Mehmet GÖKTAŞ
Şeytan ve dostlarının Ezan düşmanlıkları
Yine birileri ezana kafayı takmış durumda. Yine birilerinin ezan düşmanlıkları depreşmiş şu günlerde. Yeni bir andıç ortaya çıkmış, merhale merhale önce ezan Türkçeye çevrilecekmiş, ardından ibadetlerin aslı değiştirilecekmiş. Bu işin öncülüğünü her zaman olduğu gibi asker yapacakmış, kışlalarda başlatılacak olan uygulamaya daha sonra Diyanetin öncülük etmesi planlanmış"
Şeytan ve dostlarının bu ezan düşmanlıkları nereden kaynaklanıyor, hiç düşündünüz mü?
Gelin bunu Peygamber (s.a.v) Efendimizden öğrenelim.
Başta Buhari olmak üzere hadis külliyatımızın hepsinin Ezan bölümlerinde Rasûlullah (s.a.v) Efendimizin şöyle buyurduğu kayıtlıdır:
"Namaza davet için ezan okunduğunda Şeytan yellenerek (zart zart ses çıkararak) kaçar, ta ki ezanın sesi i işitilmez oluncaya kadar"
Bu hadisi şerifte öylesine mükemmel bir temsil vardır ki.
Şeytanın kaçarkenki hali, apansız büyük bir korku ve dehşete kapılmış bir kimseye benzetiliyor. Dizlerinin bağı çözülmüş, mafsalları gevşemiş, sinirleri boşanmış, idrar ve dışkısının çıktığı yerler tutmaz olmuş bir kişi düşünün, aynen böyle.
Şeytan öylesine panikler, öylesine dehşet ve korkuya kapılarak ezandan firar eder.
Çünkü ezan, insanoğlunun diliyle Allah Teala"yı haykırmaktır, Allah"tan başka ilah olmadığını haykırmaktır. Şeytan ve dostları için bu durum kabullenecek, tahammül edilecek bir şey değildir.
Şu ayeti celile bu durumu ne güzel açıklıyor: "Sen Kur"an"da Rabbini bir ve tek ilah olarak andığın zaman nefretle kaçar vaziyette döner giderler." (17/46)
Şeytan ve dostlarına siz Allah"ı hatırlatmaya görün, öylesine paniklerler, öylesine nefretlerini ve firarlarını gösterirler.
Ezan, onlar için asla tahammül edilecek bir şey değildir.
Çünkü ezan tekbirlerle başlar, tekbirlerle biter. Allah"ı haykırır, Allah"ın büyüklüğünü haykırır ve ilen eder. Şeytan için bundan daha kötü bir durum yoktur.
Çünkü ezan, İslam"ın temel ilkelerini en veciz ve toplu bir şekilde ilan eder, ızhar eder.
Çünkü ezan, insanlığı Allah Teala"ya ibadet etmeye, namaz kılmaya ve özellikle secde etmeye, Rabbine en yakın olmaya çağırır.
Secde denilince, Şeytan"ın bu husustaki onulmaz yarasını biliyorsunuz değil mi? Secdeye çağırılmıştı da, reddetmişti, Rabbinden uzak düşmüştü, kovulmuştu.
İşte müminler için bu dünyada olmazsa olmaz olan ezan, müminler için müthiş bir saadet olan ezan, şeytan için ve şeytanın dostları için böylesine bir hüsrandır.
Açıkçası, birilerinin Ezana olan düşmanlığının sebebi budur. Onu her duyduklarında yüreklerine bir acı oturuveriyor, korkuya kapılıp panikliyorlar, dizlerinin bağları çözülüyor.
Şeytan o an için olsun ezanın sesinin ulaşmadığı yerlere kaçıp kurtuluyor. Fakat bu bizimkiler ne yapsınlar? Ne kadar kulaklarını tıkasalar da, ne kadar evlerini sese karşı yalıtımlı yapsalar da,ister istemez en azından günde birkaç defa ezanla çarpılıyorlar.
Onlar için bundan kurtulmanın en kolay yolu ezanı değiştirmektir, orjinalini, aslını bozmaktır. Mademki güç ve kuvvet ellerinde, daha önce de yapmışlardı.
Şimdi söyleyin Allah aşkına, "Tanrı Uludur" sesinden şeytanın yellenerek kaçacağına inanıyor musunuz siz? Hiç olacak şey mi? Zaten bu fikri ortaya atanın kendisi bizzat şeytan değil mi?
"Tanrı Uludur" diye bir dönem yaşamıştır bu ülke. O dönem, şeytanın yellenerek kaçtığı bir dönem değil, şeytan ve dostlarının bu ülkeye tahakküm ettiği, egemen olduğu bir dönem olmuştur.
Üzerinden ne kadar zaman geçse de, "Tanrı Uludur" döneminin acılarını bu ülke insanı asla unutmamış ve unutmayacaktır. O yüzdendir ki, bu sesi çıkaranları her defasında tarihin çöplüğüne gömmeye hazırdır.
doğruhabergazetesi