Bugün Ramazan'ın birinci günü, ayrıca mübarek Cuma. Rabbim alem-i İslam için, bütün insanlık için hayırlara ve güzelliklere vesile kılsın. Özellikle her birimiz için İslam adına müşahhas adımlar atabilmeyi, mesafe alabilmeyi, seviyemizi yükseltebilmeyi bizlere lutfeylesin.
Gelecek yıl bugün Ramazan'ın onuncu gününde olacağız, daha sonraki yıl yirmisinde ve bu şekilde yaklaşık on beş yıl uzun ve sıcak yaz günlerinde Ramazan yaşayacağız, oruçlu olacağız.
Soğuk, sıcak, uzun kısa, yılın bütün mevsimlerini, bütün günlerini Ramazan'la nasiplendiren Rabbimiz, böylece kullarını her türlü şartta imtihana çekiyor.
Elhamdülillah bizler Allah Teala'nın Ramazan'ı bu şekilde mevsim mevsim dolaştırmasındaki nice hikmetine yaşayarak bizzat şahitlik ediyoruz. Bize verdiği sabrı ve gücü bizzat görüyoruz.
Bununla birlikte, zinde bir Ramazan geçirebilmemiz için yapmamız gereken şeyler vardır.
Ramazan'da izine ayrılmalıyız
Öncelikle, ağır ve yorucu işlerde çalışanlar, mümkün olduğu kadar yıllık izinlerini Ramazan ayında kullanmalıdırlar.
Kendi işinde çalışanlar veya benzer durumda olanlar, velev ki maddi yönden birazcık zarar görecek olsalar bile, işlerini hafifletmeli, ara vermelidirler. Çalışmak zorunda olanlara, izin hakkı olmayanlara söyleyecek bir şeyimiz yok. Fakat zinde bir Ramazan yaşayabilmemiz için, müsaadenizle dünyamızdan birazcık olsun fedakârlıkta bulunabilelim.
İzin hakkını dünyevi bir menfaati ve zevki uğruna kullanıp, Ramazan ayını çalışmakla geçiren, iftar vakti yorgun argın, bitmiş tükenmiş bir şekilde evine dönen bir kişi olmamalıyız.
Görebildiğimiz kadarıyla önümüzdeki yıldan itibaren Avrupa'da çalışan gurbetçilerimizin önemli bir bölümü Ramazanlarını Türkiye'de geçirmeye çalışacaklar. Bu da hem kendileri için, hem de bizler için bir değişiklik, bir güzellik olacak inşallah.
Elhamdülillah, izinlerini hacc için, umre için, zinde bir Ramazan yaşamak için, diğer İslami etkinlikler ve cemaat çalışmaları adına kullananlara şahitlik ediyoruz.
Bizim dememiz o ki, önümüzdeki yıllardan itibaren daha ciddi bir şekilde bu imtihanla karşı karşıya olacağız.
Öncelikle Ramazan ayında fail olmalıyız, özne olmalıyız.
Zinde bir Ramazan geçirmekten maksat elbette budur.
Hayatımıza ve vaktimize kesinlikle egemen olmalıyız. Şahsımız adına bütün kontrolü elimize almalıyız. Bizzat kendimiz yapan ve eden olmalıyız.
Hiç kimsenin nesnesi olmamalıyız, hiç kimsenin sayın seyircileri, sayın dinleyicileri, sayın izleyicileri, sayın müşterileri, sayın aboneleri" olmamalıyız.
Proğramların en güzeli ve Müslümancası olsa bile, en çok sevdiğimiz kişilerin sohbetleri veriliyor olsa bile, Ramazan ayı birilerinin başkalarını dinleme, izleme ve seyretme ayı değildir.
Vaaz ve nasihatler Ramazandan önce yapılmalı, bilenler tarafından insanlar önceden Ramazana hazırlanmalı, Ramazanda ise insanlar vakitlerinin çoğunu bizzat Allah Teala'ya vermelidirler.
Bizzat kendimiz bol bol Kur'an tilavet etmeliyiz.
Altını çize çize, notlar ala ala bir meal bitirmeliyiz. Ayetler üzerinde mütalaada bulunmalıyız.
Terk etmeyi hedeflediğimiz kötülüklerimizi tespit ederek tövbe ve istiğfarda bulunmalıyız.
Yoğun ve şuurlu bir şekilde Rabbimizi zikretmeliyiz.
Önceden düşünerek, not alarak Rabbimizden isteyeceklerimizi tespit etmeliyiz ve daha sonra şuurlu bir dille ve ısrarla Rabbimizden istemeliyiz.
Evet, ısrarla isteyeceğimiz şeyler olmalıdır, bunları şimdiden tespit ederek, mümkün olduğunca farz namazlarımızın secdelerinde istemeliyiz.
Doğru Haber