5.5 yıldır İran Dışişleri Bakanlığı’nı yürüten Muhammed Cevad Zarif’in geçen hafta beklenmeyen istifası diplomasi dünyasında olduğu kadar, İran’da da derin etkiler meydana getirdi; her ne kadar, bu istifa C.Başkanı Rûhanî tarafından kabul edilmese de..
***
İran medyası, bu istifanın etkisinin gelecekte daha da derin olacağı konusunda görüş birliğindeydiler. Bu, medyada iki karşı uçta bulunan Cumhûri-i İslâmî veKayhangazetelerinin 26 Şubat günlü başyazılarında, Zarif’in mutlaka kalması gerektiğikonusunda birleşmesinden de anlaşılabilir.(Her iki gazetenin Genel Yayın Md.nü de İnkılab Rehberi’nin vazifelendirdiği yine de unutulmamalı..)
Cumhûrî -i İslâmî gazetesi başyazısında, Zarif’i ‘Son 40 yıl içindeki en başarılı ve hele de 5+1 ülkeleriyle nükleer teknoloji konusunda yapılan çetin müzakereler sırasında İran’ın haklarını garanti altına alan ‘Bercam’antlaşmasını imzalamış olması hasebiyle bir millî kahraman olarak görülmesi’ şeklinde değerlendirirken; Kayhan gazetesi ise, tam da, ‘Suriye’de büyük bir zafer kazandığı’ iddia olunan ‘Beşşar Esed’in ilk kez olarak İran’a gelmesi ve doğrudan Rehber’le görüşmesi’ne denk getirilmesinin düşmanlara malzeme vereceğine dikkat çektikten sonra,‘Bercam’ı imzalaması gibi birçok hataları olsa bile, Zarif’in yine de kalması gerektiği’ şeklinde değerlendiriyordu.
Anlaşılıyor ki, bu istifa, en çok da, Suriye rejiminin başındaki Beşşar Esed’in -diplomatik örfte yeri olmayan bir şekilde-, Zarif’in bile haberi olmaksızın Tahran’a gelmesi ve yine Zarif’in ve Cumhurbaşkanı Hasan Rûhanî’nin de bulunmadığı şekilde, doğrudan, en yüksek makamda bulunanKhameneî’yle görüştürülmesiyle ilgili idi.. Çünkü bu görüşmede sadece, İran’ın Suriye’deki askerî operasyonlarının kumandanı olduğu bilinen Serdâr(General)Qaasım Suleymanî ile, 1981-1997 arasında kesintisiz 16 sene Dışişleri Bakanlığı yapmış olan Ali Ekber Velâyetî bulunuyordu; yani, C. Başkanı ve Dışişleri Bakanı devre dışı bırakılmıştı!
***
Daha önce, özellikle de Zarif’in hele de Amerikalı muhataplarıyla görüşmesi sırasında tebessüm etmesine, ‘Ben inkılapçı birisiyim. Diplomasi gereği diyerek tebessüm edemem!’ diye değinen İnkılap Rehberi Khameneî’nin, bu kez, Baasçı-laik iktidarını korumak için 1 milyona yakın insanın ölümüne yol açan ve sadece 3,5 milyonu Türkiye’de olmak üzere 7 milyon kadar Suriye vatandaşının da evlerini- barklarını terk edip başka ülkelere sığınmak zorunda kalmasına ve perişan olmasına sebep olan Beşşar Esed’i, dişleri gözükecek şekilde derinden gelen bir tebessümle kucaklaması ilginçti.
Nitekim, General Süleymanî bu kucaklaşmayı, ‘Babasından ayrı kalan bir oğulun babasıyla buluşması ve ona sarılması gibiydi. Bu basit bir şey değil!’ diye anlattı.
***
Tabiatiyle, Zarif’in istifasını sadece bu görüşmeye bağlamak yanlış olur. Ama denilebilir ki bu ziyaret esnâsında, Rehber etrafında gösterilen güç gösterisi, bardağı taşıran damlaolmuştur.
***
Bu durumda özellikle de şu hususlar öne çıkıyor denilebilir:
1- Rehber Khameneî ile en yakınındaki, kanûnen sorumlu olmayan Suleymanî ve Velâyetî, hele de Suriye buhranı üzerine, Zarif ve Ruhanî’nin izlediği siyasete güven duymamaktadırlar.
2- Zarif, dış siyasetin, Dışişleri Bakanı tarafından şekillenmesi gerektiği düşüncesiyle; Rehber’in etrafındaki sorumlu olmayanlarca şekillendirilmesine dolaylı bir itiraz geliştirmiştir.
***
Anlaşılıyor ki, Zarif’in istifası, İran’ın iç siyasî dengelerinde sarsıcı bir etki meydana getirmiştir. Bundan dolayı, Serdâr Suleymanî bile şimdi, ‘Dışsiyasetin sorumlusu Zarif’tir’ diyor. Halbuki, yıllardır ve defalarca, ‘Dış siyasetin tek belirleyicisinin İnkılap Rehberiolduğu’ vurgulanıyordu.
Kısaca, kâse çatlamıştır. Yapıştırılsa da, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.