Operasyonlar sonrası ekonomik verilerde yaşanan hareketliliği değerlendiren ünlü ekonomistler, bunun yeni bir savaş tekniği olduğunu ancak Türkiye'nin mali disiplininden ödün vermediği takdirde bu süreci rahatlıkla atlatabileceğini belirterek, endişeye gerek olmadığı mesajını verdi.
Kenan Biter'in haberi
17 Aralık operasyonu sonrası yaşanangelişmelerülkegündemini meşgul etmeye devam ederken piyasalarda da olağanüstü bir hareketliliğinyaşanmasına neden oluyor. Borsa son yılların en düşükseviyelerinegeriledi, dolar ve Euro ise tarihizirvelerini gördü.
Operasyon haberinin ajanslara düşmesi ile birlikte piyasalardayaşananhareketlilik ve dövizdeyaşanan sert yükselişler daha sonrasında Merkez Bankası'nın piyasalara 3 milyar dolar vereceğini açıklaması üzerine bir miktar düşüş eğilimine girdi.
Ancak Merkez'den yapılanaçıklamanın ertesi günü, soruşturma kapsamında gündeme gelen bazı isimlerin siyasi yansımaları sonrası yaşanan istifalar, ekonomi cephesinde belirsizlik olarak algılanınca piyasaların ateşini yeniden yükseldi. Hükümet kanadının profesyonel bir kararla oluşan belirsizliği ortadan kaldırmak için vakit kaybetmeden yeni kabineyi açıklaması ve yeni bakanların hemen göreve başlaması ateşi çıkan piyasalarıtekrardanrahatlattı. Fakat bu rahatlama da çok kısa sürdü. Operasyonlar kapsamında yapılmasıplanlanan 2.dalga tansiyonu yeniden yükseltti ve borsanın 80 bin seviyelerinden 60 bin bandına kadar düşmesine sebep oldu. Son düşüş ile şimdiye kadar toplam 60 milyar TL'nin üzerinde bir parahavaya uçmuş oldu.
Borsadakitarihi düşüş ve kaybın yanı sıra dolar ve euro'da da kritik eşikler aşıldı. Yaşanan artış sonrasında dolar 2.17 seviyelerine, euro ise 3 TL'nin üzerine çıkarken iki alanda da tarihi rekorlar kırılmış oldu.
Piyasalardayaşanan son gelişmelerişdünyasında da tedirginliğe yol açtı. Dolar ve Euro üzerinden işyapanfirmalar endişe içinde fiyatların nereye gideceğini merakla beklerken, akıllara da daha kötüsü olabilir mi? sorusunu getirdi..
İşte Haber7yaşanangelişmelerin sürmesi halinde ekonomi cephesini bekleyen riskleri ekonomide Türkiye'nin önde gelen isimlerine sordu...
Ünlü ekonomistler Türkiye ekonomisinin güçlü bir zemin üzerine oturtulduğu ve piyasalarının söylendiğinin aksine kırılgan olmadığını ifade ederek oluşacak her hangi bir kriz ortamında Merkez'in piyasaların ateşini söndürecek silahının olduğuna dikkat çekti ve kimsenin endişeye kapılmasına da gerek olmadığını vurguladı...
ŞU ANKİ FİYATLAR GERÇEK FİYATLAR DEĞİL!
Türkiye'deki tüm makro değişkenlerin fiyatlarını belirlemekte sıkıntı çekildiğini ve fiyatları anormal fiyatlar olarak adlandırdıklarını dile getiren Star Gazetesi Yazarı Dr. Cemil Ertem, ''Şu an piyasanın yansıttığı rakamlar Türkiye'nin makro değişkenlerinin ekonomiye yansıttığı fiyatlar değil. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum. Doların fiyatı başta olmak üzere bir çok fiyat Türkiye ekonomisinin gerçekleri üzerinde siyasi riskler ile hesap edilen fiyatlar. Dolayısıyla bu risklere bağlı çıkışları içeriyor. O yüzden faiz ve kur oranlarına bakılarak Türkiye'nin 2014 ekonomik seyri hakkında bir öngörüde bulanamayız.'' dedi.
EKONOMİNİN CAN DAMARLARINA SALDIRILDI
Piyasalardaki artışların devam edip etmeyeceğinin, siyasi gelişmelere bağlı olduğunu ancak bunun devam etmeyeceğini öngördüklerini ve umduklarını söyleyen Ertem, son dönemde yapılan operasyonların Türkiye'nin ekonomik olarak tüm can damarlarına yönelik yapılmış bir saldırı olduğunu ifade ederek; ''Türkiye'nin piyasasına yapılmış bir saldırıdır. Bu saldırılardaki odak kurumlar olan Halkbank ve TCDD'den de anlaşılacağı üzere saldırılar ile Türkiye'nin finans yapısına ve alt yapı yatırımlarına yapılmak istenen bir operasyonun olduğu çok açık bir şekilde ortadadır.'' diye konuştu.
YAPILAN SALDIRILAR YENİ BİR SAVAŞ ŞEKLİ
Yapılan saldırıların 21. Yüzyıla özgü yeni bir savaş şekli olduğunu ve bu savaşta konvansiyonel silahlardan çok daha derine vuran ve o toplumu dağıtan, onun birliğini bozan ve ekonomisinin can damarlarına darbe indiren silahların kullanıldığını söyleyen Ertem sözlerini şöyle sürdürdü; ''Dolayısıyla böyle olunca ekonomideki gidişatın çok net görüldüğü söylenemez. Ama şunu çok açık söylemem gerekirse, hükümet bu tarz saldırıları çok defa gördü ve bunları bir şekilde atlattı. Bunları atlatmasının temel sebebi ise çok güçlü bir kamuoyu desteği görmesiydi. Şimdi de bunu yavaş yavaş görmeye başlıyoruz.''
ENDİŞEYE GEREK YOK!
Geçmişte edinilen tecrübelere bakıldığında ekonomideki düzelmenin çok hızlı olacağını düşündüğünü ve endişeye mal olacak bir durumun ortada olmadığını belirten Ertem,''Milletin iradesi tecelli ettiği anda ekonomi de düzelmeye başlayacaktır. Zaten sadece borsada bir kayıp söz konusudur. Diğer alanlarda her hangi bir kayıp söz konusu değil. Türkiye ekonomisi çok kırılgan bir ekonomi değil. Türkiye son 5 yıldır çok ciddi ihracat gerçekleştiriyor. Bir sıcak savaş çıksaydı bu fiyatlamalar olurdu bundan daha kötüsü olmazdı. '' dedi.
HALK BANKA OLAN GÜVEN DEVAM EDİYOR
17 Aralık operasyonu ile hedef kurum olan Halk Bankası'nın, halka arz edilmiş küçük ortaklarının yanı sıra yurtdışında da ortakları bulunan bir banka olduğunu dolayısıyla burada yapılan işlemlerin de yasadışı olmadığının çok belli olduğunu ifade eden Sabah Gazetesi Yazarı Süleyman Yaşar, şayet bahsedildiği gibi burada bir yolsuzluk ve yasadışılık varsa bile bunun bankanın tüzel kişiliği ile alakalı olmadığını, direkt şahısları ilgilendirdiğini söyledi. Şahıslarla bankanın tüzel kişiliğini birbirinden iyi ayırmak gerektiğini de vurgulayan Yaşar, Halk Bankası'nın son arz ettiği bonolara karşı oluşan büyük talepten de anlaşılacağı gibi, kuruma olan güvenin devam ettiğini ve ortada bir problem gözükmediğini belirtti.
TÜRKİYE BU TARZ ŞOKLARA DAYANIKLI
Türkiye'nin kamu maliyetinin sağlam olmasından ötürü iç ve dış şoklara karşı dayanıklı olduğuna dikkat çeken ve mali disiplin bozulmadığı sürece Türkiye ekonomisinin bu tarz şoklara dayanıklı kalacağını ifade eden Yaşar, bu iddiasını ise şu sözlerle destekledi; ''Türkiye dünyanın en küçük bütçe açığına sahipken, kamu borç yükü de yüzde 35 seviyelerinde... Dolayısıyla böyle bir ekonomide iç ve dış şoklar pek bir etki yaratmaz. Ama oynaklıklar olabilir, mali disiplin bozulmadığı sürece de ekonomi sürdürülür halde kalır. Türkiye ekonomisine bir şey olmaz. ''
ZORLARLARSA MERKEZ 'SİLAH'INI ÇEKER!
Operasyonlar sonrası yükselişe geçen dövizle ilgili, yaşanan artışların spekülatif ataklar olduğuna dikkat çeken Yaşar, Merkez Bankası'nın elinde ciddi miktarda döviz olduğunu ve eğer döviz artmaya devam ederse, Merkez'in gerek görmesi halinde ayrıca faiz silahını da çekebileceğini ifade ederek, böyle bir durumda da döviz alanların elinin yanacağını söyledi.
Türkiye'de siyasi karışıklıkların her zaman mevcut olduğunu ve bu durumlarda bir şekilde ekonominin yönetildiğini dile getiren Akşam Gazetesi Yazarı Doç. Dr. Deniz Gökçe, şimdi ise siyasi karışıklıkların kargaşaya dönüştüğünü, o yüzden yaşanan gelişmelerin birkaç ay daha sürmesi ve yerel seçimlere bulaşması halinde reel ekonomide önemli etkiler oluşturarak derin izler bırakabileceğini vurgulayarak, yaşananların bu noktada bitmesi halinde ekonominin bu süreci yumuşak atlatacağını da söyledi.
kenan.biter@haber7.com