Zilhicce ayı üzerine

Abdurrahman Dilipak

Allah'ın (c.c) ilk 10 günü üzerine yemin ettiği Zilhicce ayı üzerine düşünceler

ZİLHİCCE AY’I ÜZERİNE DÜŞÜNCELER

Haram aylar”dan olan bu sene Zilhicce ayı 7 Haziran Cuma günü başladı ve Zilhicce ayının 9. günü 15 Haziran Cumartesi günü Kurban Bayramı Arefesi'dir. İlk 10 günde Hac ve Kurban Bayramı’ndaydık. Ve bugün 17 Haziran, Allah’ın üzerine yemin ettiği o günlerin sonuncusundayız.

Ve tam böyle bir zamanda Gazze kan gölü, ümmet haksızlıklar ve zulüm karşısında sessiz, İsrail Güney’den sonra Kuzey’de yeni bir cephe daha açtı. Artık Gazze’de vuracak yer kalmadığı için, mülteci kamplarına saldırıyor, kadın, çocuk, yaşlı ve hastaları katlediyor.

İsrail hiçbir zaman gerçek anlamda meşru bir devlet olmadı. Bu sadece bizim iddiamız değil, birçok Yahudi/Rabbi Musevi de böyle bir devletin kendilerinin değil, Siyonistlerin devleti olduğu görüşündeler. Devlet kisvesine bürünmüş bir terör örgütü olarak kaldı hep. Hitler kovaladı, İngilizler onları toplayıp buraya yerleştirdi, ABD ise koruyor.

Gazze ve Epstein olayı aslında İsrail’in öteki kanlı ve kirli yüzünü gösterdi dünyaya. Pedefolik Satanistlerin dinle bir alakaları yok, onu bir maske gibi kullanıyorlar.

GlobalReset çetesinin de arkasında bunlar var. CoVID günlerinde, mRNA konusunda biz direnirken, onlar “biz ıslah edicileriz” diyerek, “Şifacı maskesi” ile bize ne diyorlardı? Biz de onlara “siz bozguncularsınız” diyorduk. Ama bizimkiler, bize değil DSÖ’nün yalanlarına inandılar, kendilerine inananları aşıladılar. “Kalem süresi”de Allah (cc) ne buyurdu: ﴾8﴿ “Şu hâlde seni yalancılıkla itham edenlere boyun eğme!” Evet, onlar bizi de dinimizi de yalanlıyorlar. İnsanın tanrı olacağını söylüyorlar. Biyolojik insan neslini sona erdirmekten söz ediyorlar. Onlara göre insan, DİN, AHLAK, GELENEK ve BİYOLOJİK CİNSİYETinden bağımsız, GENDER diye tanımlanan, NESNELERARASI İLETİŞİMİN NESNE’Sİ olan GENOM bir BİREY! Ve artık o SİBORG olarak anılacaklar. Bunu gizlemiyorlar ki, ama bizimkilerin gözleri var görmüyorlar, kulakları var duymuyorlar, kalpleri var hissetmiyorlar. İhtirasları, korkuları ve öfkeleri sanki akıllarını zail etmiş. Gittikleri yolun sonunda varacakları yerin farkında değiller sanki. (Kalem 9) “İstedikleri şudur: Sen tâviz veresin ki, onlar da tâviz versinler”. (12): “İyiliğin sürekli önünü kesen, davranışlarında hiç ölçü tanımayan, alabildiğine günaha dadanmış olana, (13): Kaba ve katı kalpli olup, üstelik soysuzlukla damgalanmış kimseye. (14): Malları ve oğulları var diye sakın onlara boyun eğme!” Evet evet, sakın ola onlara sayıları ve paraları çok diye rağbet etme, sonra, Şeytan ayağınızı kaydırır da bir de bakmışsınız onlardan olmuşsunuz. Bizim mücahidler müteahhitliğe başlayınca, Tarikatçılar Holding patronu olunca böyle olmadı mı?

Fecr suresi”nin girişinde bize ne haber veriliyordu. “Karanlık gecenin aydınlık bir sabahı”nı bekleyenler için Rabbimiz Fecr suresi’nin girişinde “şafak vakti”ne yemin ediyor ve müjde veriyor.. “Her zorluktan sonra bir kolaylık vardır”. “Karanlığın en koyu anı aydınlığa en yakın olduğu zamandır”.

“﴾1﴿Yemin olsun şafak vaktine; ﴾2﴿ On geceye; ﴾3﴿ Çift olana ve tek olana; ﴾4﴿ Geçip gitmekte olan geceye. ﴾5﴿ Aklı olan kimse için bunlar yemine konu olacak kadar önemli değil midir? ﴾6﴿ Görmedin mi, rabbin ne yaptı Âd kavmine; ﴾7-8﴿ Ülkeler içinde benzeri yaratılmamış olan, sütunlarla dolu İrem’e; ﴾9﴿ Vadide kayaları oyarak şehir yapan Semûd’a; ﴾10﴿ Kazıklı Firavun’a? ﴾11﴿ İşte bunların hepsi ülkelerinde azgınlık etmişlerdi. ﴾12﴿ Oralarda durmadan fesat çıkardılar. ﴾13﴿ Bu yüzden rabbin onların üzerine kırbaç gibi ceza yağdırdı. ﴾14﴿ Çünkü rabbin her şeyi yakından izlemektedir. ﴾15﴿ İnsan var ya, rabbi ona imtihan için ikramda bulunduğunda ve onu nimetlere boğduğunda, “Rabbim bana ikram etti” der (mutlu olur). ﴾16﴿ Onu imtihan edip rızkını daralttığında ise “Rabbim beni önemsemedi” der (mutsuz olur). ﴾17﴿ Hayır hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmiyorsunuz. ﴾18﴿ Birbirinizi yoksulu yedirmeye teşvik etmiyorsunuz. ﴾19﴿ Mirası hak hukuk demeden yiyorsunuz. ﴾20﴿ Malı aşırı derecede seviyorsunuz.”

Şeytan, bugün de o zalimlerin mirasçısı, zihniyet ikizlerine yeraltına kendilerine korunaklı şehirler yapan, ya da ay’da kendilerine kaçacakları yer arayanlarla oyun oynuyor. Onları kendi yalanları ile kandırıyor.

Dul ve Yetimi görüp gözetmiyor, yurtlarından çıkartılanlara, yolda kalmışlara, yoksullara yardım etmiyorsunuz. İstişare ve Şura’ya, ehliyet ve liyakate dikkat etmiyor, adalet terazini doğru tutmuyor, ölçü ve tartıya dikkat etmiyor, torpil ve rüşvetten yakamızı kurtaramıyor, helal ve harama özen göstermiyoruz. Oysa cimrilik etmemeye, yalan söylememeye, zina etmemeye, Allaha şirk koşmamaya, yeryüzünde kibirle yürümemeye, cimrilik etmemeye, kamu malına ve kul hakkına el uzatmamaya, din ve devlet büyüklerini İlah ve Rab edinmemeye söz vermemiş mi idik. Bu konuda haddi aşanlar için acıklı bir azab vardır.

Kafirler’den ve zalimler’den korkmayın, Allah’tan korkun! (Ali İmran 175). Allah onlara mühlet verdi. Onlar da bununla şımardılar ve zulümlerini artırarak yollarına devam ediyorlar. Oysa bu durum onların hayrına değil. Allah, onlara bu mühleti günahlarını artırsınlar ki, cezaları da artsın diye yapıyor bunu (Ali İmran 178). Allah (cc) mü’minleri içinde bulundukları zor durumda ila-nihaye bırakacak da değildir. (Ali İmran 179)

Kehf suresinin 100. Ayetinden sonraki ayetlere baktığımızda ne görüyoruz? Evet Onlar, Allah’ı bırakıp Allah’a savaş açan Satanist pedefolilerin kendilerine yardımcı olacağını mı, onların yardımı ile bozulan düzenlerini imar edeceklerini mi sanıyorlar. Oysa Allah (cc), zalimlere yardım etmeyin, haksızlıklar karşısında susmayın, adil şahidler olun, yoksa ateş size de dokunur demedi mi? O Allah cehennemi o inkarcılar için bir konaklama yeri olarak hazırlamadı mı! Onlar, iklim yalanlarına, yeryüzünde bir cennet, ebedi bir hayat yalanlarına kanarak iyi şeyler yaptıklarını zannediyorlar. Oysa onlar ıslah edici olduklarını zannettikleri birilerinin peşine düşüp, onların yalanlarına kanıp bozgunculuk yaptıkları için yaptıkları bütün işler boşa giden kimselerdir. Cehennemin yolları iyi niyet taşları ile döşelidir. Bize denmedi mi, “Şeytan sizi Allah’la aldatmasın” diye.

Bu yıl hicri yılbaşı, 7 Temmuz 2024 Pazar gününe denk geliyor. Yani 20 gün sonra Hicri yılbaşı, yani Muharrem ayı! Muharrem de “haram aylar”dan. Biliyorsunuz haram aylardan “Zilkade, Zilhicce, Muharrem” arkası arkasına geliyor ve “Receb” tek başına. Hicri takvimin ayları da şöyle: Muharrem, Safer, Rebiülevvel, Rebiülahir, Cemaziyelevvel, Cemaziyelahir, Recep, Şaban, Ramazan, Şevval, Zilkade ve Zilhicce.. İslam’da hem ŞEMSİ, hem KAMERİ takvim kullanılır. Günlük ibadetler GÜNEŞ’in hareketine göre, yıllık ibadetler AY’ın hareketine göre yapılır.

Bu zor günlerde, rahmeti bol bu günlerde çokça tevbe edelim, Allah’ı çokça analım. Kurla yüzleşelim, dua edelim. Muhakkak ki Allah (cc) her şeyi görmekte, duymakta, bilmektedir ve O mutlak iktidar ve hüküm sahibidir.

Bayram sonrası ülkemizi, bölgemizi, dünyayı daha da zor günler bekliyor olabilir. Tevbe ve Sabır.. Ve dua. Unutmayın, değişmesi gereken biziz. Ve biz kendi hakkımızdaki hükmü değiştirmeden Allah bizim hakkımızdaki hükmünü değiştirmeyecektir. Değişmenin şartı buna bağlıdır. İnsin şeytanlarına dikkat. Onlar her yerdeler. Onlardan uzaklaşalım ya da onları kendinizden uzaklaştıralım.

Sizleri Fecr’in sahibine emanet ediyorum. Zilhiccenizi tebrik ediyorum. Selam ve dua ile.