Refah Partisi, İran’daki olaylara ilişkin resmi bir açıklama yaptı.
Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin’in yaptığı açıklamada, kamera kayıtlarının yalanlamasına rağmen darp ile öldürüldüğü yalanı dolaşıma sokulan Mahsa Amini meselesi değerlendirildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
BATI’NIN YENİ İRAN SERÜVENİ
İran’da dış tehditlerle, yaptırımlarla, izolasyonlarla bir türlü istediği sonucu alamayan Batı’nın, Mahza Amini üzerinden kargaşa ve istikrarsızlık ortamı ortaya çıkararak konunun farklı mecralara evrilmesine ve en nihayetinde sokak gösterilerine sirayet etmesine zemin hazırladığı gayet aşikardır.
ABD’nin hegemonyacı anlayış ile İran üzerinde oluşturduğu izolasyonist yaklaşımlı ağır ekonomik ambargo sonucu milyonlarca kişi yaptırımlardan olumsuz etkilenirken, ortaya çıkan baskıcı yöntemler karşısında adeta sessizliği yeğleyen ve hiçbir tepki ortaya koyamayan Washington mahreçli küresel medya kuruluşlarının Mahza Amini üzerinden yeni bir ’Arap Baharı’ oluşturulma politikasına teşne olmalarının ana nirengisini çok iyi okumakta fayda vardır.
Bu cümleden olarak, geçmişte 54. Hükümetin Başbakanı Prof.Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın vizyoner bir bakış açısıyla sıklıkla ifade ettiği İran ve Türkiye vurgusunun ne kadar gerçekçi olduğu İran’da vuku bulan son gelişmelerden daha iyi anlamak mümkündür.
Böylesi zor bir süreçte, bizlere düşen asli görev, yanı başımızda cereyan eden gelişmeler karşısında ortaya koyacağımız yapıcı ve birleştirici politikalarla sorunların değil, çözümlerin parçası olmamızdır.
Bundan böyle bölgemizi istikrarsızlaştırmaya yönelik yeni konjonktürel hamlelerin ana ekseninde Türkiye ve İran’ın yer aldığını dikkatlerden kaçırmamamız gerekir düşüncesindeyiz.
Bu konuda palyatif ve günü kurtarmaya yönelik politikaların hiçbir sonuç vermeyeceği gayet aşikardır. Bu nedenle güçlü politik hamlelerin atılması ve bölgesel iş birliğinin geliştirilmesi yönünde önemli adımların atılması her zamankinden daha büyük önem arz etmektedir.
Türkiye’yi Yunanistan üzerinden savaşa çekerek kaos ortamı oluşturmaya çalışan Batı’nın bir diğer hedefi de İran’ı içten içe istikrarsızlaştırmak ve bu kadim coğrafyayı tamamen içinden çıkılmaz girdabın içerisine sokmaktır. Bu arzu edilmeyen oldu bitti politikalar karşısında dimdik durabilmenin yegâne yolu bölgesel iş birliği ve D-8 projesinin daha etkin olarak hayata geçirilmesidir.
Farklı sekteryan ve etnisiteleri bir arada tutan coğrafyamızın kırılgan yapısının daha sağlam bir zemine oturtulabilmesi hiç şüphesiz bölgesel dengelerin korunmasıyla mümkündür.
Son olarak GKRY’den yana tavır alarak silah ambargosunu kaldıran, Yunanistan ile iş birliğini her alanda geliştiren ve son Azerbaycan- Ermeni çatışmalarında Ermenistan’dan yana tavır sergileyen Washington’un, İran’ı, Mahza Amini üzerinden istikrarsızlaştırma hamlesinin de çok iyi okunması gerekir düşüncesindeyiz.
Sonuç olarak, Siyonist İsrail güçleri tarafından öldürülen Filistinli gazeteci Şirin Ebu Akile konusunda tepkisiz kalan Batı’nın, Mahza Amini konusunda gündem oluşturmaya çalışmasının pek samimi bir yaklaşım olmadığı son gelişmelerle açıkça ortaya çıkmıştır.
Şunu ifade etmek gerekir ki, Mahza Amini konusunda şayet ihmali olanlar varsa, elbette ki adli makamların konuyu yakından takip edip gerekeni yapması gerekir düşüncesindeyiz.
Bizlere insan hakları konusunda ders vermeye çalışan ABD ve müttefikleri son yirmi yıl içerisinde Suriye, Irak, Afganistan, Libya başta olmak üzere birçok ülkeye 337.000’den fazla bomba ve füze attı.
Bu sonu gelmeyen bombardıman, yıkıcı sonuçlarıyla bölgemizdeki istikrarı, barışı ve güvenliği ortadan kaldırırken, yüzbinlerce masum insanın da ölümüne neden oldu. Batı’nın asıl bunun hesabını vermesi gerekirken, son olarak İran’ı karıştırmaya yönelik hesaplarının her zamanki gibi ters yüz olacağı muhakkaktır.