Yılın babası bir anne!
Başka bir yazı yazmıştım bu gün yayınlamak için. Başka dediğime bakmayın.
Aynı kederin; ağrı eşiğini çoktan geçmiş, geçmiş de seyredene sanki hiç ağırsı yokmuş gibi duran "sızılarını" paylaşacaktım.
Caktım dediğime aldırmayın. Kağıt ile paylaştım. Huzurunuza çıkışı ertelendi sadece.
Çünkü o haberi gördüm.
GÖRDÜM.
Aynel el yakıyn olarak.GÖRDÜM.
Görünce zor oluyor.
Can, evine sığmıyor.
Can evine sığmayınca işte böyle harflerden medet umuyor.
Hiçbirşey o haberden daha manidar bir şekilde anlatamazdı "azalan erkek kimliğini".
Hayattan çekilen babaları.
Nüfus kağıdında baba, gerçek hayatta heba babaları.
Sanki yokmuş babaları.
Hiçbir haber bu kadar derinden, bu kadar sarsıcı bir şekilde gözler önüne koyamazdı.
Artık Türkiye yılın babası ödülünü "annelerin" aldığı bir ülke.
Lütfen bu cümleye dikkat ediniz.
Öylesine kurulmadı bu cümle.
Kaç hayatın tanıklığından, kaç babanın sorumsuzluğundan kuruldu.
Haberi gazetelerde okudunuz ya da tv'de seyrettiniz.
İhtimal pek üzerinde durmadınız. Üzerinde durmamanızın pekçok sebebi olabilir.
Mesela cinsiyetiniz"
Erkekler, "kadın fedakarlığı" denen şeyin göz rengi kadar doğuştan olduğuna inanıp, aman canım fedakar olmayıp da ne yapacaktı, ne var şimdi bunu abartacak demeye yatkındır.
Kadınlar, yaptıkları onca fedakarlık arasında "o kadın"ın yılın babası seçilmesini "bir yanlışlık" olarak kodlama eğilimindedirler. Yılın annesi değil de yılın babası seçilmesi tuhaf. Spiker yanlış okudu, gazete yanlış yazdı demeye yatkındır zihinleri.
Ama yılın babası bir anne!
Lütfen dikkat buyurunuz!
Önce haberi okuyup sonra haberin satır aralarında pür dikkat kesilerek.
Haber şöyle: "Şanlıurfa'nın Birecik ilçesinde her gün yaklaşık 1 kilometre yol kat ederek kızının eğitimini sürdürmesini sağlayan fedakar anne Zeynep Karakuş Babalar Günü öncesi ilçede 'Yılın Babası' ilan edildi."
Zeynep Karakuş'u "Yılın babası" seçenleri canı gönülden kutluyorum.
O Zeynep Karakuş ki, bir yaş büyük olan kızının okula gitmesini bir yıl geciktirerek cam hastalığına yakalanmış olan küçük kızını, karda ve buzda kucağında okula taşıyarak sınıf birincisi olmasına vesile olan anne.
Onu yılın babası yapan ne? Kocası evi terk edip gidiyor çünkü. O çocuklarının hem annesi hem babası. Şehrin tuzu kuru kadınları! Yani bu satırların yazarı gibi olanlar "haftada bir okula gitmeyi" zor başaranlar!
Her sabah ve akşam kucakta taşınan bir çocuğun hikayesine karışabilir mi?
Üstelik şehrin tuzu kuru kadınlarının geçim derdi yok, seçim derdi vardır yalnız. Onu mu alayım, bunu mu alayım/Onu mu giyeyim bunu mu giyeyim kararsızlıkları.
Ama komşularının yardımıyla geçinen Zeynep Karakuş, her sabah ve her akşam her an kırıldı kırılacak kemiklerle hayata tutunan kızını "okullu" ederek ona taht kurmaya çalışıyor, baht kurmaya çalışıyor.
Çocuklarını tek başına büyüten anneler kendilerine anneba diyor.
Evlenmek hak olduğu kadar boşanmak da hak. Ama annesini artık sevmediğiniz çocukları sevmeme hakkını ne din, ne hukuk, ne örf ve adet vermiyor size. Anneba'lar sanki yokmuş gibi babalara rağmen büyütüyor çocuklarını. Tıpkı Zeynep Karakuş gibi.
Erkekler sadece gayri ahlaki olanda birbirlerine destek vermek yerine birbirlerine baba olma yükümlülüklerini hatırlatmalı. Anne cinayetlerinin arkasında ne var zannediyorsunuz.
Türkiye artık kadınların yılın babası seçildiği bir ülke.
Buraya bir mim koyunuz lütfen!
yenişafak