Zeynep Kâmil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi

Merve Kavakçı

Son yıllarda sağlık alanında yapılan reformlar bu dönemin en önemli gelişmelerinden hiç şüphesiz. Parası olanın düdüğü çaldığı bir dünyada, kapitalizmin pençesine takılmadan hayatını idame ettirebilenler için dünkü sağlık sektörü ile bugünkü arasında belki de çok fark yok. Zira onlar, özel sektörün kendilerine ayırdığı fildişinden yapılmış mekânlarda hem hizmetlerini alıyorlar, hem de sağlıklarına kavuşabiliyorlardı hep. Oysa benzer bir muamele görmeye maddi imkânı yetmeyenler, az paraya az düdük çalınır esası ile maddiyatlarınca doğru orantılı olarak verilen sağlık hizmetlerini alabiliyorlardı. 

Ülkemizde devlet hastanelerinin halinin içler acısı olduğu, hasta olanın daha da hastalandığı ortamlardan, bugün işlerin, işlemlerin tıkır tıkır yürüdüğü, insanların hangi arka plana sahip olursa olsun, bir vatandaş olarak güler yüzle, insanca ve belki de en önemlisi bir hastanın en çok ihtiyacı olan merhamet duygusu ve davranışı ile muamele gördüğü devlet kurumlarına dönüşümüne hep beraber şahit oluyoruz.

Bir vesile ile adını hep duyduğumuz, meşhur Zeynep Kamil Hastanesi’ne uğradım. Gördüklerim de bütün bu değişimi teyit eder nitelikteydi. Böyle, işlevi açısında önemli ve tarihi bir mekânın, Osmanlı döneminde çatısı altında yapılan hayır hizmetlerini aratmayacak nitelikte ve insana “atalarımız bugünleri görselerdi, mutlaka gurur duyarlardı” dedirtecek hizmetlerle Türkiye insanı ile kucaklaşmış olması, Türkiye’nin ne kadar değiştiğinin de önemli bir göstergesidir. Bu değişimde hiç şüphesiz en önemli pay, hastanenin yönetiminden sorumlu Uzman Doktor Mustafa Eroğlu beye ait. O da eşi gibi kadın hastalıkları ve doğum mütehassısı. Bir mekânda başı çekenler işinin ehli olur, sorumluluklarını ibadet ediyormuşçasına bilinçle taşır, hiyerarşik düzende en alttaki işten, en yukarıdakine kadar bütün meseleleri gocunmadan, bilakis aşk ve sevk ile kendi başına takip eder, “bizim insanımız her şeyin en iyisine layık, onlara nasıl daha iyi hizmet edebiliriz?” anlayışını motto edinirse o mekân düzelmez, gelişmez ve üretmez de ne olur…

Zeynep Kamil’in işleyişi ile ilgili bilgileri, ziyaretim sırasında Dr. Yeliz Doğan Merih hanım veriyor. Öğrendiklerim arasında beni en çok heyecanlandıransa, hastanenin “Keyifli Doğum Ünitesi” projesi oluyor. Eroğlu ailesinin fikir ürünü olan proje, doğum gibi insanın varoluşunda önemli bir mihenk taşı olan hadisenin, mahremiyet ve maneviyat gibi güzel değerler çerçevesinde tecrübe edilmesini bütün anne adaylarına yakınlarıyla birlikte, bir hizmet olarak sunuyor. 

İstanbul’un ilk özel hayır kurumu olan Zeynep Kamil’den ayrılırken düşünüyorum… 1862 senesinde Sadrazam Yusuf Kamil Paşa ve eşi Zeynep Hanım tarafından özel mülklerinde hastalara ücretsiz hizmet vermek amacıyla yaptırılmış olan bu kurum, cumhuriyet rejiminin bütün ihmallerine rağmen hâlâ ayakta ve şimdi doğru ellerde yeşeriyor. Ana girişin üzerindeki ayet-i kerimede buyurulduğu üzre “fihi şifaun li’n nas” yani “onda insanlar için şifa vardır” emrine uygun şekilde hizmet sunuyor. Hayır defterinin kapanmaması bu olsa gerek… Bugün buna vesile olanlara ne mutlu. İmrendim.

yeniakit