüme kavuşturacağız.”
“Anayasa’nın 104. Maddesi”ni hatırlattı Tayyip Bey... Orada; “Devletin Başı, Cumhurbaşkanı’dır... İcranın Başı Cumhurbaşkanı’dır” yazdığını ama bugüne kadar, “birçok Cumhurbaşkanı”nın; “Statüko’yu koruyan bir makam olarak kullandığını” ifade edip, dedi ki;
“Biz, Allah’ın izniyle seçilirsek; statükonun bekçisi değil, milletin hizmetkârı olmaya devam edeceğiz... Çünkü bu makam, yan gelip yatma makamı değildir...
Hedefimiz; Türkiye’nin ilk 10 ekonomi içerisine girmesini sağlamaktır... Havayolu’nu halkın yolu yaptığımız gibi, şehirlerimizi de kimlikli ve kişilikli şehirler haline getireceğiz...”
FİLİSTİN, BİZİM DÂVÂMIZ!
Zaman zaman, “proje” açıklamayı bırakıp, “güncel gelişmelere” de değindi Tayyip Bey... Meselâ, CHP ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’na; isim vermeden “ısmarlama aday” dedi ve “Yeni Türkiye”nin sorunlarının “ısmarlama adaylar”la çözülemeyeceğini söyledi.
“Filistin”den söz edip; “Bazılarının dediği gibi, Filistin’de tarafsız kalamayız” dedi ve ekledi:
“Filistin Dâvâsı, bizim dâvâmızdır... Filistinli Müslümanlar, Çanakkale’de bizimle birlikte savaştı, onlar, bizim şehitlerimizle yan yana yatıyorken, nasıl tarafsız olabiliriz?..
Kaldı ki;
Zulme rıza, zulümdür... Biz, zalimin yanında yer alamayız.
Hayatları yalan üzerine kurulu İsrail’e anlayış gösteremeyiz!.. Gazze’ye bomba yağdıran ve 100’den fazla Filistinli’yi katleden İsrail’in saldırılarını onaylayamayız!”
ERDOĞAN’IN HEDEFLERİ
Konuşmasının sonlarına doğru, “hedef”lerini açıkladı Tayyip Bey;
l “Hedefimiz yeni bir Anayasa yapmak... Hiç kimse, devlet karşısında ezik olmayacak, herkes eşit vatandaş olacak... Çünkü biz; millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik.”
l Çözüm Süreci’nin takipçisi olacak, ülkeyi huzur ve barış iklimine kavuşturacağız.
l Paralel Yapı ile mücadele hız kesmeden devam edecek... Bu arada devlet de; din-devlet alanına tahakküm eden değil, güven veren olacak.
l Yargı, yeniden yapılandırılacak.
l Bugüne kadar kimsesizlerin kimsesi, sessiz yığınların sesi olduk... Bundan sonra da; refahı, toplumun her kesimine yayacak, Türkiye’yi müreffeh bir ülke haline getireceğiz.
l Türkiye’yi; 2023 yılında dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokmayı hedeflediğimiz gibi, bir Sağlık Üssü haline gelmesini de sağlayacağız.
l Gençlerimiz; bugünün enerjisi, yarının güvencesidir. Gençlerimize yapacağımız yatırımlara öncelik vereceğiz.
l Kadınlarımız, bireysel ve toplumsal olarak güçlendirilecek.
l Evlilik ve aile korunacak.
l Ekonomide bulunduğumuz noktanın çok çok ilerisine geçilecek.
NEDİR YENİ TÜRKİYE?
“Başbakan ve Cumhurbaşkanı Adayı Tayyip Erdoğan” 1 saat 35 dakikalık konuşmasında, sürekli “Yeni Türkiye” vurgusu yaptı ve hem “Yeni Türkiye” tasavvurunu anlattı, hem de “nedir Yeni Türkiye?” sorusunu şöyle cevapladı:
l Yeni Türkiye hedefine yorulmadan, bıkmadan, yılmadan ilerleyeceğiz... Milletimiz ile, hangi siyasi görüşten, hangi sosyal, dini, etnik kimlikten gelirse gelsin bütün vatandaşlarımız ile birlikte, can cana, yan yana Yeni Türkiye idealini gerçekleştireceğiz.
Sevdamız da, dâvâmız da budur.
l Yeni Türkiye; devletin milletiyle, tarihiyle ve coğrafyasıyla barıştığı Türkiye’dir... Kendi tarihinden, kültüründen, dilinden ve coğrafyasından uzak kalan değil, aksine ondan güç alan, onunla gurur duyan bir Türkiye inşa ediyoruz.
l Yeni Türkiye; büyümüş, kalkınmış ve güçlü Türkiye’dir.
l Yeni Türkiye; daha da çoğullaşan, farklılaşan toplumumuzu kucaklayan Türkiye’dir.
l Yeni Türkiye; toplumsal refah, büyük ekonomi, siyasi istikrar ve ileri demokrasi üzerinde yükselen Türkiye’dir.
l Yeni Türkiye; her insanın vatandaş olmakla gurur duyacağı dünya devleti Türkiye’dir.
l Yeni Türkiye; dünyaya daha açık, daha şeffaf, öncü bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; bölge ve dünya barışına, adalete ve hakkaniyete daha çok hizmet eden bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; dünyaya söz söyleyen, dünya ölçeğinde hareket eden bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; bilgisi, üretimi ve yönetimi ile lider bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; eğitimden kültüre, enerjiden ulaşıma, sağlıktan çevreye her alanda artık dünyaya yeni aşamalar, yeni standartlar getiren, işler yapan bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; üretimden spora, bilimden ihracata kadar dünya markası olan bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; finansta, sağlıkta, eğitimde, kültürde dünyanın cazibe merkezi olan bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; bütün farklılıkları ile birbirini seven, birbirine kenetlenmiş, kendine güvenen özgür, sorumlu ve erdemli insanlarıyla yeniden dünyanın medeniyet merkezi olan bir Türkiye olacaktır.
l Yeni Türkiye; büyük ve öncü Türkiye olacaktır.”
HEDEF 2023
Öyle sanıyorum ki;
Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün Haliç Kongre Merkezi’nde “görkemli bir toplantı” ile açıkladığı “Yeni Türkiye Vizyonu” çok konuşulacak, çok tartışılacaktır...
Ama, şu kadarını söyleyeyim:
Bunlar, “açıkladıkları”dır... Bir de “açıklamadıkları” var ki; bunları da herhalde “Cumhurbaşkanı seçildikten sonra, yaparak gösterecek”tir...
Bizler; “Yeni ve Büyük Türkiye”nin ne olduğunu, asıl o zaman göreceğiz...
Çünkü Erdoğan; “derdi” olan bir adamdır, “sevdası” olan bir adamdır, “ideali ve hedefi” olan bir adamdır...
Hedefin özü ve özeti ise şudur:
“Millî irade, millî güç Hedef 2023.”
**************************************************************************
Ekmeleddin Bey’in “Ateist” basın müşavirleri!
CHP ve MHP’nin adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun açıkladığı “seçim bildirgesi” için; hemen herkes “fiyasko” diyor!.. Gerçekten de, “tam bir fiyasko!”
Şu hâle bakın; arkasında “CHP ve MHP” gibi 2 büyük parti, “holding patronları” ve “dev reklâm şirketleri” var ama, bula bula buldukları şu slogana bakın: “Ekmek için Ekmeleddin!”
Demek oluyor ki, “Pide” için aday arasak; “Pide için, Pidmeleddin” diyeceğiz!..
“Su” için aday arasak; “Su için, Sulattın!” diyeceğiz... “Susam için Susameddin!..”
Bu, böyle uzar gider...
Ama, önemli olan; “Ekmeleddin Bey’in, nereden nereye savrulduğu” meselesidir... Hele söyleyin; bu adamcağız, “muhafazakâr” olduğu(!) gerekçesiyle, “dindar kitleden oy almak” için “aday” gösterilmedi mi?.. Peki, şimdi “nerelerde” geziniyor?.. Kâh “Hacıbektaş”ta, kâh “gözlerinden sevgi fışkıran gençlerime çapulcu dedirtmem” diyecek kadar, “Gezi Zekâlı”ların yanında!..
Dahası; “Gazze’yi bombaladığını” göre göre; “tarafsız olmalıyız” diyecek kadar “İsrail’in yanında!”
İyi de; “muhafazakâr”(!) Ekmel Bey; bu “savrulma” ile mi oy alacak “dindar kitle”den?!?..
Ekmel Bey; yanındaki “iki ateist basın müşaviri”nin ağzına baktıkça; bırakın “oy” almayı, “bir arpa boyu yol” bile alamaz!..
Çünkü onlar, hâlâ 1970’lerde!..
yeniakit