Yiğitlerimizi peş peşe kaybettikçe...

Mehmet GÖKTAŞ

Aslında ölüm bizim hiç yabancımız olmamıştır, ölüm bizim her daim gündemimizdedir, günlük derslerimizden bir derstir.

Çevremizde vuku bulan ölümlerde hep bizi görürsünüz; hastalığından itibaren ordayızdır, sonra namazını kılarız, taziyesinde bulunuruz, yakınlarına tesellide hep biz varız, kısacası biz hep ölümle beraberiz.

Lakin şu son hazan mevsimi bizi öyle bir salladı öyle bir sarstı ki, gerçekten neye uğradığımızı bilemedik.

Öleceğini aklımızın ucuna getirmediğimiz yiğitlerimizi, değerlerimizi kaybettikçe iyiden iyiye sarsıldık.

Önemli bir kısmı zindandan dışarı çıkmasını dört gözle beklediklerimizdi. Beklememiz sadece yakınlarının hasretinin bir an önce dinmesi için değildi, dışarıdaki Müslümanlar onlara muhtaçtı, onların dışardakilere verecekleri çok şeyleri vardı. Onlar Müslümanların kurmaylarıydı.

Ama unuttuğumuz bir şey vardı, bu zalim ve despot rejim onların bedenlerini mahvetmişti. İlimlerine, imanlarına, irfanlarına, sabır ve metanetlerine hiç bir şey yapamamıştı ama, böbreklerini çökertmişti, midelerini ülserle ve kanserle vurmuştu, kalplerini, ciğerlerini mahvetmişti, affedersiniz bir kısmı dışarı çıktığında baba olamayacaktı.

İşte şimdi bu vicdansız mevsimi yaşıyoruz. Zindanda can verenler verdi. Dışarı çıkanların başını sevgili Mehmed Sudan çekti, zindanda sayısız gencimize İslami icazet veren, her birini yazar ve mütercim yapan Molla Said takip etti, Mehmed Yavuz’un yokluğunu bir türlü kabullenememişken şimdi Fesih Güler’i, Mehmet Ali Tekin’i Rablerine yolcu ettik.

Daha bu arada Tatvan’dan, Şanlıurfa’dan Seyda’ları gönderdik.

Rabbimiz bu arada Türkiyeli Müslümanlara bir şeyi daha hatırlatıyor; Mısır zindanlarını, işgalci israil zindanlarını, Suud zindanlarını ve o zindanlardan her gün Hakka yürüyen âlimleri, yiğitleri asla unutmamamız gerektiğini bize hatırlatıyor.

Bizler de bir şeyle teselli oluyoruz; elhamdülillah Rabbimiz bizi unutmamış, bizimle alış veriş yapıyor, bizden can alıyor, mal alıyor ve bize cennetini satıyor.

Ya böyle bir şey yapmasaydı, bizi terk etseydi, bize bakmasaydı halimiz nice olurdu? Ne mutlu böyle bir alış veriş akdinin altına imza atanlara.