Çeçen-İçkerya Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Ahmet Zakayev, Londra'da zehirle öldürülen eski FSB ajanı Aleksandr Litvinenko'yla paylaştığı son dakikaları Newsweek'e anlattı.
Ölüm emrinin Kremlin'den geldiğine inanan Zakayev, ölüm döşeğindeki dostunun eşi Mariya'ya söylediklerini şöyle aktardı: "Eliyle yatağının yan tarafında havaya bir çizip seslendi: 'Marina her zaman bir savaşta olduğumu biliyorsun. Savaşarak ölüyorum. Ölüyorum, beni gafil avladılar ama üzemediler, bu yüzden siz de ağlamayın.' Bu çok gerçekçiydi ve politik bir bildiri değildi. İki gün sonrada öldü."
Ljtvinenko ile olan arkadaşlığınızı nasıl tanımlıyorsunuz? Siz komşuydunuz, değil mi?
Biz aynı yönde düşünen iki kişiydik. Aynı zamanda komşuyduk ama en önemlisi çok yakın arkadaştık. Litvinenko'yu 1996'dan beri tanıyorum ama 2002 baharına kadar onunla görüşmemiştim. Bizi Berezovski tanıştırdı. 2002 güzünden sonra çok iyi arkadaş olduk.
2003'de Litvinenko'nun ve sizin evinize bomba atıldı. Ne oldu?
Aynı gün birkaç dakika ara ile meydana geldi. Atılan molotofkokteyli idi. Benim evime mutfağın penceresinden atıldı. 5 dakika sonrada Litvinenko'nun evine atıldı. İkimizde baskının arttığını hissediyorduk. Aslında bana neler olabileceğini ve bu olacakları nasıl engelleyip kendimi nasıl koruyacağımı söyleyen Litvinenko idi. Atılan molotofkokteylileri küçük provokasyondu. Bizi öldürmeyecekti. Uyarı amaçlı idi. Polis olayla ilgili soruşturma açtı ama önemli olan Litvinenko'nun Rusların bize İngiltere'de ciddi bir şey yapmayacaklarına ikna olmuş olmasıydı.
Rusların Litvinenko'nun ölümüne karıştıkları farz edilirse taktiklerindeki değişikliğin nedeni ne olabilir?
İlk olarak ben soruşturmanın tanıklarından biriyim ve soruşturmacılara düşündüklerimi açıkça söylediğim için bazı konularda basına konuşamam. Litvinenko'nun bu yıl İngiliz vatandaşlığı aldıktan sonra fazla rahatlamış olabileceğini ve daha önce olduğu kadar dikkatli ve hazır olmadığı bir anında onu yakaladıklarını düşünüyorum. Bunun yanı sıra Rus gizli servislerinin İngilizlerin Litvinenko'yu öldüren şeyi bulmalarını ummadıklarını da düşünüyorum çünkü bu derece uzmanlık ve teknolojiye sahip bir ülkenin bunu bulması üç hafta aldı. Litvinenko ölmeden sadece üç saat önce onu zehirleyen şeyin polonyum-210 olduğu tespit edilebildi. Gizli servislerin Litvinenko'yu zehirleyen şeyin bulunabileceğini düşündüklerini sanmıyorum.
Londra ve Moskova arasında uçan İngiliz Havayolları uçaklarının uçuşlarının durdurulması konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu Rusların olaya karışmış olma ihtimallerini güçlendiriyor mu?
Burada açık bir şekilde Moskova'nın bağlantısı var. Bu konuda İngiliz polisi tarafından bir açıklama yapılmadan önce bile olayın Moskova tarafından yapıldığı konusunda güçlü hislerim vardı.
Zehir FSB'nin işareti mi? Ukrayna Devlet Başkanı Viktor Yuşçenko da iki yıl önce devlet başkanlığı için yarışırken zehirlenmişti ve onun zehirlenmesinin de FSB ile bağlantılı olduğu konusunda spekülasyonlar vardı.
Yuşçenko'nun zehirlendiği sıralarda Litvinenko 1995'te (eski Rusya Devlet Başkanı Boris) Yeltsin tarafından kapatılan ve 2002'de geri açılan Moskova'daki bir zehir laboratuarı ile ilgili "FSB'nin Silahı Zehir' adında bir hikaye yazıyordu. Bu da bizi Rusya'ya götürüyor ama bu sefer sorduğumuz soru şöyle: Direkt olarak hükümet tarafından mı yapıldı, yoksa hükümetin parçası olmayan ancak hükümetin kontrolündeki bir tür organizasyon tarafından mı? Ne şekilde olursa olsun bu Rusya'dan gelen bir tehlike ve batılı hükümetler bu konuda ne yapılması gerektiğini düşünmeliler.
İngiliz hükümetinin bu soruşturmada Kremlin'e baskı uygulamak için yaptığı şeylerin yeterli olduğunu düşünüyor musunuz?
Bence İngiliz hükümetinin tepkisi yeterli. Başlangıçta olayı araştırmak için fazla somut bir şeyler yapmıyorlardı ama zehrin nereden geldiğini gösteren pek delil de yoktu. İngiliz hükümetinin gerçekleri bulduktan sonra politik amaçlardan dolayı onları örtbas etmeyeceğinden eminim. Çünkü bu olay İngiliz topraklarından meydana geldi ve gerekli tepkiyi gösterip vatandaşlarını korumak için gereken şeyleri yapacaklarını sanıyorum.
Litvinenko hastanedeyken nasıldı?
Aleksandr daha hastalandığı ilk geceden kendisini kimin ve ne zaman zehirlediğini biliyordu. İlk zamanlarda oldukça aktif ve güçlüydü. Daha sonra çıkan fotoğraflardaki ölmekte olan yorgun adam değildi. Çok güçlü biriydi. Günde 12 kilometre koşardı ve sağlam bir kalbi vardı. Ve zehirlenme olduktan iki hafta sonra saçları dökülmeye başladığında hem o hem biz hayatının tehlikede olabileceğini hissettik. Saçları dökülmeye başladıktan sonra işler ciddileşti. Doktorlar onu zehirleyen şeyin talyum olduğunu söylediler ve ona panzehir vermeye başladılar ve Londra'daki Üniversite Hastanesi'ne kaldırdılar. Hastanedeki ilk gününden sonra (tüm gün yanındaydım) gece yarısı yoğun bakım ünitesine alındığını söylemek için beni aradı. Doktorların bir tür kriz bekliyormuş gibi görünmelerinden dolayı da oldukça şaşırmıştı.
Litvinenko ile aranızdaki son konuşma neydi?
Yoğun bakımda kaldığı günden sonra büyük oğlumla birlikte onu ziyarete gittim. Eşi Marina ve oğlu da oradaydı. Öldüğünü hissediyordu ama bunu direkt olarak eşine söylemek istemiyordu. Bir şey hariç söylediği diğer şahsi şeyleri anlatmak istemiyorum. Eliyle yatağının yan tarafında havaya bir çizgi çizdi ve "Marina her zaman bir savaşta olduğumu biliyorsun. Savaşarak ölüyorum ve buda ön cephe. Yatağımın olduğu yer. Ölüyorum, beni gafil avladılar ama üzemediler bu yüzden siz de ağlamayın ve kendinizi üzdürmeyin" dedi. Bu çok gerçekçiydi ve politik bir bildiri değildi. İki gün sonrada öldü.
Kendi güvenliğiniz için endişeleniyor musunuz? Peşinizde birileri varsa İngiliz topraklarından bile güvende değilsiniz.
Birçok kişi korkup korkmadığımı söylüyor. Şahsen ben korkmuyorum çünkü cesur biriyim ve hayatını korku içinde yaşayamazsın. Unutmamamız gereken şey bu cinayetin bir Rus siyasi muhalifine karşı işlenmiş bir cinayet olmadığıdır. Bu bir İngiliz vatandaşına karşı işlenmiş bir cinayet. İngiliz halkı ve hükümetinin bunun İngiliz topraklarında kendi insanlarının başına gelmesine izin vermemelerini ve olaylara yeterli tepkiyi gösterip gerçeği bulmalarını umuyoruz.
Kaynak: Ajans Kafkas